Ülke öyle bir hale geldi ki, biz gazeteciler, “Yapılan insanlığı” haber yapmak zorunda kalıyoruz.

Ülke öyle bir hale geldi ki, biz gazeteciler, “Yapılan insanlığı” haber yapmak zorunda kalıyoruz.
.
Halbuki yapılması gereken, doğal olan bir olay haber oluyorsa o ülkede bir problem var demektir.
.
O ülke hele Müslüman bir ülkeyse, bu olayın “Bahsi” bile olmaması gerek.
.
Hepiniz bilirsiniz.
Gazeteciliğin altın kuralı şudur;
“Köpek adamı ısırırsa haber olmaz ancak adam köpeği ısırırsa haberdir…”
.
Dünya Barış Günü’nde olay Elazığ’da geçmiş.
Adamın biri kafede oturduktan sonra arabasına binmiş.
Aaa!
Bir bakmış camına bir kâğıt sıkıştırılmış.
“Eyvah cezayı yedik!” diyerek inip, kâğıdı camdan alarak okumuş.
Kâğıtta; “Merhaba kardeşim. İstemeyerek arabanıza çarptım, masraflarınızı karşılayabilirim. Murat Berktaş” diyerek telefon numarasını bırakmış.
.
Neyse lafı uzatmayalım, telefonla haberleşip sanayide buluşmuşlar ve 2500 lira tutan tamiratın parasını Murat Bektaş ödemiş.
.
Otomobil sahibi Ömer Demir de kendisine teşekkür etmiş.
.
Neden?
“İnsanlık ölmedi” diyerek…
.
Bu olayda köpek adamı ısırmıştır.
Ama nedense haber olmuştur…
“Hangi değerleri kaybettiğimizi daha iyi anlamamız için bu olaya bakmamız yeter” diye düşünüyorum.
.
Dünya Barış Günü için de birilerine iyi bir mesaj olabilir bence…
 
***
Dünya Barış Günü çeşitli açıklamalarla, çeşitli etkinliklerle kutlanır.
Ama şöyle dişe dokunur bir eylem olmaz..
Sonuç alınmaz.
.
Herkes bildiğini okur.
.
Ama haberi bu okuyunca biraz olsun umutlandım.
Hoşuma da gitti.
.
Zira 50 yıldır iliğimizi kurutan bir kanserden belki de kurtulacağız.
.
Haber şu:
“HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, PKK'nın silah bırakması gerektiğini belirterek, ‘Çatışmaları sürdüren örgütün, PKK'nın mutlak suretle silahı bırakması ve 1 Eylül Barış Günü'nde sorunlarımızı artık Meclis'te çözmemiz gerekiyor’ dedi.”
.
Bu sözü samimi bulmayanlar şu yorumları yapacaklar.
.
Misal;
“Acaba yeni bir Çözüm süreci mi?”
.
Misal;
“Seçim yaklaştığı için partisine oy kazandırmak isteyenlerin sözü mü?”
.
Misal;
“Sürekli HDP ile terörü yanyana getirenlerin önü mü kesilmek isteniyor?”
.
Ama söylem kulağa hoş geliyor.
Hele bu istek HDP’den gelince daha da anlamlı oluyor.
İnşallah samimidirler ve tüm sorunlarını silahla değil, mecliste hallederler ve:
Dünya Barış Günü işe yarar…
 
***
Dünya Barış Günü yaşadık.
Yaşamasına yaşadık da, yine bir dolu olaylar karşımıza geldi.
“Barış” sözcüğü uçtu, gitti.
.
Misal Prof. Celal Şengör…
Katıldığı bir programda şunları dedi:
“Onların hepsi masal. İbrahim diye bir adamın yaşadığı malum değil… Bütün bu söylenen kişiler tarihte yok. Bunların hepsi o üç tane kutsal kitap denilen aslında… Hayır, ama bu önemli Suriye din geleneği Mezopotamya din geleneğinden türemiş bir yan branştır.
Bizim bugün İbrahimi dinler dediğimiz işte Musevilik, Hristiyanlık, arkasından İslam yani Museviliğe bakıyorsun Musa peygamber diyorlar. O adamı da tarih bilmiyor. Yok, öyle bir isim. Musevilerin kitabında bir Mısır’dan çıkış vardır meşhur. Yok, öyle bir olay. Yani incelendi, yayınlandı.”
.
Buyrun.
Adamın dediği doğruysa tüm dinler allak bullak olacak.
İnançlar sorgulanacak.
.
Aynı İsmail Karaman’ın Kurtuluş Savaşı için söylediği, “Tek kurşun atılmadı” demesi gibi.
.
Peki ne oldu?
.
Karaman’a laf eden bile olmadı,
Şengör ifadeye çağrıldı.
.
“İmam Hatiplilere” laf söylediği iddia edilen Gülşen ev hapsinde,
“İki ayyaş” diyenler dışarıda…
.
Hani dedik ya “Dünya Barış Günü”
Sormak lazım;
“Kime göre?”
 
