Aslında ikisi birbirinden ayrılmaz. Ancak üreticiyi öldüren uygulamaları devreye koyar, ekonominin kitabını yazdığını söylerseniz ikisinde de çuvallarsınız.
Ekonomiden anlamayanlar, anlamadıkları halde inat edenler ülke hayvancılığını beşinci defa krize soktu.
Kısır döngü devam ediyor. Karkas ithalatı, canlı hayvan ithalatı memleketin hayvancılık sektörünü beşinci defa batırdı. İthalatçılar köşeyi döne döne başları döndü. Memleketi idare edenler de Et Süt Kurumu maharetiyle kendi çiftçisini alnından vurmuş oldu.
2019 ve 2020 yıllarında iki milyon canlı hayvan ithalatı yapıldı. Gemilerle gelen hayvanlar Samsun ve Mersin limanlarında milletin burnunu sızlattı. Oysa hayvancılık sektörünün canına okudu. İthalat kararlarını destekleyen bazı yandaş ve ithalattan nemalanan birlik başkanları, Türk insanının et tüketiminin arttığını, bunun için ithalatın zorunlu olduğunu savundular. Yazıklar olsun.
Dünyanın hiçbir yerinde peynir fiyatları et fiyatları seviyesine ve üzerine çıkmamıştır. Memlekette bazı peynirler etten daha pahalı. Süt sıkıntısı giderek daha da artıyor. Peynir fiyatları artmaya devam edecek gibi görünüyor.
Türkiye tarihinde kuzu kesim fiyatları dana kesim fiyatlarının altına düşmemiştir. Ne yazık ki bir yıldır kuzu kesim fiyatları inek kesim fiyatlarıyla aynı bantta seyrediyor. Bunun tek sorunlusu memleketi ithalat cennetine çeviren iktidar sahipleridir.
Türkiye garip hallere düşürülmüştür. Bir zamanlar küçük çiftçi tarımın kamburu, küçük çiftçi ile işimiz olmaz diyen tarımı yönetenler, memleketi ne hale getirdiklerini görmüşlerdir inşallah. Belki de bilerek çiftçiyi bitirmeye çalışmışlardır kim bilir.
Halihazırda süt fiyatları maliyetleri kurtarmıyor. Endüstriyel, ticari hayvancılık işletmeleri zararı azaltmak için inek kesmeye devam ediyor. Süt krizinde mandıracıları, süt işleme sektörünü suçlamanın hiçbir anlamı yok. 10 liraya toplanan sütün 5-6 kilosundan 1 kilo peynir yapılıyor. Nakliye, enerji, işçilik, depolama ve pazarlama masraflarını eklerseniz 1 kilo peynir 100 liraya mal oluyor. Enflasyonu üzerine koyar da satarsanız tezgâhta peynir fiyatları et fiyatlarının üzerine çıkıyor. Büyük süt işleme sektörlerinde süt 1000 kilometreden fazla yol yapıyor.
Faiz sebep değildir. İki yıldan beri suni olarak düşürülen merkez bankası faizleri, enflasyonu arttırmaya devam ediyor. Gıda üretimi, artan enflasyon neticesinde maliyetlerin katlanması nedeniyle aksamaya devam ediyor. Memleketin gıda güvenliği her yıl daha da kötüye gidiyor.
Hayvancılık sektörü sütten para kazanırsa memleketin et sorunu kalmaz. Bunu sokaktaki vatandaş dahi bilir. Demek ki tarımda karar vericiler bu işten anlamıyor. Eğer biliyorlarsa çiftçiye ihanet ediyorlar demektir.
Süt fiyatları ivedilikle 13-15 lira bandına çıkarılmalıdır. İnek kesimleri şimdilik et açığını kapatıyor ama yakında süt sektörü de ardından et sektörü de krize girecek. Sağılacak inek azalırsa kesilecek dana da azalacak demektir.