Uzun süreli kuraklık ve yoğun yağış gibi aşırı hava koşulları, küresel ortalama sıcaklık arttıkça giderek daha yaygın hale geliyor ve önümüzdeki yıllarda bu makas daha da büyüyecek.
Uzun süreli kuraklık ve yoğun yağış gibi aşırı hava koşulları, küresel ortalama sıcaklık arttıkça giderek daha yaygın hale geliyor ve önümüzdeki yıllarda bu makas daha da büyüyecek. Dinozorların bir zamanlar bu dünyada yaşadığı hesap edilirse, bugün gördüğümüz bazı yaban hayvanları kaybolacak. Yaban hayvanlarının değişen iklim koşullarına uyumu ve nesillerini sürdürmeleri türlere göre önemli farklılık gösteriyor. Üreticiler olarak yeşil bitkiler, yağış rejimden etkilendikçe beslenmesi yeşil bitkilere bağlı olan otoburların nüfusunu etkiliyor. Otoburların nüfusunda meydana gelen azalma ve çoğalmalar etoburların nüfusunu değiştirebiliyor. Neticede zincirin halkalarındaki değişimler bağlı olan halkalarda bulunan yaban hayvanlarının nüfuslarını değiştiriyor.
Bir gurup uzman, dünyanın dört bir yanından 157 memeli türünden popülasyon dalgalanmalarına ilişkin verileri analiz etmiş ve bunları hayvan verilerinin toplandığı zamana ait hava ve iklim verileriyle karşılaştırmış.
Çalışmada ömrü uzun ve az yavru yapan hayvan türleri nesillerini sürdürmede iklim değişimine karşı daha hassas görünüyorlar. Aslında daha dayanıklı olan bu yaban hayvanları, üreme ve neslini sürdürmede ciddi risk yaşıyorlar.
Afrika fili, Sibirya kaplanı, şempanze, yarasa, lama, beyaz gergedan, boz ayı, Amerikan bizonu gibi türler iklim değişiminden daha fazla zarar görüyorlar.
Ömrü kısa ama çok fazla yavru yapan hayvan türleri iklim değişiminden daha az etkileniyorlar. Kurak yıllarda nüfusları çok hızlı düşse de iyi giden yıllarda nüfusları hızla çoğalıyor.
Büyük cüsseli, fil gibi uzun ömürlü hayvanlar, uzun süreli kuraklıklara tolerans gösterebiliyor. Ancak sayıları oldukça düşük düzeylerde görünüyor. Kısa ömürlü çok yavru yapanlar kuraklıktan çok etkilense de kuraklık geçince hızla çoğalabiliyorlar.
Fare gibi kısa ömürlü küçük kemirgenler, kısa vadede daha fazla nüfus dalgalanmalarına sahipler. Uzun süreli bir kuraklık durumunda, gıda kaynaklarının büyük bir kısmı daha hızlı yok olabiliyor. Böcekler, çiçekler, meyveler yetersiz gelebiliyor. Olumsuz şartlar ortadan kalktığında bu türler nüfus patlaması gösterebiliyor.
Yaşam alanı tahribatları, kaçak avlanma, kirlilik ve istilacı türler, birçok hayvan türünü tehdit eden faktörler olarak görünüyor. İklim değişiminde bu faktörler de yaban hayvanlarının nüfuslarını etkileyebiliyor.
Araştırmacıların çalışması, yalnızca bu belirli 157 memeli türünün iklim değişikliklerine nasıl tepki verdiğine dair bir fikir vermekle kalmıyor. Devam eden iklim değişimlerine karşı nüfuslarının nereye doğru gideceğini de gösteriyor.
İklim değişikliğinin gelecekte daha aşırı hava koşulları getireceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla yaban hayvanlarının nüfusları daha fazla dalgalanacak.
İklim değişikliği nedeniyle yaşam alanlarının uygunluğu değiştikçe, eski alanlar yaşanamaz hale geliyor. Bu gelişmeler yaban hayvanlarının daha yeni yaşam alanlarına hareket etmesine de neden oluyor.