Malum ekonomik koşullar insanımızı daha gergin hale getiriyor.
Sokaklar daha güvensiz hale geliyor. İnsanlar daha kolay kavga ediyor. Bir yerde stres yükünün arttığı görülüyor.
Belli yaşın üzerindekilerde bazen kalple ilgili sorunlara şahit oluyoruz. Sorun yaşayanların daha hümanist, insani değerleri yüksek, çevresine daha kibar, yumuşak huylu, her zaman nezaketini bozmayan insanlar olduğunu da görüyoruz. Çoğu zaman çok iyi insan, bazen de çok iyi insandı şeklinde hayıflanıyoruz.
Elbette konu uzmanları bu konuda daha detaylı bilgilere sahiptir. Uzmanların yaptığı çalışmalarda, küfretmenin, bağırıp çağırmanın ruh sağlığına iyi geldiğine dair notlar oldukça dikkat çekiyor.
Küfretmenin en önemli özelliğinin insanı rahatlattığı şeklinde. İngiltere’de bir üniversitede, öğrencilerin ellerini buz gibi suya sokmaları istenmiş. Eller buzun içindeyken küfür serbest bırakılmış ve öğrencilerin küfür etmenin serbest olduğu denemede ellerini 40 saniye daha uzun süre suda tuttukları tespit edilmiştir. Öğrenciler soğuk suyun yüklediği stresi küfür ederek öteleyebilmişler.
Sokakta rastladığımız bazı münakaşalarda, küfretmelere sıklıkla şahit oluyoruz. İnsan münakaşa ederken neden küfür eder acaba? Burada küfür etme eylemi insanı kendi içinde güçlü hissettirmektedir. Aslında güçlendiğini sanmaktadır.
İngiltere’de araştırmayı yapan bilim adamının küfürle ilgili bir diğer tespiti de, zekayla ilişkili olmadığıdır. Diğer bir deyişle, küfür etme, cahil, aptal veya bilgisizlere özgün bir davranış değil.
Soğuk su deneyinde olduğu gibi, zorluklarla mücadelede de işe yaramaktadır küfretmek. Hayatın çoğu yerinde ister istemez, canınızı sıkan olaylarda sizin için bir kalkan işlevi görmektedir. Kendi içinde serzenişler, az buçuk küfürlü mırıldanmalar, insanın içini rahatlatan eylemler olarak görünmektedir.
Bazen insanın kendisine olan güveni tazelemesi için kullandığı yollardan biridir. Bu ne ki diye başlayan ve küfürle devam eden duruşlar, insanın cesaretini artırmaktadır. Nitekim bu meyanda amk diye bir kısaltma gelişmiş ve kızlar tarafından da yaygın bir şekilde kullanılmaya başlamıştır.
Küfürlü, vurdulu kırdılı dizilerin izlenme oranlarının yüksek olması, insanları rahatlattığından kaynağını almaktadır. Hatta bazı şovmenlerin gazino programları küfür odaklı olabilmektedir. Mehmet Ali Erbil’in bir zamanlar sahne aldığı programların aşırı ilgi gördüğü vakidir. Hatta insanlar kendine küfür edilmesinden nasıl zevk alıyor şeklinde eleştiriler de olmuştur.
Neredeyse bütün çalışma hayatını küfür kullanımı üzerine çalışarak geçiren psikolog Timothy Jay'a göre, küfür bireyin kendini ifade etme yöntemlerinden birisidir. İnsan, kızgınlığını, mutluluğunu, şaşkınlığını, eğlencesini küfürle ifade etmektedir. Bazen vurgu, ifadeyi güçlendirme yöntemi olarak da kullanılmaktadır.
Hepsi iyi de, bu narin, kibar, nazik insanları küfür ettirmek bir yana, karıncayı incittiklerinde yüreklerine yükledikleri yük hesap edilirse, küçük tartışmaların bile ne kadar ağır geldiğini tahmin etmek zor olmasa gerek.