Sayın Jale Karaata’nın açıklamalarına istinaden hatıralarım hemen beni 56 yıl öncesinde eczacılık mesleği nasıl bir durumdaydı açıklamalarım…
Türk Eczacılar Birliği 54. Bölge Eczacılar Odaları Başkanları ve 43. Dönem 1. Bölgelerarası toplantısına katılan 36. Bölge Çanakkale Eczacılar Odası Başkanı toplantısının sonuç deklarasyonu ile açıklama yapan Sayın Jale Karaata’nın açıklamalarına istinaden hatıralarım hemen beni 56 yıl öncesinde eczacılık mesleği nasıl bir durumdaydı açıklamalarım…
1966 yılında Gökçeada’da sağlık merkezinde göreve başladım. Herhangi bir okul, kurs görmeden o zamanlar İmroz Sağlık Merkezi’ne ayniyat saymanı 300 Lira, kadro aylıklı göreve, ortaokul mezunu bulunmazsa ilkokul mezunu, şu tarihte mahallinde yapılan imtihanla, muhtarlıktan iyi hal kağıdı, diploma, savcılıktan temiz kağıdı ile müracaatları ilimizin bütün ilçelerinden bir hafta müddetle belediye hoparlörlerinden ilan edilerek muayyen günde ilçe sağlık merkezinde bulunduk. Yalnız iki kişi ortaokul diploması sunduk. İlgili tabip kaymakamlığa gitti geldi. İmtihan heyetine ortaokul müdürü, ilçe veterineri, hükümet tabibi ve sağlık merkezi tabibi huzurunda imtihan neticesini kazanarak resmiyette en küçük bir bilgim olmadan göreve başladım. Bir müddet sonra İzmir Ege Ecza Deposu’ndan bir kolilik ilaç talebi ve sanıyorum 30 adetlik morfin talebinde bulunuldu. Kolinin içinden1 kutu kaliteli lokum çıktı. Ayrıca İngiltere Krallığı’nın soy kütüğünü gösteren ve hemofili hastalığına ait kızların taşıyıcı erkeklerin bu hastalıktan vefatlarına ait bir sağlık mecmuası çıktı. Anladığım hemofili hastalığında kesik yaralarda protrombim maddesinin bulunmayıp kanamalar sonucu hayatın sona erdiği, normal insanlarda kesik yaralarda bu madde hemen gelişerek yarayı kapattığı hakkında geniş bilgi veriyordu ve o zamanlar eczanesi bulunmayan ilçelerde tayin olan doktorlar Ecza Dolabı adı altında eczane açabiliyordu. Böyle dört beş doktora rastlamış oldum, memurlara ait herhangi bir tedavi ödeneği yoktu. Mesela sağlıktan biri hasta oldu, hasta sevk kağıdı, reçete, ilaç bedeline ait tahakkuk evrakı Bakanlığa gönderiliyor. İki veya üç ay sonra parası geliyordu. Ama eczacılar parayı peşin alıyorlardı. Daha sonraları ödenekler gelmeye başladı. Sayın Dr. Beyimiz ecza dolabında deniz ürünleri, terlik, güzel kokular vs. hasta sevk kağıdı teşhis ve ilaçlar yazıp Sağlık Bakanlığı’ndan her ay Eczacılık Genel Müdürlüğü’nün değişen ilaç fiyatları listesi ile maliyeden evrakı müsbite olarak dönüşüme uğruyordu yani deniz ürünleri vs.’ler ilaç olarak dönüşüme uğruyordu. O zamanlar Sosyal Güvenlik Kurumu yalnız Ankara’da idi, bütün Türkiye’yi idare ediyordu. Eczaneler bu kadar gelişmiş değildi. Geçmiş dönemlere ait bir gerçek bilgiyi dile getirdim. Zaman sürecinde çok şey değişiyor. Bir müfettiş geldi hemen eczane anahtarını istedi, verdim. Ayrıca uyuşturucu defterini istedi, uyuşturucular tastamam işlenmiş, uyuşturucular çok denetim altında idi…