Hemen bütün sokaklarda çok sayıda kedi ve köpeğe rastlamak mümkün. Eskiden köylerde hemen her evin avlusunda bir köpek olurdu. Yine çoğu evde kedi beslenirdi.

Her iki hayvan türü de amaca bağlı olarak evde tutulurdu.
Köpek avluyu, mala, davara bekçilik yapar, insan veya yabani hayvan tacizinin önünde dururdu. Caydırıcılık özelliği daha yüksekti. Eğer köpek insana sarıyor, ısırma ihtimali var ise avlu içinden çıkarılmazdı. Başkasının tavuğuna, kazına, ördeğine zarar vermesi de istenmez bağlı tutulurdu. Köylerde başıboş köpek bulunmazdı.
Kedi de avluda beslenir, evlerin tavanlarında veya korunaklı yerlerde yaşamını sürdürürdü. Beslenmesindeki amaçların başında da fare ve benzeri ambar zararlılarına karşı mücadele etmek bulunurdu. Başıboş kedi kesinlikle bulunmazdı.
Kedi ve köpeklerin bakımı ve beslenmesinde genellikle mutfak artıkları kullanılırdı. Buzdolabı pek bulunmadığından yemek saklamak mümkün değildi. İlginç olanı da kedi ve köpekleri konu komşu tanır, eğer yaramazlık yaptı ise sahibi uyarılırdı.
Son zamanlarda bazı sokaklarda adım atmak zor. Her taraf kedi köpek kaynıyor. Pek tanıyanı yok. Bazı yardımsever insanlar ve esnaf kenara köşeye su ve mama bırakmak suretiyle hayvanları beslemeye çalışıyor. Peki bu hayvanlar nerede yatıp kalkıyor? Orada burada. Doğru mu? Kesinlikle hayır.
Sokak hayvanlarının yaşam alanı sokaklar olmamalıdır. Nerede yatarlar, nerede kalkarlar, ne yerler, ne içerler belirsizliği içinde yaşamlarını sürdürmeleri son derece zordur. Üstelik insanların davranışları da son derece belirsizdir. Böyle bir ortamda sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmeleri mümkün değildir. Kısırlaştırılmaları zaten hayvan haklarına aykırıdır. Kendi kendine yaşa ve öl anlamına gelmektedir. Canlıların varlıklarını sürdürmeleri nesillerini sürdürmeleriyle mümkündür. Neslini kurutan tedbirlerle yaşamalarına izin vermenin de bir anlamı yoktur.
Korona döneminde insanlar can sıkıntısına çok sayıda kedi ve köpek edindiler. Çok da güzel bakıyorlar. Ancak bunların önemli bir kısmı sokağa bırakıldı. İnsanlara yük oldular demek ki. Oysa evlerde insanlarla birlikte gayet güzel yaşamlarına devam ediyorlardı. Her ne kadar yaşam alanları evler olmasa da yiyecekleri içecekleri, yatacakları yerler belliydi.
Belediyelerin hayvan barınakları çözüm gibi görünse de kapalı ortamda, evlerdeki yaşam şeklinin farklı bir versiyonu olarak canlı kalmaları için yeterli sayılıyor. Oysa yaşam alanlarına uygun olmayan ortamlarda zorlamayla hayatta kalabiliyorlar. Oyun oynayamıyorlar. Hareketleri son derece kısıtlı olduğundan stres içinde yaşamaya çalışıyorlar.
Netice itibariyle hayvan severlerin barınaklardan da olsa hayvan edinmeleri, yaşamlarını isteklerine biraz daha uygun ortamlarda sürdürmeleri daha doğru olandır.