***
Dünya Barış Günü’nden devam edelim.
.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş katıldığı programda şunu demiş:
“Büyükşehir Belediyesinin yatırımları için teşekkür edilmesini garip buluyorum. Bir belediye başkanına zaten yapması gereken şeyleri yaptığı için teşekkür ediyorsunuz. Son derece yanlış buluyorum. Bu bizim görevimiz, bunun için maaş alıyoruz…”
.
Mütevazılık böyle bir şey.
.
Ortalara çıkıp; “Ben yaptım, ben ettim. Ben olmasan Ankara batardı, ülke batardı” diyerek kendisine siyasi bir paye sağlamak varken, “Zaten bizim görevimiz” demesi hoş geliyor kulağa.
.
Hani başta anlattım ya;
Aslında köpek adamı ısırmıştır.
Haber değeri yoktur.
.
Ama “Barış” anlamında çok şey ifade ediyor…
 
***
Dünya Barış Gününe devam edelim ve bakalım ne olmuş:
.
Haber başlığı şu:
“AKP’liler yine polise saldırdı…”
.
Olay şu:
Sosyal medyada yer alan ‘Polis Platformu’ şu paylaşımı yapmış:
“Gaziantep/Şehitkamil Ak Parti İlçe Başkanı Mehmet Yılmaz ve arkadaşları, görevi başındaki polislere bağırıyor, parmak sallıyor, üzerine hücum ediyor. Neyse ki araya giren duyarlı vatandaşlar polisleri kurtarıyor…”
.
Ancak başlıktaki “Yine” kelimesi ülkenin içinde bulunduğu ortam hakkında çok şey anlatıyor.
.
Kime?
.
Şu “Dünya Barış Günü’nde”,
Anlayana...
 
***
Dünya Barış Günü ve adli yılın açılışı.
İnsan üzülüyor “Ne hale geldiğimizi” gördükçe.
.
Bakın Çanakkale Baro Başkanı Soner Aydın ne diyor;
Bugün yine yeni bir adli yılın başlangıcındayız;
En içten duygularla ülkemize, tüm hukuk camiamıza, meslektaşlarımıza, vatandaşlarımıza hayırlı olsun diyoruz.
Diyoruz demesine de aslında “Ortada kutlanacak bir şey kaldı mı? 
“Bu yıl daha iyi olacak” diyebilen var mı?
.
Aslında her başlangıç heyecanlıdır, insana ümit verir, moral katar.
Ama maalesef bugün de yargıya, adalete, mesleğimize dair beklentilerimizin, olmazsa olmazlarımızın çok uzağındayız.
Hatta durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor.
Kıymetli meslektaşlarım. 
Bu nedenlerle 81 ilin Baro Başkanları olarak, yıllardır aynı şeyleri söylemenin muhataplarımızda karşılık bulmaması sebebiyle, “Belki tersini yaparsak bizleri duyabilirler diye bu yıl adli açılış töreni yapmamayı” bile uzun süre tartıştık.
Çünkü artık ortada törenlik bir durum da görünmüyor.
“Adalet mi kaldı ki yılını açalım.”
.
Dünya Barış Gününde avukatların sesini duydunuz mu?
.
Ortak söylemleri şu:
“Adalet mi kaldı?”
 
***
“Dünya Barış Günü” mü dedi birisi?
.
İşte bu haber tam bana göre.
.
Bildiğiniz üzere bankalar emeklileri kendi bankalarına çekmek için 31 Ağustos tarihine kadar süre vererek, promosyon açıkladılar.
“Maaşını getirene, şu kadar para…” diyerek.
Hatta yarışa bile girdiler.
Kazanan emekliler oldu tabi.
.
Ancak 3 banka bu işe pek yanaşmamıştı.
Benim maaş aldığım banka da bunların arasındaydı.
Resmen ortada kalmıştık.
Ayrılmayı düşündüm haliyle.
Millet 7-8 bin lirayı cebine atarken, ben melül melül bakamazdım.
.
Derhal bankaya gittim ve:
“Bana adam akıllı promosyon verecek misiniz? Yoksa gideyim mi?” diye sorduğum;
 “Merak etmeyin biz de açıklayacağız” dediler, ben de onlara inandım ve bekledim
.
Hakikaten dedikleri oldu ve promosyon olayını 30 Eylül’e kadar uzattıklarını açıkladılar.
.
Üzerine iyi bir promosyon da açıklayarak sözlerini tuttular.
.
Şimdi;
Pazartesi günü bankama gidip, şu parayı alacağım anlayacağınız.
.
İşte;
“Dünya Barış Günü” diye buna derim…