Gençlerimizin önemli bir kısmı üniversiteli oldu. Hayırlı uğurlu olsun.
Üniversiteler de kontenjanlarımızı doldurduk diye sevindiler. Aslında tercihte taban puanın kaldırılması boş kalan bölümleri doldurdu.
Önceki yıllarda özel üniversiteler başta olmak üzere doğudaki üniversitelerin önemli bir kısmı kontenjanlarını dolduramıyordu. Gençler bazı bölümleri okumak istemiyordu. Kendi gelecekleri ile ilgili istikbali olan bölümleri tercih ediyordu. Kazanamazsa yeniden denemek istiyordu. Taban puanların kaldırılmasıyla puanı düşük olan gençler de üniversiteli oldular.
Tercihlerle ilgili olarak eskiden beri değişik çalışmalar ve uygulamalar yapılıyordu. Mühendislik fakültelerinin bazı bölümleri tercih için baraj puanları koymuşlardı. Aynı zamanda belli alanlardan daha yüksek puan almak gerekiyordu. Neticede baraj kalkınca hepsi doldu.
Ziraat fakültelerinin bazı bölümleri bir çok üniversitede geçen sene kontenjanlarını dolduramamıştı. Makine ve İnşaat mühendisliği gibi bölümlerde dahi yeterli tercih almayan üniversiteler vardı.
Kontenjanların dolmasının iki boyutu var. Üniversitelerin öğrenci sayıları azalıyordu. Dersi olmayan, bölümü kapanan öğretim üyesi sayısı artıyordu. Hatta önceki yıllarda bu durum sayıştay raporlarına da yansımıştı. Bu sorunlar bir nebze olsun ortadan kalkacak. Diğer yandan barajı aşamayan gençlerin önemli bir kısmı üniversiteli olma hakkı elde etti. Olumlu gelişmeler olarak kabul edilebilir.
Kontenjanlar dolarken başarı standartlarının düşmesi pek çok bölüm ve programda öğrenci performanslarının düşmesine de neden olacak gibi görünüyor. Bu durum eğitim kalitesini de düşürecek potansiyele sahip bulunuyor. Özellikle teknik bilimler, matematik ve fizik ağırlıklı bölüm ve programlarda ders veren öğretim üyeleri fazlasıyla yorulacak. Pek çok ders orta düzeyde geçmişten gelen bilgi düzeyi istiyor.
Üniversite adaylarının puan barajının kalkmasıyla şanslarını iyi değerlendirmeleri son derece önemli. Ancak başarı, arzu edilen bölüm ve programla ilgili aidiyet duygusunun gelişmesine bağlı. Bu nedenle üniversitelerin yeni gelen öğrencilerine çok sıkı bir oryantasyon programı uygulamaları gerekiyor.
Üniversite yerleştirme sonuçlarına göre hemen bütün bölümlerde en düşük ve en yüksek puanlar arasındaki makasın da çok büyüdüğü dikkati çekiyor. Bu durumda aynı bölüm veya programı okuyacak öğrenciler arasında başarı ve performans açısından önemli farkların ortaya çıkması kaçınılmaz. Neticede sınıfta kalmanın olmadığı, puan barajının olduğu üniversitelerde aynı sınıfta eğitim gören öğrenciler arasında bu farklılık devam edecek gibi görünüyor.
İlk defa gerçekleştirilen bu uygulama, orta ve lise eğitiminde yaşanan performans düşüşünü örtecek gibi görünse de üniversitelerde yaşanan eğitimde kalite sorununu da büyütecek potansiyele sahip bulunuyor.
Af yeni çıktı. Bu uygulama üç beş seneye kalmaz yeni bir af çıkartır gibi görünüyor.