Kadının beşinci kocası ağır hastalanmış. Adam korkunç ağrılar içinde kıvranırken kadın telaşla yerinden fırlamış:
-“Hemen gidip Doktor Richmont’u çağırayım!”
Kocası:
-“İyi bir doktor olduğundan emin misin?”
Kadın:
-“Emin olmaz olur muyum?” demiş. “Ölen 4 kocamı da aynı doktor tedavi etmişti!…”
***
BEKLEMEYİN
Evin hanımı işe yeni başlayan hizmetçiye talimatlar veriyordu.
-“Bak kızım, biz sabah yedide kalkarız, sekiz gibi kahvaltıya otururuz. Tamam mı?”
-“Tamam efendim, bence uygun ama gecikirsem beni beklemeyin…”
***
ALKOL
Doktor Temel’in karşısına oturmuş ve tüm tahlillerini masaya yatırmıştı.
Ciddi bir suratla;
-“Sayın Temel Bey, bütün tahliller, raporlar burada ama anlayamıyorum, sanki her şeyin sebebi alkol gibi geliyor.”
“Tamam o zaman” demiş Temel,
-“Siz ayılınca ben gene gelirim…”
***
PLAN BOZULDU
Akıl hastanesinde deliler bir araya gelip kaçış planı yaparlar.
Elebaşları planı anlatır:
-“Büyük bir kütük bulup, önce birinci kapıyı, sonra ikinci ve en son da üçüncü kapıyı kıracağız. Sonra da herkes başının çaresine bakıp kaçacak.”
Sabah olunca bir kütük bulup doğruca birinci kapıyı kırarlar, ikinci kapıya koşup onu da kırdıktan sonra üçüncü kapıya yönelirler. Üçüncü kapının açık olduğunu gören elebaşı, diğerlerine dönüp bağırarak:
-“Arkadaşlar! Plan bozuldu, geri dönün...”
***
20 DOLAR
Ufak tefek yaşlı bir kadın iki plastik torba taşıyarak caddede yürüyormuş.
Torbalardan biri delinmiş ve 20 dolarlıklar uçuşmaya başlamış.
Polisin biri kadını durdurup;
-“Hanımefendi torbadan paralarınız dökülüyor.” demiş.
“Kahretsin!” demiş kadın.
-“Uyardığınız için sağ olun. Ben şimdi dönüp toplarım onları.”
-“Bir durun bakalım! O kadar para nereden geliyor? Çaldınız mı yoksa?”
“Yok canım!” demiş kadın.
-“Benim bahçe stadyum parkına bakıyor.
Orada arada sırada araçlarda parti veriyorlar. O partilerden çıkan adamlar çoğunlukla benim çiçek tarlalarımı tuvalet olarak kullanıyor. Ben de elektrikli kesiciyle çalıların arkasında bekliyorum. Onlar işlerini görmeye hazırlandığı anda benim kesiciyi çalıştırıp; ‘Ya 20 dolar verirsin ya da senin ki uçar gider!’ diyorum.”
“Vay be!” demiş polis gülerek.
-“İyi fikirmiş. Peki öbür torbada ne var?”
Yaşlı hanım cevap vermiş;
-“Eee… Hepsi ödemiyor tabii.
***
ERKEN GELDİN
Adam bir gün evine erken dönmüş.
Arabasını park edip kapıları kilitlemiş.
Evine doğru giderken bir bakmış adamın biri evinin önündeki kaldırımda çırılçıplak jogging yapıyor…
“Heyy! Arkadaş” diye bağırmış arkasından, “Niye böyle çıplak koşuyorsun?”
“Niye mi?” demiş adam, uzaklaşırken… “Eve erken geldin de..!”
***
GORİL
Adamın biri bir sabah kalkar ve evinin çatısında bir goril görür.
Ne yapacağını bilmez ve eve girip telefonun başına geçer.
Rehberi karıştırınca bir ilan görür.
İlan şöyledir:
“Gorilleriniz itina ile yakalanır!”
Adam telefon eder ve goril avcısı yarım saat içinde gelir.
Araç panelvan tipinde bir kamyonettir.
İçinden orta yaşlı bir adam ve aptal bakışlı bir bulldog iner.
Adam elinde bir beyzbol sopası, bir ip merdiveni ve bir de çifte taşımaktadır.
Ev sahibi sorar:
-“Nasıl yakalayacaksın onu?”
Adam cevaplar:
-“Çok basit, önce merdivenle çatıya çıkacağım, beyzbol sopasıyla gorile vurup onu çatıdan düşüreceğim. Köpek özel eğitilmiştir, hemen gorilin bacağını ısırır ve ben inip onu araca kapatana kadar gitmesine izin vermez.”
Derken adam çifteyi ev sahibine bırakarak yukarı çıkmaya başlar.
Ev sahibi merakla sorar adama:
-“İyi de ben bu silahla ne yapacağım?”
Adam:
-“Eğer işler ters gider de goril beni çatıdan atarsa, köpeği hemen vur.”
***
HATA
Peder Francis, Haham Salamon ve Oflu Hoca orman kenarında pikniğe gitmişler.
Laf lafı açınca, “Kim işinin en iyisi?” konusuna gelmiş…
Bakmışlar ki, övünmekle çözülmüyor... “Herkes denesin” demişler.
Hemen yanda bir orman var.
O ormana gidecekler, bir ayı bulacaklar ve onu inançlarına davet edecekler.
Bir süre sonra da, gene aynı yerde buluşup sonucu anlatacaklar.
Sonunda toplanmışlar.
Peder anlatmaya başlamış:
-“Bir ayı buldum. Ona en güzel ilahileri söylemeye başladım. Öyle duygulandı ki, şimdi her hafta ayine geliyor.”
