Bugün malum 15 Temmuz. Hain darbe girişiminin yıldönümü. 15 temmuza nasıl gelindi ve halen ne durumda memleket iyi analiz etmek lazım.

15 temmuz hain darbe girişimi veya terörist kalkışmaya nasıl gelindi, süreçte neler yaşandı ve nasıl devam ediyor iyi bilinir ise, milletin sağduyusu benzer gelişmeleri daha iyi görebilir.
Terörist kalkışmadan önce milletin ordusu adeta darmaduman edildi. İktidar sahipleri haksız, mesnetsiz, hayali ithamlarla yüzlerce ordu mensubunu cezaevlerine tıktı. Bazı subaylar kendilerine isnat edilen suçlara dayanamayıp intihar girişiminde bulundu.
Hele operasyonlardan birine Türklerin kutsalı olan Ergenekon adını verdiler. Özel yetkili savcı atadılar. Ergenekon’un Savcısıyım diyenler oldu. O zaman Adalet Bakanı, şimdiki Adalet Bakanı idi. Fetö terör örgütü liderine toz kondurmuyordu. Şimdi aynaya bakıyor mu bilinmez ama özel yetkili savcıları da aynı zat atamıştı. Şimdi aynı bakan fetö terör örgütü davalarında elli binden fazla hükümlü olduğunu dile getiriyor. Atadıkları savcılar, hakimler, özel yetkili savcıların çoğunluğu fetöcü çıktı. Kim kime hizmet etti veya ediyor belli değil.
Terörist kalkışmanın ardından cumhurbaşkanının beş yaveri fetöcü çıktı. Elbette bu yaverlerin atamasını Cumhurbaşkanının bizzat kendisi yapmıştı. Zaten her taşın altından fetöcüler çıktı. Belediye başkanları, bakanlar, üst düzey bürokratlar, bir yerde üçlü kararname ile atananların neredeyse hepsi fetöcü çıktı. Hüküm giydi, tutuklu veya memuriyetten uzaklaştırıldı. İşin ilginci, terörist kalkışmayı organize eden şahsın görev süresini iktidar sahipleri uzatmış, emekli olduktan sonra da Yüksek Askeri Şuraya seçmişlerdir. Bu şahsın nerde olduğu ne yazık ki belli değildir. Ergenekon davasına iktidar sahipleri tarafından atanan özel yetkili savcılar da fetöcü çıkmış elini kolunu sallaya sallaya kaçmışlardır.
Tarım Bakanlığı başta olmak üzere birçok bakanlıkta hala fetöcü temizliği yapılmaya çalışılmaktadır. Oysa Adalet Bakanlığındaki sürece benzer süreçler yaşanmaktadır. Bir ara zamanın İçişleri Bakanı, 81 ilin 74 tanesinin emniyet müdürünün fetöcü olduğunu itiraf etmişti. Bu müdürleri kim atamış olabilir? Eski iktidar sahipleri mi? Elbette hayır. O zamanlar 14 yıldır aynı siyasi parti iktidardaydı.
Fetö terör örgütü ile en sağlıklı mücadele yöntemi adil olmaktır. Adalet mekanizmasını sağlıklı çalıştırmaktır. Aynı zamanda, yardım ve yataklık yapan, terör örgütüne bilerek veya bilmeden yardım eden, kamu kaynaklarını kullandıran herkes adalet karşısına çıkmalıdır. Birilerini fetöcülükle suçlayarak aklanmak, fetö terör örgütüyle mücadele etmek mümkün değildir.
Zamanın bütün bakanlıklarında atanan bürokratlar fetöcü çıkmış, görevden uzaklaştırılmıştır. Ancak atayan bakanlar ve üçlü kararnameye imza koyanlar siyasi faaliyetlerine devam etmektedir. Hem de yeniden görev alarak. Unutmamak lazım. Devlet idaresinde yanıldık özür dileriz lüksü olmaz. Olmamalıdır.