Kraliçe tarafından petek gözüne bırakılan yumurta 21 gün sonra ergin işçi arı olarak dünyaya gelir.

Ergin işçi arılar petek gözünden çıktıktan sonra dört günlük oluncaya kadar petek gözlerini temizleme işi vardır. Ardından yaşlı larvaları, 7-12 günlük yaşta sür bezleri çalıştığı için genç larvaları arı sütüyle beslerler. 18 günlük oluncaya kadar da mum örme ve düzeltme görevleri vardır. 21 günlük oluncaya kadar da kovanı koruma işini üstlenirler.
İşçi arılar 21 günlük yaştan itibaren araziye bal özü ve çiçek tozu toplamaya çıkar. Çevre şartlarına ve iş yoğunluğuna bağlı olarak 15 ila 25 gün yaşar ve ölür. Ortalama ömrü 45 gün kadardır. Kışın araziye çıkmadığı için arının ömrü 90 ila 120 güne kadar çıkar.
Arıların yaşam ortamları kirlendikçe ömrü kısalıyor. Özellikle ilaçlı bölgelere giden arıcılar arı nüfusunun çok hızlı bir şekilde çöktüğünden şikayet ediyor.
Maryland Üniversitesi entomologları tarafından yapılan yeni bir araştırma, bal arılarının yaşam süresinin 1970'lere göre %50 daha kısa olduğunu gösteriyor. Bu ortalama bir azalış ve toplam arı kayıpları da bu araştırmayı doğruluyor.
Koloni kayıplarının nedenini anlamak için araştırmacılar çevresel stres faktörleri, hastalıklar, parazitler, ilaçlara maruz kalma ve beslenme konularını gözden geçirerek ilginç sonuçlara ulaştılar.
Ekip, yaşam süresinde %50'lik bir azalma meydana geldiğini, son yıllarda her 100 koloniden 40’ının yenilendiğini, toplamda kayıp oranının %33 olduğunu belirtiyor. 1970’lerde kovanlarda arı devir daiminin daha güçlü olduğu, buna karşın son yıllarda arı mevcutlarının belli dönemlerde kendini sürdüremeyecek düzeye düştüğü ortaya çıkıyor. Daha çok Amerikalı arıcıların kayıtlarından derlenen verileri inceleyen bilim adamları, arı ömrünün kuraklık, aşırı sıcaklık, ılıman kış koşulları, varroa akarı, bakteriyel ve viral hastalıklar, zirai mücadele ilaçları gibi faktörler nedeniyle azalmaya devam ettiğini dile getiriyorlar. Arıcılar tarafından da dillendirilen bu durum, laboratuvar şartlarında yapılan deneylerde de görülüyor. Laboratuvarda tutulan arıların, kovanda kuluçkaya yatarken ve işçi arılar onları beslerken larva evrelerinde bir tür düşük seviyeli viral bulaşıklık veya düşük dozda zirai ilaca maruz kalma durumunda ömrünün kısalmadığı dikkati çekiyor.
Sağlıklı verilere ulaşmak için arıcıların düzenli kayıt tutmaları gerekiyor. Aynı zamanda, iklim değişikliklerine karşı tedbir alınması ve arıcıların ilaçlara karşı toleransı artıracak yolları araştırmasında yarar görünüyor. Bu konuda portakal, zencefil, okaliptüs, kekik, adaçayı, defne, ardıç, ıhlamur gibi bitkilerin özütlerinden yararlanmak gerekiyor. Özellikle besleme çalışmalarında vanilin, kurkimin, krisin, kuarsetin, E vitamini gibi maddeler arıların hem bağışıklık sistemini güçlendiriyor hem de hastalıklara karşı koruyor.