Geçen sene öyle veya böyle geçti. Bu sene geçen seneyi aratmaz inşallah.
Geçen sene öyle veya böyle geçti. Bu sene geçen seneyi aratmaz inşallah.
Bilişim araçları insanı maymuna çevirmeye devam ediyor. Bilgi bombardımanı insanı balık hafızalı yapıyor artık. Her şey değersizleşiyor. Haliyle çok önemli vakalar bile unutulup gidiyor. Çok yakındaki vakaları bile hatırlamakta güçlük çekiyor insan.
Geçen senenin bu seneye yansıyan önemli vakalarından biri üniversitelere girişte taban puanın kaldırılması idi. Eksi puan alanlar bile dört yıllık fakültelere yerleşebildi. Bu gençlerimiz derslerde nasıl başarılı olurlar bilinmez. Zorunlu eğitimde sınıfta kalma neredeyse ortadan kalkınca, her yer üniversite olunca, eğitimde kalite yerlerde sürünmekten kurtuldu. Yerin altında dip yapmaya devam ediyor. Malum insanın cahilini daha makbul sayan bir zihniyet memleketi yönetiyor.
İlk ve orta dereceli okullarda kopya çekmek normalleştiği için üniversitelerde masalar, sıralar, hatta duvarlar kopyalıklarla doluyor. Neticede devletin yaptığı KPSS ve benzeri sınavlarda da kopya çekme alışkanlığı devam ediyor.
İthalat ve tarım ürünleri ithalatlarıyla ilgili yapılan düzenlemeler geçen seneye damgasını vuran uygulamalardı. Hasat sezonuna girerken yapılan buğday, arpa ve mısır ithalatları, fiyatları düşürmeye, Türk çiftçisini batırmaya devam ediyor. Duvarlarında Çiftçinin Kara Gün Dostu yazan Toprak Mahsulleri Ofisi pahalı aldığı buğdayı, arpayı, mısırı iç piyasaya ucuz vermesi, Türk Çiftçisine yapılabilecek en büyük kötülüktü. Geçen senenin en sıkıntılı vakalarından biri de günde 25-30 litre süt veren ineklerin kesime gönderilmesi, buna karşın Cumhurbaşkanlığı kararıyla 160 bin adet gebe düve ithal edilmesiydi. Devlet hububat yetiştiricisinin yanına hayvancılık işletmelerini gönderiverdi.
Üretim yetersizliği, kuru fasulye, nohut, mercimek ve hububatta gümrük vergilerini sıfırlatmaya devam etti. Türk çiftçisi maliyetlerle başa çıkamazken, ithalat lobisi köşe dönmecede çağ atladı. Bazı un sanayicileri ithal ettiği buğdayı TMO’ya teslim etmeden fabrikasına götürdü, üstüne de para aldı.
Et arzında yaşanan açığı inek kesimleri kapattı. İthalatçılara gün doğdu. Türk insanının et alma gücü düşerken, kişi başına et tüketimi arttı yalanıyla ithalat kapılarını tekrar araladılar.
Memleketin marka ürünlerinden fındık, şeftali, limon, portakal gibi türlerde yaşanan fiyat ve Pazar sıkıntıları üreticisini üzdü. Bahçesini sökenler oldu. Öteden beri elma bahçeleri sökülüyor zaten.
2021 yılında üreticinin yüzünü güldüren pamuk, 2022’de masrafını bile çıkaramadı. Makinenin arkası bile toplanmadık kaldı.
Memleketin iyi idare edilmediğini, liyakatin yerlerde süründüğünü Amasra maden faciası adeta yüzlerine vurdu. Soma faciasından sonra bir arpa boyu yol alınamadığı görüldü. Onlarca aile yetim kaldı.
Son günlerde memleketi idare edenler vatandaşı kandırmada vites yükseltti. Trilyon dolarlardan bahsedilmeye başlandı. Belli ki seçim yaklaşıyor. Millet yalana inanmaktan keyif alıyor ne yapsın.
2023 Cumhuriyetin yüzüncü yılı. Çok sıkı bir sınav bekliyor. Ya özüne dönecek ya kaybolup gidecek. Milletin uyanışına vesile olsun yeter.