Haberi dün okudum. Yalova’da içme suyu ihtiyacının karşılandığı Gökçe Barajı’nın yüzde 82’si kurumuş.
Yağmur yağmaması durumunda Yalova, 30 gün sonra susuz kalacak.
.
Peki Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ne dedi:
“Ciddi bir kuraklıkla baş başa karşı karşıyayız. Şu an itibariyle baraj doluluk oranı %42,5.”
.
Eğer önlem almadan bütün umudumuzu yağmura bağlarsak yandık demektir.
.
Kış mevsimi olan Aralık bitti.
Ocak derken yarısına geldik.
Elde kaldı şubat…
.
4 sene önce facebook’ta bir video yayınlamışım.
Çanakkale’ye kar yağmış.
.
Derhal başta Valilik olmak üzere, Belediye harekete geçerek önlemler paketini açıklamalıyız.
.
İnsanları su tasarrufu için ikaz etmeli hatta eğitmeliyiz.
.
Suyumuz biterse, birler de bittik sayılır.
.
30 Aralık’ta verilen haberde 96,5 milyon metreküp su kapasitesine sahip Bayramiç Barajı'nda, kuraklık nedeniyle yaklaşık 10 milyon metreküp su kalmıştı.
.
Yani yüzde 10 civarı…
.
Hani bizim barajda su bitince Bayramiç’ten su alacaktık ya?
.
Durum vahim.
Derhal harekete geçmeliyiz…
***
BEKLEYİN
Neyse biz gelelim 2023’te bittiği inanılan Lozan’ın “Gizli” maddelerine.
.
Bırak şimdi bu işleri.
Memleketin o kadar meselesi varken” diyenleriniz olabilir.
Ama lütfen yüzde 48’e saygı duyunuz.
.
Nereden çıktı bu rakam demeyin.
Yapılan ankette “Lozan’ın gizli maddelerine inananların oranı” bu…
.
Ya!
Sonra da “Bazı partiler nasıl bu kadar oy alabiliyorlar?” diye hayretler içinde kalıyorsunuz…
.
Neymiş bu gizli maddeler?
.
Bir söylentiye göre;
Türkiye’nin bor, doğal gaz vb. yeraltı kaynaklarını kullanamayacağı, 2023 yılında bunun ortadan kalkacağına inanılıyor.
.
Bir başka söylentiye göre de;
Türkiye’nin egemenlik hakları 2023 yılında bazı ülkelere devredilecek.
.
Biri sevinç yaratırken, diğer madde vatandaşta sıkıntı yarattı…
.
Lozan Antlaşması’nın gizli maddelerine inanan yüzde 48, okumaya meyilli olsaydı;
Tam metni açık bir şekilde Türk Tarih Kurumu’nun internet sitesine mevcut olan maddelerini tek tek okurlardı.
.
Türkçe tam metinle yetinmeyen ve antlaşmayı merak eden bu yüzde 48 kesim, antlaşmanın orijinal dili olan Fransızca haline de Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinden ulaşabilirlerdi aslında.
.
Antlaşma içinde herhangi bir şekilde zaman kısıtlamasına dair bir bilgiye rastlamak mümkün olmadığını, buna dair hiçbir bilginin antlaşmanın içinde ne de dönem kaynaklarından başka bir yerde yer almadığını görürlerdi.
.
Yani, Lozan Antlaşması’nın 100 yıl sonra sona ereceği iddiasının hiçbir dayanağının olmadığına inanırlardı sanırım.
.
Antlaşma bırakın 2023’ü, 2333’te bile geçerli olacak.
.
Diyelim bu yüzde 48 hala inanmıyor ve merakla bekliyor Bor madenini çıkarmayı.
.
Peki şuna ne diyecekler acaba?
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Eti Maden İşletmeciliğinin verilerine göre;
Türkiye çoktandır “Bor madeni” işliyor ve bunun yanında ihraç da ediyor.
.
Enerji Bakanlığı;
Çin, ABD, Rusya, Hindistan ve Türkiye’nin en çok bor ihracatı yapan ülkeler olduğunu söylüyor.
.
Eti Maden’in verilerine göre;
2021 yılında 2,6 milyon tonluk bir bor satışı ve 2,5 milyon tonluk bor ürünü üretimi gerçekleştirilmiş.
Doğal gazda da kaynaklar hâlihazırda kullanılıyor.
.
Hani izin verilmiyordu?
Hani çıkarılmıyordu?
Hani kullanılmıyordu?
.
Hala mı inanmıyorsunuz?
.
Sizin gibi inanmayan bir vatandaş CİMER’e sormuş bu soruyu.
