Dünya kupası heyecanı bitti.

Favorim İspanya idi.
Arjantin’e meyilliydim.
Ama Hollanda maçıyla birlikte favorilerimden vazgeçtim.
.
Tarafsız bir gözle seyrettim finali.
.
Milli marşlar çalınırken Arjantinlilerin konsantrelerine hayran oldum.
Milliyetçiliğimizle övünen biz Türkler, gurbetçi oyuncularımızın gelmesiyle unuttuk artık bunları.
Arjantin, umarım bizimkilere iyi hatırlatmıştır.
.
Fransızların tam tersi lakayt davranışlarına inanamadım.
Milli marş mı söylüyorlar, gazozuna maça mı gelmişler belli değildi.
.
Hele hele o Macron’un hareketleri.
Aman ya Rabbim?
Neydi o öyle?
.
Devlet başkanı sıfatıyla tribünde yer alırken, fanatik seyirci mantığı ile maç seyretmesi gerçekten üzücüydü.
.
Git taraftarın arasına, istediğin gibi davran.
Neydi o öyle?
.
Katar Emiri Temim bin Hamed es-Sani’nin Messi’ye giydirdiği neydi peki?
Oldu mu yani?
Kırk yıllık kani, olmadı yahni…
.
Üzerindeki transparan cübbe ve elindeki kupa ile arkadaşlarına gitmesi hiç yakışık almadı.
Sporun ruhuna uymadı…
.
Toplamda 8’e karşı 21 gol girişiminde bulunan Arjantin, ilk yarıda sahadan sildiği Fransa’yı penaltılarla da olsa yenip kupayı almayı bence hak etti.
.
Arjantin’de Alavez diye biri vardı sahada, 9 numara.
Nasıl bitmez tükenmez bir enerjisi vardı, olmaz böyle bir şey…
O koştukça ben koltukta yoruldum.
Mac Allister ile De Paul en çok koşanların diğerleriydi.
İnternette koşu mesafelerini aradım, henüz yayımlanmamıştı.
.
Fransa’nın savunma hattı süperdi.
.
Son maçlarında oynamayan Di Maria için sürekli eleştiri yapıyordum.
Adam sakatmış meğer.
.
Çıktı oynadı ve maçı aldı diyebilirim.
Helal olsun.
.
Messi için şunları söyleyebilirim.
“Hafife alırsan başın belada demektir…”
Adam resmen zekâ küpü.
Akıllı.
Ayaklarına olan hâkimiyetini söylemeye gerek yok.
Oyunu kuruyor.
.
Verdiği pasların yumuşaklığı,
Çektiği şutların sürati,
Gerçekten bambaşka…
.
Maç bitti.
35 yaşındaki Messi rüyaları gerçek oldu.
Mbappé en çok gol atan futbolcu olarak buruk mutluluk yaşadı.
.
Dünya yıldızı bu kadar kaliteli ayakları seyrettikten sonra dönelim bizim ligimize.
Ne seyredeceğimi bilemeden…
 
***
ÇIPLAKLIK
Son günlerde “Çıplaklık” neredeyse moda oldu.
Üstünü başını çıkaran fırlıyor sokağa.
Aynı Şener Şen’in başrolünü oynadığı “Çıplak Vatandaş” filmindeki gibi.
.
Normal bir inanın yapacağı davranış değil tabi, belli ki ruhsal durum bozulmuş.
.
Başta İstanbul olmak üzere diğer şehirlerde meydana gelen bu tür olaylardan birini geçtiğimiz gün Kepez’de yaşadık.
Yerel gazetelerde de yer alan habere göre bir kadıncağız sokakta yürürken birden üstünü çıkartmış. Daha sonra da karakolun karşısındaki Camiye girmiş.
.
Sonuçta vatandaşların ambulans çağırmasıyla kadıncağız hastaneye yollanmış.
.
Hala kendi kendimize sorma zamanı gelmedi mi?
“Nedir bu?” diye.
.
Belli ki kadının bir problemi var,
Bir zoru var.
.
Kadın sorunlarıyla ilgili o kadar kamu kurumu olmasına rağmen biz hala bu kadına yardım edemiyorsak, bizde bir problem var demektir.
.
Ya kanunlarımız yetersiz,
Ya da biz.
.
20 senedir ülke yönetenlere bakmayın, onlar sudan çıkmış ak kaşık gibiler maşallah.
Her derde bir lafları var.
.
Muhalefet etsen ya terörist oluyorsun,
Ya da Fetöcü.
.
Ortalık yangın yeri
İnsanlar geçim derdinde,
Aileler yoksulluktan şikâyetçi,
Düzenleri bozuluyor…
.
Bizimkiler, “Ahmak” peşinde…
.
100 sene önce cumhuriyeti kurup 10 yılda muhasır medeniyetleri yakalayıp, geçen ve örnek gösterilen Türkiye ne halde?
.
Vay Türkiyem vay!
Bu hallere düşecek miydik?
 
