Güzel bir ilkbahar günü, parkta tek başına oturan genç kızın arkasından gelen biri, elleriyle kızın gözlerini kapatır: “Bil bakalım ben kimim?” dedi ve sormaya devam etti;

“Üç tahminde bilemezsen bir öpücük ve de sinemaya birlikte gitme hakkını kazanmış olacağım...”
Uzun uzun düşünen, gözlerini kapayan elleriyle yoklayarak kim olduğunu anlamaya çalışan genç kız, sonunda yanıt verir:
“Sezar... Pastör... Napolyon...”
 
***
TAM 52
52 yaşında bir adam, son derece başarılı bir yüz gerdirme operasyonu geçirmiş.
Yepyeni görüntüsünün tadını çıkarmak ve insanları şaşırtmak için dolaşmaya çıkmış.
Önce bayiden gazetesini almış ve gazete satıcısına sormuş:
-“Sence ben kaç yaşındayım ahbap?”
Satıcı:
-“Şey… Bilmem. 40 olabilir mi?”
Adam zafer kazanmış gibi kahkaha atmış.
-“Hah hah ha… Bilemedin ahbap, ben tam 52 yaşındayım!” diyerek köşedeki Mc Donald’s yolunu tutmuş.
Bir kahve söyledikten sonra: “Biraz da şu kasiyer kıza takılayım!” diye düşünmüş ve kıza sormuş:
-“Küçük hanım, söyler misiniz ben kaç yaşında gösteriyorum?”
Kız biraz düşünmüş ve...
-“Hmm... 35 olmalı.”
Adam zevkten havalara uçacak.
“Hayır, bebeğim!” diye bağırmış.
“Ben tam 52 yaşındayım!..”.
Ve kahvesini içip tekrar sokağa çıkmış.
Bu kez de kaldırımda giden yaşlı bir teyzenin önüne fırlamış.
-“Bayan size bir soru sorabilir miyim? Sizce ben kaç yaşındayım?”
Yaşlı teyze gülümsemiş:
-“Bakın ben yaşlı bir kadınım ve artık gözlerim neredeyse hiçbir şeyi seçemiyor. Ama ben gençken bir erkeğin yaşını bulmak için çok basit bir yöntem vardı. Elimi pantolonunuzun içine sokup yirmi saniye boyunca orada tutmama izin verirseniz size kaç yaşında olduğunuzu ‘pat’ diye söyleyebilirim!”
Adam çok şaşırmış ama duydukları ilgisini çektiği için teyzeye izin vermiş.
Yaşlı teyze adamın pantolonundan içeri elini sokmuş. Yirmi saniye sonra elini dışarı çıkarmış ve:
-“Evet... Siz tam 52 yaşındasınız”.
Adam dumura uğramış.
-“Şey... Aman Allah’ım... Nasıl bildiniz?”
Yaşlı teyze gülümsemiş:
-“Bayım, siz Mc Donald’da sıradayken, arkanızda da ben vardım!...”
 
***
OLUR Mİ?
Bir inşaata amele alınacaktır.
Alınacak elemanları kalfa Cemal’in seçmesi istenir.
Adaylar kalabalıktır.
Bu durumda Cemal, sınav yapmaya karar verir.
-“Pize 1 kişi lazımdur. Pu nedenle sizu imtihan edeceğum.”
Bir ara gözü Temel'e ilişir.
Burnundan tanımıştır ve hemşerisini işe almak ister.
Önce Temeli sınava alır ve sorar.
-“Hemşerum söyle baa bakalum.. Sana 3 kuzu verdum, sonra 2 kuzu daha verdum kaç kuzu oldi?”
Temel cevaplar;
-“6 tane oldi.”
Cemal biraz bozulur ama çaktırmaz.
-“Tabi bu soru biraz zor oldu piraz taha kolayini sorayum. Sana 2 kuzu verdum, sonra 1 tane taha verdum kaç kuzi oldi?”
Temel:
-“Tört kuzi oldi.”
Cemal sinirlenir, ama hemşerisini de işe almak ister.
-“Peçi 1 kuzi verdim, sonra bir kuzi taha verdum kaç ettu?”
Temel, “Üç etti” deyince buna dayanamayan Cemal, Temel’e iki tokat çakar ve tekrar sorar.
-“Pir kuzi verdum, kaç kuzin oldi?”
Temel:
-“İçi tane.”
Cemal aşırı sinirlenip Temel’i iyice döver.
-“Ulan hemşeru teyup işe almak isteyrum, sen de tam salakmişsun. Ula sağa pir kuzi vermişsem, pir kuzin olur anladun mi?”
Temel yüzü gözü kan içinde cevap verir:
-“Olur mi Cemal kalfa… Pizum evde bir kuzi de kendumin var.”
 
