‘Learning Incubator For Project-Based Teaching and Training Through Research’ projesinin ikinci çalışma toplantısını yapmak üzere Patras'a geldik.
Üniversitemizin ortak olduğu ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen ‘Learning Incubator For Project-Based Teaching and Training Through Research’ projesinin ikinci çalışma toplantısını yapmak üzere Prof.Dr. Kemal Çelik, Savaş Gürdal ve Kadir Yılmaz ile birlikte Patras’a geldik. Proje araştırma temelli eğitim ve öğretimin geliştirilmesini hedefliyor. Özellikle uygulamalı bilimlerde, kalıcı bilgiler için göstererek öğretmek gerekiyor. Bilişim sistemlerinden yararlanarak similasyonlu eğitim setlerini oluşturmak ve öğrencilerin eğitimine açmak önem arz ediyor.
Yolda tanıdık illerden geçtik. Preveze vardı, Parga vardı. Patras da eski bir Osmanlı kentiydi. Preveze Deniz Zaferinin 484. Yıldönümünde aynı yerde olmanın ayrı bir güzelliği vardı.
Atina'nın 215 km batısında, kuzey Mora'da, yer alan Patras Yunanistan'ın üçüncü büyük kentidir. Konumu itibariyle tarihte birçok imparatorluğun gözdesi olmuştur.
Şehrin toplam nüfusu 3 milyon civarında olup, şehir merkezinde yaklaşık 250 bin kişi yaşamaktadır.
Şehir merkezinin yaklaşık dört bin yıllık bir geçmişi vardır. Roma döneminde Doğu Akdeniz'in kozmopolit bir merkezi haline gelirken, aynı zamanda Aziz Andreas’ın şehadet yeri olması itibariyle Hıristiyan alemi için ayrı bir önemi vardır.
Yunanistan'ın ' Batıya Açılan Kapısı' olan Patras, aynı zamanda önemli bir ticaret merkezidir. Şehirde üç büyük üniversite bulunmaktadır. Çanakkale gibi öğrenci kenti olarak tanımlanabilir.
Mora yarımadasını ana karaya bağlayan Rio-Antirio köprüsü 2880 metre uzunluğuyla emsallerinin en uzunudur.
Patras 2006 yılında Avrupa Kültür Kenti olmuştur. Şehirde sahne sanatlarıyla ilgili önemli çalışmalar yapılmaktadır. Aynı zamanda üniversiteler şehir ekonomisine önemli katkılar sunmaktadır.
Patras’da tipik Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir. Özellikler itibariyle Akdeniz sahil kentlerine benzemektedir. Zeytin, portakal, kivi bahçeleri ile okaliptüs ağaçları kışların ılıman geçtiğini göstermektedir.
Bölgenin biyolojik çeşitliliği ve ikliminin korunması için büyük önem taşıyan, Patras’ın kuzeyinde, sadece 300 dönüm olan Agvia Bataklığı özenle korunmaktadır. Bu bataklık doksandan fazla kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır.
Bizans döneminde Patras önemli bir liman ve sanayi merkezi haline gelmiştir. 9. Yüzyılda şehir nüfusu müreffeh bir hayat sürmektedir. Büyük zenginlik vardır.
Patras, İstanbul’un fethinden 5 yıl sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir. Şehre özel ayrıcalıklar tanınmış, vergi muafiyetleri getirilmiş ve şehir cazibe merkezi haline gelmiştir. Osmanlı Döneminde şehrin ismi Balya Badra olarak anılmıştır. Venedik ve Cenovalılar birkaç defa şehre saldırmışlar, ancak tamamen ele geçirememişlerdir.
Patras, yaklaşık 250 yıl Osmanlı egemenliğinde bir sancak olarak kalmıştır. O dönemde 17 nahiyeli bir idari birim olarak yönetilmiştir. Osmanlı yönetiminin sonuna doğru ilin nüfusu 4 bin Türk ve 12 bin Rum’dan oluşuyordu. Evliya Çelebi de şehri ziyaret etmiş, cami, kilise ve havralardan bahsetmiştir.