Diyanet İşleri Başkanlığı, başındaki zatın tasarrufuyla garip işler yapıyor. Cumhuriyet ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuranlara saygısızlık yapmak için elinden gelen gayreti gösteriyor.

Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluş kanununun aksine dinci siyaset yapıyor. Cumhuriyeti ve Atatürk’ü sevmeyenlerin istediklerini yerine getiriyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı, 3 Mart 1924 tarihinde kurulmuştur. İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kurumdur.
Diyanet İşleri Başkanlığı bizzat Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 429 sayılı kanunla Başbakanlığa bağlı olarak kurulmuştur. 9 Temmuz 2018'de cumhurbaşkanlığına bağlanmıştır.
Anayasanın 136. Maddesine göre, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışmayı ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirmektedir.
İktidarın içinde güçlü bir kadro Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı limoni tutum içerisindedir. Bazen eteklerindeki taşlar düşmekte, Atatürk büstleri kaldırılmak istenmektedir. Adını telaffuz etmek zorunda oldukları yerde de sadece Gazi Mustafa Kemal ismini kullanmaktadırlar.
Keşke Yunan galip gelseydi diyerek Atatürk başta olmak üzere İstiklal Marşının yazarı Mehmet Akif Ersoy’a ağza alınmayacak küfürler eden çakma tarihçi Kadir Mısıroğlu, ölmeden önce hasta iken Cumhurbaşkanı, zamanın Meclis Başkanı ve şimdiki Diyanet İşleri Başkanı tarafından ziyaret edilmiş ve çekilen fotoğraflar sosyal medyada paylaşılmıştır. Aynı eski meclis başkanı kurtuluş günlerine karşı olduğunu dile getirmiştir. Güya Osmanlıcılık yaparak Türkiye Cumhuriyeti’ni ve kurucularını yok saymaya çalışmaktadır.
Yine bu Atatürk düşmanı tarihçi Mısıroğlu’nun cenazesine TBMM Başkanı Mustafa Şentop, zamanın Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, İktidar partisinin Genel Başkanvekilleri başta olmak üzere bütün kurmayları, çok sayıda milletvekili, valiler, eski YÖK başkanı, eskilerden yine Atatürk’le derdi olanlar katılmışlardır.
Atatürk’ü ve cumhuriyetin değerlerini sürekli eleştiren ve küfür eden, milletimizin ortak paydalarına saldıran Kadir Mısıroğlu, hem sağlığında hem de öldükten sonra İktidarın tepeden aşağıya bütün kesimleri tarafından onurlandırılmıştır. Aynı zamanda Mısıroğlu’nun cenaze töreni, Atatürk’ü sevmeyenlerin gövde gösterisine dönmüştür. Zaten vasiyeti de Atatürk’le muhabbeti olan cenazeme gelmesin şeklindeydi.
Diyanet İşleri Başkanının, eski meclis başkanının Atatürk düşmanı bir zatı ziyareti, sadece hasta ziyareti değildir. Fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşması da çocuk işi değildir. Cuma Hutbelerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin milli ve manevi değerlerini yok saymaya çalışması hoş görülecek davranışlar değildir. Bilinçli yapılan eylemlerdir. Cumhuriyetin değerlerinden adeta intikam alınmaya çalışılmaktadır.
Önemli olan milletimizin bunları görmesi ve uyanması, takiyelerin farkına varmasıdır. Yoksa çok bilinmeyenli denklemlerle Atatürk ve Cumhuriyetin kurucularına ve kutsal değerlerine sürekli saldırılmaktadır.