CİMER, Lozan’ın gizli maddeleri olduğuna ve bu sebeple madenlerin işletilemediğine dair iddiaları tekzip etmiş.
.
Hala inanmadıysanız “Bekleyin” derim.
Vaktiniz bol nasılsa.
***
TOPLAR
Önce yüzde yirmi beş,
Olmadı üzerine yüzde beş.
Pazarda yüz on beş.
Markette yüz yirmi beş.
.
E ne oldu?
Emekli zam aldı öyle mi?
.
Enflasyonu pinpon topuna göre hesaplarsanız olacağı bu olur ve kimse memnun olmaz.
.
Emeklilere buradan sesleniyorum;
“Eğer maaşlarınıza kuvvetli bir zam istiyorsanız her gün evinize pinpon topu alın.”
.
Talep çoğalınca topun fiyatı artacak ve enflasyon hesabına giren top sayesinde enflasyon gerçek rakamlara ulaşacak.
.
Enflasyona göre zam yapan iktidar da böylece mecburen maaşlara daha fazla zam yapacak.
.
Öyleyse sloganımız şu:
“Hepimiz topuz,
Yaşasın pinpon topu…”
.
Yani bizi “Toplar” kurtaracak…
***
ZEKİ MÜREN
“Bana Tren desene” şeklinde bir soru sorardık arkadaşımıza küçükken.
O da gayet masumane cevap verirdi:
“Tren…”
Hemen arkasından şu cümleyi yapıştırır, gülerdik;
“Öpsün seni Zeki Müren…”
.
Tren kelimesi geçince hep aklıma rahmetli gelir bu şakadan dolayı.
.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, İstanbul-Ankara arasındaki hızlı tren projesini açıklayınca aklıma yine Zeki Müren geldi.
.
Sınırımızdaki Bandırma’ya kadar gelecek olan hızlı tren projesinde Çanakkale es geçilmiş.
.
Hâlbuki 1915Çanakkale Köprüsü’nün projesi konuşulurken alt tarafında raylı sistem hattı olacağı söylenmişti.
Sonraları bu projeden vazgeçildi.
.
O zamanlara heyecanlanmıştık, “Çanakkale’ye tren geliyor” diye.
.
Şimdi ise hızlı tren projesi açıklandı ama Çanakkale yine yok.
.
“Ne yok?”
“Tren…”
“Öpsün seni Zeki Müren…”
.
Öptü zaten merak etme…
Baksana projede şehrimizin adı yok.
.
Hani diyorum;
“Grup Başkan Vekilimiz devreye girse, gücümüzü gösterse ve de şu işi yapıverse.”
***
ACIKTIM
Akşamüzeri ofisten eve dönüyorum.
Arkamdan annesi ile bir kız çocuğu geliyor.
Küçük kız bağırıyor;
-“Anne acıktım!”
Annesi cevaplıyor;
-“Kızım sende kurt mu var?”
Kız korkuyor.
-“Neremde?” diye soruyor.
.
Hep aynı şeyi söyleriz;
-“Acıktım…”
-“Yahu yeni yedik daha, bu ne iştah böyle.” diye cevap gelir eşinizden.
.
Son zamanlarda ben böyleyim işte…
.
Burası Çanakkale Gazetesi’nde Diyetisyen Bihter Taşdelen tam da bana göre cevap vermiş.
Siz de benim gibiyseniz iyi okuyun derim.
.
1) Yeterli protein tüketmiyor olabilirsiniz.
2) Rafine karbonhidrat tüketiminiz fazla olabilir.
3) Diyetiniz yağlardan eksik olabilir.
4) Yeterince su tüketmiyor olabilirsiniz.
5) Aldığınız bazı ilaçlar iştahınızı açıyor olabilir.
.
Olur olmaz acıkıyorsanız, reçete bu.
Deneyeceğim bakalım ne olacak?
.
Şu fıkradaki adam aynı benim gibi düşünmüş.
.
Adamın biri çok şişmanmış.
Diyete girip zayıflamak için diyetisyenin yolunu tutmuş.
Diyetisyen başlamış anlatmaya:
-“Sabah kibrit kutusu büyüklüğünde peynir, 2 zeytin, bir dilim ekmek... Öğlen kibrit kutusu büyüklüğünde peynir, 2 zeytin, bir dilim ekmek... Akşam kibrit kutusu büyüklüğünde peynir, 2 zeytin, bir dilim ekmek... ” dedikten sonra eklemiş;
-“Bu dediklerimi aynen uygulayacaksınız…”
Adam merakla sormuş:
-“Peki, ben bunları yemekten önce mi yoksa yemekten sonra mı yiyeceğim?”