***
12 VESİKALIK
Temel bir gün Dursun’a gidip,
-“Dursun, senin makinen var. Bana 12 tane vesikalık fotoğraf gerekiyor, çeker misin?” demiş.
Dursun;
-“Çekerim ama benim makine boydan çeker, vesikalığı nasıl çekeceğiz ki?” demiş.
Bunları almış bir düşünce.
Başlamışlar düşünmeye.
Sonunda Dursun’un aklına bir şey gelmiş;
-“Temel, sen sahile git kumu kaz içine gir, omuzlarından aşağısı görünmesin. Böylece vesikalık olur. Bende karşına geçip çekerim.”
Temel; “Tamam” demiş.
Dursun makineyi almak için eve gitmiş.
Epey bir zaman sonra döndüğünde ne görsün?
Temel 12 tane çukur kazmış.
Hayretle sormuş;
-“Ula Temel neden 12 tane çukur kazdın?”
Temel;
-“12 resim lazım ya, ondan tabi…”
Dursun alay eder gibi konuşmuş;
-“Ulan salak Temel! Boşu boşuna 12 tane çukur kazmışsın. Bir çukur yeterdi. Çünkü ben 12 tane fotoğraf makinesi getirmiştim zaten…”
 
***
ESPRİLİ YAZILAR
Doğa’nın Kanunu varsa,
Arif Sağ’ın sazı var.

Doktor zayıflamam için ata binmemi tavsiye etti bende her gün ata bindim.
Sonunda ben değil ama at on beş kilo zayıfladı.

Dokuzuncu kattan atlarken beşinci kattaki kıza âşık oldu.
Dünyanın en kısa süren aşkını yaşadı.

Dört tarafı denizlerle çevrili kara parçasına ne denir?
Etrafın sarıldı kara parçası teslim ol denir.

Elektrik sandalyesinde oturan idam mahkûmu gardiyana ne demiş?
-“Çok korkuyorum, elimi tutar mısın?”
.
Dolar yine fırlamış.
O ne fırlamadır bilemezsiniz.
.
İnsanlık öldü.
Katili Menfaat.
.
Ayranı yok içmeye,
Cep telefonu ile gider …
 
***
DEMOKRATİK AÇILIM
-“Demokratik açılım paneli için hazırlıklar tamam mı?”
-“Tamam efendim…”
-“Kapılara yeterli görevli yerleştirildi mi?
-“İki kişi yeterli efendim…”
-“Koca salona iki kişi mi? Nasıl yani?
-“Birincisi ön kapıda durup ‘Boşuna girmeyin içeride bir numara yok…’ diye uyarıda bulunacak, öteki arka kapıda durup arkadan kaçmak isteyenlere ‘Salak.. Biz size demedik mi?’ diye azarlayacaklar efendim…”
 
***
MOBİLYA SATIYORUM
Bakan, sendika toplantısında işçinin birine, “Geçinebiliyor musun?” diye sormuş.
-“Ek iş yapıyorum efendim” diye yanıt vermiş işçi ve eklemiş, “Mobilya satıyorum.”
Bunun üzerine:
-“Peki işler nasıl” diye sormuş bakan.
-“İyi sayılır efendim” demiş işçi, “Ama evdeki mobilyalar bittikten sonra ailece ne yaparız bilemiyorum.”
 
***
BU KİM?
Küçük bir çocuk, eski resimleri karıştırırken, annesinin yanında zayıf ve yakışıklı bir adamla çekilmiş bir gençlik resmini buldu ve merakla sordu:
-“Anne, bu yanındaki adam kim?”
-“Baban yavrum.”
-“Yaa... Peki şimdi bizimle oturan o göbekli yaşlı adam kim?”