Bilen bilmeyen bir olmuyor. Memleketin işleri bilmeyenlerin eline düşünce iki ara bir dere günü kurtarmaya yönelik kararlarla çözülmeye çalışılıyor.
Bu şekilde ne ekonomi düzelir ne işsizlik azalır ne de gıda güvenliği tesis edilir.
Ağustos ayı geldi neredeyse. Ekonomi bakanı mayıs haziran gibi enflasyon düşecek derken mutfak masrafları artmaya devam ediyor. Mazotun üzerinde kdv dışında bir de ötv olunca nakliyenin her ürünün kilogramına 2 lira eklediğini hesap etmemiş olmalı. Hesaptan anlasaydı zaten paranın nasıl hızla eridiğini ışıl ışıl ışıldayan gözleriyle görürdü.
Ekonomi dersi almadığı halde memlekette maliye bakanlığı yapanlar vardı. 100’er günlük programlarla memlekette iki buçuk milyon gence istihdam sağlıyordu. Hazinenin parasının ne olduğunu bile anlayamadan süslü püslü cümlelerle çekti gitti.
Çiçeği burnunda Tarım Bakanı daha göreve geldiğinin ertesi günü Cumhurbaşkanının seçilmiş çiftçilerle yaptığı toplantıya katıldı. Daha bismillah ağzından çıkan ilk cümle karkas ithal etmeyi planlıyoruz idi. Haliyle çiftçinin yanında fırçayı da yedi. Memlekette bütün gıda fiyatları girdilere bağlı olarak hızla artarken kendini doyuramayan memlekete arazi bakmaya gitti. Giderken Afrika ülkelerinde olduğu gibi bakanlık kiralayacak zanneden millete açıklama yapıldı. Meğer özel sektör için arazi bakılmaya gidilmiş. Ne yetişir diye mısır ve soya tarlalarının içinde de poz vermişler. Zaten soya küspesi ve mısır aynı coğrafyadan milyonlarca ton geliyor. Yetiştirince daha ucuza gelecek zahir.
Haftalardır konuşulan tahıl koridoru nihayet atılan imzalarla açıldı. Yandaş medya ve devletin kanalları yere göğe sığdıramadılar. Savaş halinde olan iki ülkenin böyle bir karara imza atması ne kadar sürdürülebilir olabilir? Buğday fiyatları düştü diye manşetlere taşındı. Oysa düşüş sadece ve sadece %3 kadarcıktı. Rusya aynı gün Odesa limanını bombalayıverdi. Önemli bir kısmını kullanılmaz hale getirdi. Buğday fiyatları bu defa %3.5 oranında artıverdi. Savaş halinde olan iki ülkenin tahıl ihracatı için anlaşma yapmaları ne kadar güvenilir olabilirdi ki. İthalat lobisinin üst düzey girişimleri ne yazık ki başka bahara kaldı. Halen iki ülkenin de buğday sevkiyatları devam ediyor düşük düzeylerde olsa bile.
Son günlerde yapılan operasyonlarda uyuşturucu şebekesinin başında bir savcı çıktı. Polislerin de kuryelik yaptığı belirlendi. Savcının İçişleri Bakanının referansıyla Savcı yapıldığı da ortaya çıktı. Daha önce de aynı güzergahta uyuşturucu taşıyan bir polis arkadaşlarına ateş açmış, üçünü yaralamıştı. Arabasında 25 kilo civarında uyuşturucu bulunmuştu. Üstelik bu polis memuru uyuşturucuyla mücadelede gösterdiği kahramanlıklar ile ödül almıştı. Olayların ucu nerelere gidecek belli değil.
SBK Holdingi bilmeyen kalmadı. Sahibinin isimleri ve soy isminin baş harflerinden oluşuyor. Sahibi önce gözaltına alındı. Ardından serbest bırakıldı. Yurtdışına çıkma yasağı kaldırıldı ve kaçtı. Birkaç açık oturum programına canlı olarak bağlandı. Sonra Avusturya’da tutuklandı. Ardından ABD’ye teslim edildi. SBK’nın yurtdışı yasağını kaldıran hâkim Adalet Bakan Yardımcısı olarak görev yapıyor.
Yüz olsa diye bir deyim vardır. Bazen de manda derisinden olmalı derler.