Öyle vurdum duymaz olmuşuz ki şaşırıyorum. Bu kadar yaşıma göre daha önceleri böyle değildik gibime geliyor..

Geçen sene hiç tereddüdüm asla olmadı. 28 Temmuz Manavgat yangını ile tarihinde görülmemiş bir yangın mücadelesi verdik. Biri bitmeden ark arkaya çıkarılan yangınlar aynı zamanda muhalefete de siyaset malzemesi oldu. Bazılarını sırası geldikçe belki açıklarım. Devletin bankaları devamlı kriz masasında iken bile Sayın Dışişleri Bakanı’mız bir muhalefet belediye başkanına üzülerek ‘Sen bari yapma bunu’ dediğini biliyorum. (Aklıma geldi Roma İmparatorluğu’nda ‘Sende mi Brütüs sende mi) Bu yangının Türkiye’ye çok büyük ve çok çeşitli, konularda arıcılıkta yağmurlar sonucu, bir haftada inecek yağmur suları 2 saatte inip evleri, dükkanları, işyerlerini ayrıca seralarıbasıp tam yetişmiş çağında çürütmüş olup saymakla bitmez.
Yakın bir zamandı, 2 seneden fazla yakınımızda bulunan Özgürlük Parkı’na gitmemiştik. Hanımın ısrarı ile karar verip tam ikinci ada ile üçüncü ada arasından çıkan caddede bir baktım elektrik telleri arasında dallar büyümüş. Daha önceleri hiç ihmal edilmiyordu bir yağmur olsa çift tellerin çarptığı dallar elektrik akımını yere indirebilir ve çarpma tehlikeleri yaşanabilir diye düşünmüştüm. Yanılmamışım.
Günlerden 29 Temmuz Cuma. Marmaris’te yangın çıkıp uygulama oteli çok acayip yanmaya başladı. Geçen yıl 28 Temmuz bu yılım 29’u gibi laflar konuşuluyordu ki bir bayan ‘Yangın tellere değen dallardan kaynaklandı ve otele sıçradı’ açıklamasında bulununca sabotaj olmadığı kanaatına vardım. Eeeee şimdi ilgili şirket diyecek ‘Ben devletten yalnız cereyanı aldım, sözleşmede dalların kesimi bana ait değil devlet diyecek. Sözleşmeye konmamış olabilir mesuliyet bizden çıkmıştır.’ Biri diyecek ‘Dalların problemi Orman Bakanlığı’nı ilgilendirir. Ormanı korumak da her türlü önlemleri almak onu görevidir.’ Eh suçu gelin yapmışlar ama hiçbir talibi çıkmamış.
60 seneden önceleri idi. Belki de bir sesle çizgiler sanatçımız Celal Şahin vardı. Arada bir çıkardı ‘Evrak dolaşıyor’ adı altında. Dedi ‘Karşıki masaya, karşıki masa dedi ‘Yan taraftaki masaya’, yan taraftaki masa dedi ‘Bak karşıki odadaki masaya’ orası dedi ‘yan odadaki masaya.’ Sonra akordeon bir şeyler bir şeyler. Bunlar bizi aşıyor. Evrak dolaşıyor. Eh dolaşsın bakalım selamlar.