Haham başlamış söze:
-“Ben de bir ayı buldum. Açtım kitabımı... Ona Musa’nın Kızıldeniz’i geçişini anlatmaya başladım. Öyle heyecanlandı ki, öyle duygulandı ki, hemen ayaklarıma kapandı. Bize katıldı.”
Sessizlik olunca Peder ve Haham, kırık kolu askıda, bir gözü mosmor, boynunda koca bir boyunluk ve çok fena hırpalanmış bir hali olan Oflu Hocaya bakmışlar.
-“Nerede hata yaptığımı düşünüyorum da… İşe sünnetle başlamasaydım iyiydi…”
***
İSA
Yaşlı rahibe manastırın yanında başlayan inşaatta, işçilerin sabahtan akşama birbirlerine çirkin sözler, küfürlerle bağırdıklarını görünce, onlara biraz nasihat etmeye karar verdi…
Ertesi gün öğle paydosu sırasında yemeğini manastırda yemedi ve bir piknik sepetine koydu.
İşçilerle oturup biraz konuşacaktı.
Elinde piknik sepetiyle inşaata geldi ve işçilerin yanına giderek sordu:
-“Çocuklar siz İsa’yı tanıyor musunuz?”
İşçiler şaşkın şaşkın birbirlerine baktılar. Kimseden ses çıkmayınca, biri yukarıda çalışanlara bağırdı..
-“Hey!.. Orada İsa’yı tanıyan var mı?”
Yukardan cevap geldi:
-“Yok… Niye sordun ki?”
-“Annesi burada da… Yemeğini getirmiş!”
***
ARKADAŞ
Temel eve aniden gelmiş.
Fadime’yi yatakta İdris ile görünce çekmiş silahı İdris’i vurmuş…
Fadime’ye dönmüş, sormuş.
-“Bakalım şimdi ne diyeceksin?”
Fadime:
-“Sen böyle olur olmaz saatlerde eve gelmeye devam edersen, yakında hiç arkadaşın kalmayacak!...”
***
ZEKA TESTİ
Pratik zekâ durumunuzu ortaya çıkaran şu testi denemek ister misiniz?
O halde başlayalım.
.
Dört soru var.
.
Zürafa Sorusu…
“Bir zürafayı buzdolabına nasıl koyarsınız?”
Durun!
İyi düşünün ve yanıtı okumadan önce kendi cevabınızı verin.
Doğru Yanıt şöyle olacaktı:
“Dolabın kapağını açın. Zürafayı içine koyun… Kapağı kapayın.”
Bu soru, çok basit soruları içinden çıkılmaz hale getirme eğiliminde olup olmadığınızı dener.
.
Fil Sorusu..
“Bir fili buzdolabına nasıl koyarsınız?”
“Kapağı açar, fili koyar, kapağı kapatırsınız.”
Bu yanlış cevaptır.
.
Doğru cevap şöyle olacaktı:
“Kapağı açar, zürafayı çıkarır, fili koyar, kapağı kapatırsınız.”
Bu soru, beyninizin bir evvelki sorunla bağlantı kurma gücünü belirler.
.
Aslan Sorusu…
“Aslan Kral hayvanları konferansına çağırdı. Bütün hayvanlar katıldı. Biri hariç… Hangisi?”
Doğru yanıt…
“Fil” olacaktı.
Çünkü Fil hala buzdolabında…
Onu oraya siz koydunuz unuttunuz mu?
Bu soru hafızanızı denemek için kondu.
.
İlk üç soruya doğru yanıt veremediyseniz, yeteneklerinizi gösterme konusunda hala bir şansınız var…
.
Timsah Sorusu…
“Timsahlarla dolu bir ırmağı geçmek zorundasınız ama etrafta kayık yok. Nasıl geçersiniz?”
Doğru yanıt…
“Suya atlar yüzersiniz...”
.
Neden mi?
.
Yahu, siz okuduklarınıza hiç dikkat etmez misiniz?
Bütün hayvanlar, Aslan Kralın konferansında.
Bütün timsahlar da dahil.
Bu soru, yanlışlarınızdan hemen ders alıp almadığınızı görmek için kondu.
Yapılan araştırmalarda bu testin uygulandığı olgun insanların yüzde 99’u tüm sorulara yanlış cevap verdiler.
Anaokullarında yapılan testte ise doğru cevap sayısı inanılmazdı.
Araştırmayı yapan kurum, “4 yaşındaki çocukların zekâsı, olgunlarda yok” diye sonucu açıkladı.
***
Temel yeni bir ayakkabı almış.
Ayakkabıcı, “ilk bir hafta sıkabilir” demiş.
Temel de ilk hafta giymemiş.
.
Temel doktorunun muayenehanesine kocaman bir fıçı ile gitmiş.
Niçin?
Doktoru “Altı ay sonra idrarınla gel” demiş.
.
Temel, Dursun’a tehdit mektubu yazarken eldiven giymiş.
Neden?
“El yazısı tanınmasın” diye.
.
Temel her yemekten sonra cebine bir kaşık koyuyormuş.
Niçin?
Doktoru, “Yemeklerden sonra bir kaşık al” dediği için.
.
Temel her gece yatmadan önce ayaklarına böcek ilacı sıkıyormuş.
Niçin?
“Gece ayaklarında karıncalanma oluyormuş.”
.
Genç kadın falcıya gitmiş.
Falcı suya bakmış, bakmış ve mistik bir sesle konuşmuş:
-“50 yaşına kadar parasız ve mutsuz olacaksınız…”
Kadın sesini oldukça kısarak sormuş:
-“50 yaşında ne olacak?”
Gözlerini kadının gözlerine dikip cevaplamış falcı:
-“Alışacaksınız…”