Arı deyince hemen herkesin aklına bal gelmektedir.
Oysa bal kadar polen, propolis, arı ekmeği, erkek arı larvası, arı havası, arı zehri gibi çok sayıda arı ürünü ticari değer taşımaktadır. Bununla birlikte amatör arıcılığın egemen olduğu memlekette balın dışındaki arı ürünleri ticari değer olarak kurumsallaşmış bir yapıya sahip bulunmamaktadır. Propolis ve polen pazarı yavaş da olsa gelişmektedir.
Arı ürünlerinin sağlık alanında kullanımı binlerce yıl gerilere gitmektedir. İnsanoğlu var olduğundan bu yana arı ürünlerinden yararlanmaktadır. Arı ürünleri son yıllarda takviye edici gıda gurunda önemli yer tutmaktadır. Tamamlayıcı ve destekleyici tıbbi uygulamaların yasalaşmasından sonra arı ürünlerinin önemi daha da artmıştır.
Türkiye arı varlığı yönünden 8 milyon kovanla dünyada ikinci sırada bulunmaktadır. Ancak kovan başına 14 kg bal verimi ile üretim yönünden daha geri sıralarda yer almaktadır. Aslında bitki örtüsü de ancak bu kadar potansiyele sahiptir. Daha fazla bal üretme potansiyeli bulunmakla birlikte yağış rejimi potansiyeli düşürmektedir.
Türkiye 2023 projeksiyonlarına göre bal üretimini 125 bin tonun üzerine çıkarmayı planlamaktadır. Elbette üretimi artırırken hem iç tüketimi hem de ihracatı artıma yolu da bulunmak zorundadır. Halen kişi başına bal tüketimi 1 kg bile olmayan memlekette, bal üretimini artırmak, ilk etapta ucuzlatmaktan başka işe yaramaz. Bu nedenle ürünleri çeşitlendirmek, niteliklerini artırmak, adına doğru ürün üretmekte yarar vardır.
Bal ihracatında en önemli sıkıntı ürüne has bal miktarının düşük oluşu. Çam balı üretiminde çok iyi olmamıza rağmen bunu da pek fazla satamıyoruz. Bazı uyanıklar yurtdışında Türk balı satıyorlar ama Türkiye’den gitme değil.
Daha fazla coğrafi işaret alınması ve markalı ürünlerin çoğaltılması, balın sağlık alanında kullanımını destekleyecek niteliktedir.
Polen, propolis, arı ekmeği, arı sütü gibi ürünlerin kurumsallaşmış bir üretimi bulunmuyor. Uygun dönemlerde toplanan polen, bal kadar gelir getiriyor. Polen toplamak birçok arıcının da kabul ettiği gibi, bal hasadından çok daha kolay. Bunun için üretim, hasat ve saklama koşullarının geliştirilmesinde yarar var. Neticede sağlık alanında kullanılan polenin, toplandığı bölgelere göre etkileri de farklı olabilir.
Arı sütü üretimi yeterinde yapılmıyor. Arıcılara zor geliyor. Sağlık alanında en fazla kullanılan arı ürünü neredeyse. Özellikle kanser tedavisi gören hastaların çoğunluğu arı sütü kullanıyor.
Ürüne has bal üretimi, özellikle batı bölgelerinde püren balı üretimi arıcıların gelirlerini artıracak yollardan biri. Bütün mesele arıcıların bu konuda daha aktif davranmaları.
Arı zehrinin nerdeyse yarısından fazlasını ithal ediyoruz. Aslında arı sütü üretirken, arı zehrini de üretmek mümkün. Sağlıkta kullanılan bu iki ürünün adına doğru üretimine şiddetle ihtiyaç bulunuyor.