AB tarafından desteklenen Yükseköğrenimde Dijital Okuryazarlık-Digi-Key projesinin çalışmaları arasında Fransız ortaklardan Fransa’nın değerlerini de öğrendik.
Zaten biliyorduk, her yerde karşımıza çıkıyordu ama bilgileri tazelemekte yarar var. Neden biliyorduk? Fransızlar kültürlerini bedava verirken aslında paraya çevirmesini de bilmişler. Sadece Eyfel Kulesi yapıldığından bu yana 250 milyondan fazla turist ağırlamış.
Eyfel Kulesi aslında kendi dillerinde demir kule anlamına geliyor. İsmini, inşa ettiren Fransız mimar Gustave Eiffel’den alıyor. Aynı zamanda Digi-Key projesinde ortağımız da Gustave Eyfel Üniversitesi ve Fransa’nın ilk üniversitesi.
Eyfel Kulesi tek başına yılda 6 milyondan fazla ziyaretçi çekiyor. Yapıldığından bu yana toplam ziyaretçi sayısı 400 milyona doğru gidiyor.
Eyfel Kulesi 1887 ile 1889 yılları arasında Gustave Eiffel'in firması tarafından, Fransız Devriminin 100. Yıl anısına yapılmış. 8 milyar Frank civarında bir maliyeti olmuş ama daha ilk yıl iki milyona yaklaşan ziyaretçiyle masrafın yarıdan fazlası çıkarılmış.
3.000 işçi 26 ay boyunca 18.038 adet demir parçayı 2,5 milyon perçinle bir araya getirmiş. İnşaatta iş kazası ve ölüm olmaması o günün şartlarına göre önemli bir başarı.
Paris'in görsel itibarını zedeleyeceğini ileri süren çok olmuş ama Paris’in ve Fransa’nın sembolü haline gelmiştir. Bugün Eyfel Kulesi, dünyanın en güzel mimari yapılarından biri olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda Eyfel Kulesi radyo yayıncılığının gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Eyfel Kulesi, radyo dalgalarını çok uzun mesafelere yayabilmesi avantajıyla, l. Dünya Savaşı’nda sinyal kesici ve bozucu olarak da kullanılmıştır.
Eyfel Kulesi 300 m yüksekliktedir. Tepesindeki televizyon vericileriyle 327 metre yüksekliğe ulaşıyor.
200 dekar alanda bulunan Eyfel Kulesi her 7 yılda bir, 60 ton boya ile boyanıyor. Bu çalışmada 25 boyacı görev yaparken, boyama işi 15 ay sürüyor. Boyama maliyeti yaklaşık 3 milyon avro tutuyor.
Kulede intihar olayları meydana gelebiliyor. 400’ü geçen intihar olaylarından sonra çıkış noktalarına demir parmaklıklar yerleştirilmiş.
Ziyaretçiler, üç asansörle kuzey, batı ve doğu kanatlarından ilk iki platforma ulaşıyor. İlk ve ikinci katlarda restoranlar bulunuyor. Ziyaretçiler Eyfel Kulesini görmenin yanında yemek yemenin de keyfini çıkarıyor. Keyif çok tuzluya mal oluyor ama anlata anlata bitiremiyorlar. İlk katta, Eyfel Kulesinin tarihinin anlatıldığı bir sergi bulunuyor. En üst platforma ulaşmak isteyen bir ziyaretçi, ikinci katta aktarma yapıyor ve başka bir asansöre geçiyor. En üst platform hem çatılı hem de üstü açık bir alana sahip bulunuyor.
Kulenin açılışından sonra, ilk platforma kadar 50 yolcu taşıyan iki asansör kullanıma girmiş. İkinci Dünya savaşı sırasında, asansörlerin işletim sistemindeki hasarlar sebebiyle bunlar devre dışı kalınca, Hitler Eyfel Kulesine yaya çıkmış. Bu da tarihin bir cilvesi.
Almanlarla sürekli itişen Fransa artık Almanya ile birlikte Avrupa Birliğinin ağaları olmanın keyfini çıkarıyor.