Bir laf vardır; “Beni dünyadan soğuttun” diye.
Bir laf vardır;
“Beni dünyadan soğuttun” diye.
Sonra?
Mars’a mı aşık olacaksın yani?
.
Saçma bir laf elbet.
.
Ama gerçeğini yaşayacağız gibi.
Nasıl mı?
.
Haber başlığı şöyle:
“Bilim insanlarından zorlu görev:
Hedef, dünyayı soğutmak…”
.
Dünyaya dik gelen güneş ışıkları bizi ısıttıkça başımız belaya girecek.
Küresel ısınma dolayısı ile dünyamızı yavaş yavaş kaybedeceğiz.
.
İşte bilim adamları buna çözüm amaçlı bir takım girişimlerde bulunmuşlar.
.
Haber şu:
“Bir grup bilim insanı, iklim değişikliğini önleme amacıyla Dünya’ya çarpan güneş ışınlarını daha fazla yansıtmayı ve bu yolla Dünya'yı soğutmayı planlıyor.”
.
Buzdolabı sanki.
Soğuyunca ne olacaksa artık?
.
Habere devam:
“New York'taki Cornell Üniversitesi tarafından yönetilen araştırma, Güneş radyasyonu ya da güneş jeo-mühendisliği adı verilen yöntemle, Dünya'nın stratosferine sülfat aerosolleri enjekte ederek fazla güneş ışığını Dünya'nın atmosferinden sektirmeyi amaçlıyor.”
.
Kısaca, güneş ışığı bize gelmeden sekecek ve uzayda yol alacak.
.
Sonuç: “Böylelikle iklim değişikliğinin azalması ve Dünya’da aşırı ısınmanın önlenmesi hedefleniyor.”
.
Haber burada bitmiyor ve devam ediyor.
İşte devamı:
“Bilim insanları, bu stratejiyi nasıl gerçekleştireceklerini titiz ve sistematik bir şekilde değerlendiriyor, ancak iklimi sülfat gibi bilinen bir kirleticiyle soğuturken ortaya çıkacak olumsuz ve bilinmez etkileri de göz önünde bulunduruyorlar.”
.
Olumsuzluklar da var yani.
.
Bunu şöyle açıklıyorlar:
“Bu belirsizliklerin yağış değişimlerinden asit yağmurlarına kadar uzanabileceği ifade ediliyor.”
.
Ulen “soğutacağız” derken hakikaten bizi dünyadan soğutacaklar anlaşılan.
.
Habere devam:
“Araştırmacı ekibin makalesi, Proceedings of the National Academy of Sciences'da yayınlandı; Cornell Atkinson ve Ulusal Bilim vakıfları tarafından destekleniyor. Makalede, farklı seçenekleri araştıran senaryolar listeleniyor ve yeni iklim modeli simülasyon sonuçları sunuluyor.
Cornell's Mühendislik Koleji'nden kıdemli araştırma ve öğretim görevlisi Doug MacMartin, konuya ilişkin demecinde şu ifadelere yer verdi:
‘İklim değişikliği, agresif önlemler alsak bile daha da kötüleşecek (...) Önümüzdeki on yıllarda, diğer iklim değişikliği azaltma stratejilerinin güneş ışığını yansıtma yöntemleri ile birbirlerini tamamlayıp tamamlamadığı konusunda zor kararlarla karşı karşıya kalacağız..."
.
Okudunuz değil mi?
.
Somut bir çözüm değil.
Deneme yanılma şeklinde yapacaklar.
.
Rahmetli Nasrettin Hoca geldi aklıma:
“Ya tutarsa?” derdi şimdilerde yaşasa.
Biz de gülerdik.
.
Son sözüm şu:
“Birader kurcalamayın atmosferi filan.
İcat çıkarmayın başımıza…”