Millet İttifakının ortaklarından CHP’nin genel başkanı, bir milletvekili ve belediye başkanının sözleri iktidar ortaklarında fırtınalar estirdi.
Zaten medyanın %90’ı yandaş. Milleti yönlendirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Uluslararası indekslerde en yalancı yayın organları içerisinde yer alan bu kanallar maalesef her şeyi çarpıtmakta son derece de ustalar. Bu nedenle ince eleyip sık dokumak lazım.
CHP Genel Başkanı geçenlerde KHK ile içerde olanları serbest bırakacağız deyiverdi. Aslında fetö ile mücadele kapsamında adil davranılmadığını, insan hakları ve hukukuna aykırı bir şekilde tutuklu olanları kastetti. Ama iktidar mensupları kıyameti koparttı. Bölücü terör örgütü mensuplarını nasıl salar diye yaygarayı kopardılar. Millete terörle mücadelede ne kadar başarılı olduklarını da sıralayıverdiler.
Bakalım 15 Temmuz’dan sonra ne kadar mücadele etmişler?
Atadığı hakim ve savcıların çoğu fetö terör örgütü üyesi olan Adalet Bakanı, günümüzde halen Adalet Bakanlığı yapıyor. Atadığı vali, kaymakam ve emniyet müdürlerinin çoğu fetö terör örgütü üyesi olan İçişleri Bakanı halen iktidar partisinde aktif siyaset yapıyor. Atadığı bakan yardımcıları, müsteşarlar ve genel müdürlerin neredeyse hepsi fetö terör örgütü üyeliğinden hüküm giyen Tarım, Milli Eğitim ve diğer bakanlar, halen AK Partide aktif siyaset yapıyor. Şimdi burada atananlar fetö terör örgütü üyesi ise atayan düşmanı mı oluyor? Atadığı beş yaverin beşi de fetö terör örgütü üyesi çıkan Cumhurbaşkanı da görevine devam ediyor. Allah bizi affetsin dedi kafi geldi. Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkün. Bölücü terör örgütüne demokratik açılım sürecinde verilen tavizler de yine bu iktidar döneminde oldu. Mektupları kim okuttu? Ben olsam ben de dağa çıkardım sözlerini kim sarfetti. Halen nerede siyaset yapıyor?
Yine CHP milletvekili, pişkin pişkin HDP’ye bakanlık verilebileceğini ağzından kaçırıverdi. HDP sanki Millet İttifakındaymış gibi. Sanki bu parti çantada keklikmiş, kendi kimliği yokmuş gibi. Ardından kıyamet koptu. Bu vekilimizin sürekli yandaş kanalda tartışma programlarına çıkması da garipti zaten. Hitabeti ve bilgi seviyesi de zayıf olmalı ki gaza kolay geliyor. Kenara konma vakti çoktan gelmiş. Gündem yaratmak mı amacın? Sizi zaten terör örgütüyle bir olmakla, etle tırnak oldukları fetöcülükle suçlamıyorlar mı? Çok düşünüp az konuşmak gerekmiyor mu? Zaten ittifak ortağınız İYİ Parti sağ seçmeni, milliyetçi-muhafazakâr seçmeni aldı gidiyor. İktidar ortaklarının oy tabanının yarısından fazlasını aldı.
İzmir Belediye başkanı tarihin aksi bir ifade kullanmadı. Sadece Osmanlı İmparatorluğunu yönetenleri suçladı. Sevr Anlaşmasını imzalayanları. 10 Ağustos 1920’de Sultan Vahdettin Sevr’dedir. Ayağa kalktı, dışarı çıkacaktı veya başka maksatla fark etmez. Anadolu’yu resmi olarak düşmanlara teslim eden antlaşmanın imzalandığı gün salonda antlaşmanın 433 tane maddesini dinledi mi dinlemedi mi? Kabul etti veya karşı çıktı. Ama antlaşmayı imzalayanlar kendi adamları. Gerçek böyle.
Ancak bir gerçek daha var ki o da ecdada saygısızlıktan yakalanacaksın. Hatta Atina’nın kurtuluşuna kadar götürüleceksin. Tam da çakma tarihçinin müritlerinin diline düşeceksin. Ne kadar güzel cevap versen de millete izah etmekte zorlanacaksın. Neticede seçim yaklaşıyor. İktidar ve yandaşları her taraftan saldıracaktır. Daha dikkatli olmak lazım değil mi?