Dünyanın daha kaç kişiyi besleyebileceği bilim adamlarının hep merak konusu olmuştur.
Birçok bilim insanına göre Dünya en fazla 9-10 milyar insanı yüklenebilecek kapasitededir. Farklı boyutlarıyla ele alındığında, halen mevcut gıda üretimi ile sağlıklı ve dengeli beslenmenin tam olarak gerçekleştiği beslenme rejimlerinde iddia edilen rakamlara yakın bir nüfusu rahatlıkla beslemek mümkündür.
Birçok salgın hastalığın önüne geçilmesi, insan ömrünün uzaması, doğurganlığın artması gibi unsurlar dikkate alındığında dünya nüfusunun hızla artacağını kabul etmek gerekir. Bununla birlikte bazı ülkelerde doğurganlığın azaldığını, nüfus planlamalarının etkili olduğunu da dikkatlerden kaçırmamakta yarar vardır.
Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Edward Wilson’a göre herkes vejetaryen olmayı kabul etse ve besi hayvanlarına hiç denecek kadar az yem ayrılsa, tarla ziraatında yem üretimi yapılmasa, mevcut 1,4 milyar hektarlık ekilebilir arazi ancak 10 milyar insanın beslenmesine yetebilir.
Halen dünyada tarla ziraatında kullanılan 1,4 milyar hektarlık arazide 1,2 milyar ton mısır, 700 milyon ton buğday, bir o kadar da çeltik üretimi gerçekleştirilmektedir. Mısırın yarıdan fazlası hayvan beslemede kullanılmaktadır. Bu üç ürün dünya nüfusunun % 80’inin ana gıda kaynağını oluşturmaktadır. Diğer tarla bitkileri, meyve ve sebzeler de eklendiğinde, 800 milyon insan açlık sınırının altında beslenmekle birlikte, mevcut nüfusun beslenmesi sağlanmaktadır.
Mevcut gıda üretimi, Amerikalılar gibi bir beslenme rejimi uygulanırsa ancak 2.5 milyar insanı doyurabilecek kapasitededir. Afrikalılar gibi bir beslenme rejimi uygulandığı takdirde 20 milyar insanı kör topal beslemek mümkündür. Halen üretilen gıdanın % 20’sininn sofraya gelinceye kadar zayi olduğu, % 9’unun yemek artıkları şeklinde, % 11’inin aşırı yemek şeklinde zayi olduğu hesap edilirse, dünyada açlık sorununun olmadığı, paylaşım sorunu olduğu açık bir şekilde ortaya çıkar.
Birleşmiş Milletler Nüfus Bölümü raporlarına göre insan nüfusu 7.5 milyarı aşmış bulunmaktadır. Tahminlere göre nüfus 2050 yılına kadar 9 milyar, 2100 yılına kadar ise 10 milyar olacaktır. Küresel nüfus eğilimleri hakkında Birleşmiş Milletlerin yaptığı çalışmalarda ailelerin giderek küçüldüğü dikkati çekmektedir. 1950’den beri 230 ülkeden elde edilen veriler, ailelerin büyük bir çoğunluğunda doğurganlığın düştüğünü göstermektedir. Doğurganlık oranı verilerin alındığı bu ülkelerde düşmektedir. Yapılan hesaplamalara göre bu gidişatla dünya nüfusu 9 ile 10 milyar arasında sabitlenecektir.
Nüfus hesaplamaları, artışın yavaşladığı şeklindedir. Bu demektir ki, artan dünya nüfusu diye başlayan klasik cümleler, yakın gelecekte tarihe karışacaktır. Verim ikinci plana düşerken, sağlıklı ürün kavramı daha öncelikli hale gelecektir. Zaten verimi artırma çabaları doğanın ve sağlığın canına okuyor.