İktidar sahipleri eğitimi çökertmeye devam ediyor. Her ne kadar korona salgını nedeniyle uzaktan eğitim, gençlerin eğitimini geriletti ise de genelde Milli Eğitim Bakanlığı sınıfta kalmış görünüyor.
Son yapılan YKS sınavında gençler adeta döküldü. İstatistikler apaçık gösteriyor.
TYT'de 2.911.511, AYT sayısal puan türünde 1.429.833, AYT sözel puan türünde 1.494.079, AYT eşit ağırlık puan türünde 1.780.135, YDT puan türünde 123.163 adayın puanları değerlendirilmiş.
ÖSYM tarafından hazırlanan 2022-YKS sonuçlarına ilişkin sayısal bilgilere göre, TYT'ye başvuran 3.234.318 adaydan 3.008.287'si sınava katılmış, 226.031 aday sınava girmemiş.
Bu yıl barajın kaldırılmasının ardından TYT'de puanı hesaplanan ve 100 ile üstü puan alan aday sayısı 2.911.511 olurken; 96.518 aday da 100 puan altında kalarak TYT’den sıfır çekmiş.
2022-TYT'de doğru cevap sayısı ortalamaları; Türkçe (40 soru) testinde 17,7, sosyal bilimler (20 soru) testinde 7,9, temel matematik (40 soru) testinde 6,9 ve fen bilimleri (20 soru) testinde 3,2 görünüyor.
AYT matematik (40 soru) testinin ortalaması 7,2, AYT fen bilimleri testinin ortalamaları; fizik (14 soru) alt testinde 2, kimya (13 soru) alt testinde 1,5 ve biyoloji (13 soru) alt testinde sadece 2.
AYT Türk dili ve edebiyatı-sosyal bilimler-1 testinin ortalamaları; Türk dili ve edebiyatı (24 soru) alt testinde 6,6, tarih-1 (10 soru) alt testinde 2,6, coğrafya-1 (6 soru) alt testinde 2,9.
AYT sosyal bilimler-2 testinin ortalamaları; tarih-2 (11 soru) alt testinde 1,9, coğrafya-2 (11 soru) alt testinde 3,6, felsefe grubu (12 soru) alt testinde 2,1, din kültürü ve ahlak bilgisi/ek felsefe grubu (6 soru) alt testinde sadece 1,4 ortalama cevap işaretlemiş gençler.
Öncelikle sıfır çeken öğrenci sayısı önemli derecede artmış görünüyor. Aynı zamanda sınava girmeyen aday sayısı da çok yüksek. Hemen bütün gençler kendilerine iyi bir gelecek hazırlamada üniversite sınavının en önemli dönün noktası olduğunu düşünür. Oysa sınava katılmayan ve sıfır çekenleri toplayınca, başvuran adayların %10’u sınavı önemsememiş.
Alan sorularına verilen cevaplar irdelendiğinde, sonuçlar içler acısı. Ya gençler matematik, fizik, kimya derslerini sevmiyor, ya da öğretmenleri öğretemiyor. KPSS sınavlarında da benzer sonuçlar ortaya çıkıyor gerçi. Öğretmenlerin girdiği KPSS sınavlarında kendi alanlarındaki cevap ortalamaları da öğrencilerin ortalamalarına yakın görünüyor.
Üniversite sayısını çoğaltmakla eğitim gelişmiyor. Tersine kalite düşüyor. Eğitmenin iyi eğitim görmediği memlekette, iyi eğitim vermesi zor görünüyor. Aslında zincirin temelinden başlamalı eğitime.
Üniversiteye yetersiz gelen gençlerin başarılı bir eğitmen olması güç görünüyor. Nitekim mezun olduktan sonra girdikleri KPSS sınavlarında başarı ortalamaları her geçen dönem düşüyor.
Türkçe, tarih, coğrafya, felsefe alanlarında verilen cevapların ortalamaları da çok düşük. Belli ki gençler okuduklarını anlamıyorlar. Bu sonuçlar çağdaş dünya ülkelerinin birinde açıklansa Milli Eğitim Bakanı istifa ederdi.