Devlette süreklilik esastır. Görevliler değişir ama hizmetler devam eder.
Devlette süreklilik esastır. Görevliler değişir ama hizmetler devam eder. Bununla birlikte, siyasi iktidarlar kendilerine yakın isimlerle çalışmayı tercih eder. Aslında buraya kadar herhangi bir sorun yok. Eğilimler genelde bu yöndedir.
Eskiden iktidarlar sıklıkla değiştiği için devlet idaresinde de sıklıkla görev değişimleri olurdu. Ancak devlet idaresinin, bürokratların bir saygınlığı vardı. Siyasi iktidarlar da bu saygınlığı muhafaza etmeye çalışırdı.
Devlet Memurları Kanunu öteden beri 657 sayılı kanun olarak bilinir. Bu kanuna göre devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar.
Devlet memurları her durumda Devletin menfaatlerini korumak mecburiyetindedirler. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına aykırı olan, memleketin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozan Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette bulunamazlar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım edemezler.
Kanunun anılan maddesini daha iyi anlamak gerekirse! Memurların tarafsız olarak görevlerini yapmaları, memurluk statülerinin ve sorumluluklarının bir gereğidir. Buradaki tarafsız olma ibaresi memurun görevini yaparken kişileri kayırma veya kamu hizmetini yerine getirirken hizmetten yararlananlara ayrımcılık fiil ve eylemlerini yapmamak olarak yorumlanmalıdır. Her idari eylem veya işlemin mutlaka bir tarafı vardır. Tarafsız kamu hizmeti düşünülemez. Ancak bu hizmetler yürütülürken meri mevzuat çerçevesinde yapılması öngörülen ve olması gereken yapılmalıdır. Memurlar; ‘Devlet’ sıfatını taşıyan ve devlet adına çalışan kamu görevlileridir. Bu sıfat hem idari hem de hukuksal olarak memurların güvenilir ve Devlete bağlı olmalarını gerekli kılar.
Ne yazık ki devletin kadroları siyasi iktidar tarafından baskı altına alınınca, devlet memurları kanununun yedinci maddesine uyum ortadan kalktı gitti. Özellikle idareci pozisyonunda olan devlet memurları, tabi oldukları kanunun yedinci maddesini çiğnemekten bir hal oldular.
Valilerden başlayan, müdürlere kadar devam eden protokol listesinde görev yapan bütün devlet memurları ne yazık ki iktidar partisinin il ve ilçe yöneticilerinin taleplerini yerine getirmede ayrı bir gayret, ayrı bir özen gösteriyorlar. Belki içlerinde istisnalar vardır. Bütün milletin hizmetinde olmaları gerektiğini düşünenler veya düşündüğünü uygulamaya çalışanlar vardır.
Tunceli’deki vaka yenilir yutulur değildir. Komutanı görevden almak, soruşturma açmak bir yana il başkanı da görevden alınmalıdır.