***
YENİ YIL
Yeni yıl geliyor.
Restoranlar, oteller hazırlık içinde.
Öyle ya kutlama var.
.
Ama ne kutlama?
“Tadından yenmeyecek” derler ya, bu sefer “Fiyatından yenmeyecek” gibi.
.
Kişi başı 600 liradan aşağıya yer yok.
Ordövr tabağı, ara sıcak, hindi dolması, tatlı veya meyve, gece işkembe çorbası.
.
Bu restoran fiyatı.
Bunun 1750 liraya kadar çıkanı var.
.
Otelde kalacaksan fiyatlar kişi başı 2500 liradan başlıyor.
.
“Kişi başı 3750 lirayı” görünce tüylerim diken diken oldu.
Asgari ücretli iki kişi bu parayı maaşıyla ödeyemiyor.
.
Eğlence mi?
Üüüü…
Fasıl heyeti.
Şantöz,
Arada Lapseki Çeşmesi,
Davul-zurna ile Roman havası ve
Şantöz ile yeni yıl dansı.
Pasta ikramı,
Dansöz,
Şantöz…
İçkiden ayakta kalan olursa saat 02.00’de paydos…
Gece odaya gidiş.
Sabah kahvaltı,
Eve dönüş…
.
İki kişi 7500 lira…
.
“Yeni yıla mı gireceğiz, yoksa yeni yıl mı bize girecek?”
Neyse,
Ayılınca anlaşılıyor…
 
***
ERKAN BAŞ
Geçtiğimiz günlerde Erkan Baş sosyal medyadan, iktidara geldiklerinde yapacakları ile ilgili bir takım vaatlerde bulundu.
.
Erkan Baş’ı bilmeyeniniz yoktur sanırım.
Son günlerde TİP Milletvekili Sera Kadıgil (daha sonraki yazılarımda özel olarak yer vereceğim kendisine) ile birlikte omuz omuza verip 4 milletvekili ile iktidarın tozunu atan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı.
.
Paylaşımına “Elektrik, su, doğalgaz, internet gibi zorunlu ihtiyaçların faturalandırılmalarının kapandığını ilan edeceğiz. Herkes artık oturduğu evin sahibidir” şeklinde vaat açıklayınca bir anda gündeme oturdu.
.
Öyle ya, Avrupa’nın bile kıskandığı Türkiye’yi 20 yıldır yönetenlerin aklına dahi gelmeyen böylesi sosyal bir projeyi paylaşması iktidar tarafından pek hoş karşılanmamıştır sanırım.
.
Devamında, “Türkiye İşçi Partisi iktidara geldiğinde Halka ait olan ama kapitalist Türkiye'de peşkeş çekilen tüm kamu varlıklarını yeniden halk için kullanacağız. Eğitim tüm aşamalarında tüm vatandaşlarımız için eşit ve parasız olacak. Eşit ve parasız sağlık hizmeti alacak.” söylemesi okuyanları mest etti.
.
Daha neler mi paylaştı:
“Türkiye'nin tam anlamıyla özgür bağımsız bir ülke olduğunu ilan edeceğiz. Uluslararası ilişkiler bu anlamda yeniden şekillendirilecek.” dedi.
.
Bu çıkışına olumlu ve olumsuz tepkiler de gelmedi değil.
.
İşte o olumlu yorumdan biri:
“Küresel eksende sol kendini yeniledi, çevreye daha duyarlı, piyasa şartlarını anlamaya çalışan, sosyal devleti güçlendiren bir modelde uzlaştı. Ülkenin sağı da solu da bağnaz ve maalesef yeniliklere kapalı. Dünyayı okuyabilen çok az lider ve parti var.”
.
Olumsuz tepkinin bir tanesi ise şöyle;
“Bu adamı beğeniyorum. Sonra çıkıyor böyle konuşuyor, 3 senede oluşan güveni 1 dakika sıfırlıyor. Benim evimi kiracıma hediye edecekmiş. Edemezsin kardeşim. Ev almak için hayvan gibi çalıştım. Enflasyon %180. Erdoğan kira artışını %25 ile sınırlıyor. Bu ise, direkt evi götürüyor…”