Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de yaşam koşulları ve şekilleri hızlı bir değişim içerisinde. Her gün yeni bir buluş, yeni bir teknoloji insanın hizmetine sunuluyor.
Özellikle bilgi teknolojileri ve otomasyonla ilgili gelişmeleri izleyemeden içinde buluveriyoruz kendimizi.
Köylerimizde, kentlerimizde çağın gereklerine göre çok hızlı değişim yaşanıyor. Tarhanaları, bulgurları, turşuları, reçelleri, pekmezleri, salçaları, peynirleri, yoğurtları birileri bizim için yapıp paketleyip evimize kadar getiriyor artık. Kentlerimizde bunların hizmetimize sunulması son derece normal. Ancak köylerimizde de artık köy ekmeği, yumurta ve diğer bütün gıda maddeleri bakkallarda satılıyor. Demek ki köylülerimiz de artık ürettiği buğdayı, sütü, domatesi, biberi satıyor, ürünlerini satın alıyor.
Kentlerimiz hizmet satın almada daha da ileri gidiyor. Hiçbir yapı yerinde durmuyor, sürekli değişiyor. Hazır yemekten halı yıkamaya sürekli yeni hizmet sektörleri ortaya çıkıyor. Çamaşır makinesinden süpürgeye bütün cihazlar daha yetenekli, insanın işini elinden alan yeni donanımlarla hizmete sunuluyor.
Değişim elbette kaçınılmaz teknolojinin esiri olmamak gerekli ise de. Bununla birlikte, üretim sektörlerinin kendini sürdürmesi kendilerini yenilemeleriyle mümkün. Dolayısıyla sürekli kendilerini yenileyecekler ve toplum sürekli yeniliklerle yaşamını idame ettirecek. Bunu on yıllık bir süreçte de, elli yıllık bir süreçte de görmek ve yaşamak mümkündür.
İlk çıktığında takoz diye tanımladığımız cep telefonları artık insanları yüz yüze görüştürüyor. MSN Messangeri yakında hatırlayan kalmayacak.
Şahinlerin sağ aynaları opsiyoneldi bir zamanlar. İsteyene farkını ödemek şartıyla takıyordu Tofaş. Arabalarda klima son zamanlara kadar isteğe bağlıydı. Yakında şoförsüz arabalar çıkacak.
Lambalı radyolar vardı 55 ekran televizyonların büyüklüğünde. Kısa, orta ve uzun dalgası vardı. TRT İstanbul radyosunu çekerdi, bir de polis radyosunu. Şimdi FM bandından yayın yapıyor hepsi. Cepte gezenleri var ama dinleyeni çok azaldı. Zor dinlenirken dinleyeni çoktu, şimdi yüzlerce kanal varken radyolar sadece arabada dinleniyor. Televizyonlar çok hızlı değişiyor. En son katlanıp duvar afişi gibi cebe konabilenleri de çıktı.
Örnekleri çoğaltmaya gerek yok. Nereye dönsek bir şeyler değişiyor. Ne teknolojiye yetişmek ne de ayak uydurmak mümkün. Bu hızla devam ederse yenilikler, aklımıza gelmeyen neler göreceğiz belli değil.
Teknoloji gelişirken, tarımda, kırsal kesimde birçok mesleği ve kurulu tezgâhları ortadan kaldırdı veya kaldırmak üzere. Hep derler ya eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağar. Belki kendini yenileyemediler ama en çok da ihtiyaç kalmadı. Nalbantlara, debbağlara, semercilere, süpürgecilere, bakırcılara, kalaycılara, sepetçilere, kaşıkçılara, keçecilere, hasırcılara, kispetçilere, nalıncılara, hallaçlara, kaşıkçılara, daha sayamadığımız pek çok meslek erbabına ve meslek gurubuna neredeyse artık kimse iş yaptırmıyor. Binlerce takım ve tezgâh kapandı veya son günlerini yaşıyor.