Söz vermek ne ile ölçülür? Öyle ya, hangi söz tutulmalıdır, hangisi tutulmamalıdır?

İnsan birisine söz verdiği zaman tutmalıdır.
“Şunu yap sana şunu alacağı”
“Şuraya git, şu parayı vereceğim” gibi sözlerin tutulmaması için bir sebep yoktur.
.
“Bu âlemde söz ağızdan çıkar” diye racon vardır.
İnsanlar için söylenen şu söz önemlidir:
“Özü sözü birdir…”
.
Bununla ilgili birçok söz vardır:
“Hayvan yularından, insan sözünden tutulur.”
“Er olan sözünde durur.”
“Allah bir, söz bir.”
“Söz namustur.”
“Söz verme, verdinse dönme!”
“Söz ağızdan çıkar.”
“Sözünün eri ol!”
“Tükürdüğünü yalamak [verdiği sözden dönmek] yiğide yakışmaz.”
“Söz var, dağa çıkarır; söz var, dağdan indirir.”
“Sözünü bil, pişir; ağzını der devşir.”
.
Hadis-i şerifte şöyle diyor:
“Dört şey münafıklık alametidir:
Emanet olunana hıyanet etmek,
Yalan söylemek,
Vaadini bozmak,
Sözünde durmamak.”
.
Bugün Cuma…
Hayırlara vesile olsun günümüz.
.
Laf, sözden açıldı nedense?
Zira söz önemli.
Annem derdi ki:
“Ağzından çıkanı, kulağın duyuyor mu?”
.
Haklıydı elbet.
Söylediğin söze dikkat et manasındaydı söylediği.
Söz önemli çünkü…
.
“Söz vermek başka bir şeye benzemez” derler.
.
İbn-i Neccar diyor ki:
“Yapmayacağı halde, yalan olarak söz vermek haramdır. Bu şekilde sözünde durmamak da günah olur. Yapmamak niyetiyle söz verdiği halde, sonradan, verdiği sözde durursa, yalancılık günahı affolunmuş olur. Hadis-i şerifte, (Sözünde durmamak münafıklık alametidir) buyurulmuştur…”
.
Saf Suresi’nde diyor ki:
“Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir kusur ve kabahattir.”
.
İslam dini de söz vermek konusunda oldukça hassastır.
.
Bu konuda yazdığım gibi birçok Ayet ve Hadisler mevcuttur.
.
En vurucu olanı şudur:
Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Münafığın alâmeti üçtür:
Konuşunca yalan söyler.
Söz verince sözünde durmaz.
Kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder.”
Müslim’in bir rivayetinde şu ilâve vardır:
“Oruç tutsa, namaz kılsa, Müslüman olduğunu söylese de…” 
.
Abdullah İbn-i Amr’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Dört huy kimde bulunursa, o adam tam münafık olur. Bir kimsede bu huylardan biri bulunursa, o huydan vazgeçinceye kadar onda münafığın özelliklerinden biri var demektir. O dört huya sahip olan kimse:
Kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder.
Konuşunca yalan söyler.
Bir antlaşma yapınca sözünde durmaz.
Düşmanlık yapınca da aşırı gider.”
.
“Söz vermenin” ve “Ağızdan çıkacak lafın” ne kadar önemli olduğu dinimizde de belirtilmiş.
.
Her kim olursak olalım bize kalan buna uyup, uymamak…
 
***
BİR VİDEONUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Prof. Dr. Bengi Başer twitterden şu videoyu “Bir Arap televizyonundan” başlığı ile paylaşmış.
.
Ekranda bir erkek var ve Arapça konuşuyor. Altında da Türkçe altyazısı var.
.
Bakın ne demiş?
.
“1400 yıldır Yahudi ve Hristiyanlara beddua ediyoruz, salavatlar getiriyoruz, ‘gözyaşları daha fazla olsun’ diye.
Ama bizim gözlerimizde yaş kalmadı.
‘Vatanları yıkılsın’ diye, bizim elimizde yıkılmadık vatan kalmadı.
Onların kadınlarına ‘hakaretler olsun’ diye bizim kadınlarımız hakaretler içinde kaldı…”
.
“1400 yıldır yağmur duaları ettik, her yer yağmurla doldu, sadece Müslüman çoğunluklu devletler hariç...”
.
“1400 yıldır zekât topladık, her geçen gün açlık ve sefalet daha da arttı Müslüman çoğunluklu devletlerde…”
.
“Ey uyuyan ümmet!
Beddua ettikleriniz uzaya çıktılar, aydan uzanıp dünyaya baktılar. Hücreyi böldüler, ikinci bir bilimsel devrim yaptılar. Sizler sadece iki bacak arası devrimler ile uğraştınız.”
.
“Bugünlerde bile derslerinizde abdesti ne zaman bozulur? Öğretmeye devam ediyorsunuz.”
.
“İçtihat ile âlimleriniz cihatta nikâh için, yaşlı adamı emzirme ve ölen eşiniz ile son defa cinsellik üzerinde ittifak ettiler.”
.
“Bunlar hakkında kitaplar yazdılar ve buna ek olarak barışçıl bir şekilde, tecavüze uğramış kadınla nikâhı yazdılar.”
.
“Ey uyuyan ümmet!
Bizler aklımızı ve mantığımızı kullanmayı hak etmiyor muyuz?
Akıllarımız bu bilimden, teknolojiden, uygarlıktan faydalanmayı hak etmiyor mu?
Hayret etmiyor muyuz aklımızın 1400 yıldır rehin oluşuna?”
.
“Biz yarış atı ile tarla sürüyoruz ve eşeği de koşuya hazırlayıp koşturuyoruz.
Bundan ne zaman vazgeçeceğiz?”
.
Bu dediklerine katılırsınız, katılmazsınız.
Nihayetinde bir yorumdur…
 
***
ÖĞRETMEK
Dinimizin bize ilk emridir:
“Oku!”
.
Öyle ya,
Cahillikten kurtulmak için,
Aydınlığa kavuşmak için,
Rekabet edebilmek için,
Bizden istenen tek şey:
“Oku!”
.
Zumer Suresi'nde der ki:
“De ki: ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’ Ancak akıl sahipleri öğüt alır…”
.
Hz. Muhammed’in dediği gibi;
“İlim Çin’de de olsa gidip alınız…”
“Bilmeyenlere ilim öğretmek sadakadır, sadakanın en faziletlisi de bir Müslüman’ın ilim öğrenmesi ve başkalarına öğretmesidir.”
.
Hz. Ali’nin dedikleri bir ışıktır bizim için:
“Bana bir kelime öğretenin 40 yıl kölesi olurum…”
“İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”
.
Hz. Muhammed şöyle diyor:
“Yalnız şu iki kimseye gıpta edilir:
Allah'ın kendisine ihsan ettiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse;
Allah'ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimse”
.
Denir ki:
“Hoca ile doktor, ikram ve saygı görmezlerse hastaya ve öğrenciye faydalı olamazlar. Doktora cefa edersen hastalığına sabretmelisin. Hocaya cefa edersen cahilliğine kanaat etmelisin.”
.
Şu iyi bilinir:
“İslam, eğitim ve öğretimin işini yüklenen öğretmenlerimize gereken önemi vermiştir.
Öğretmenler yapmış oldukları iş karşılığında dünyada ve ahirette Allah’ın rahmetine ve insanların gönüllerine girmişlerdir. Öğretmenlik dünyada gıpta edilecek iki husustan biridir…”
.
Dün Atatürk’ün Başöğretmen olduğu gündü.
Bizler bu günü “Öğretmenler Günü” olarak kutladık ve kutlayacağız.
.
Atatürk öğretmenlere oldukça değer veren bir liderdi.
Onlar için şu cümleleri kullandı.
.
“Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır.”
“Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bu günkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.”
“Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır.”
 “Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…"
“Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır.”
“Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olması mühimdir.”
“Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan (bilim, kültür) ordusudur.”
“Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.
“Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir.”
.
Bu vesile ile öğretmenlerimizin “Öğretmenler Gününü” kutluyorum…