İnternet kullanımı, yapılan araştırmalara göre 2 yaşın da altına inmiş. Eskiden ağlayan çocuğa yalancı emzik verilirdi, çıkarırsa pudra şekerine bandırılır tekrar verilirdi.
Günümüzde ise cep telefonunda oyun izletiliyor. İnternetten, sevdiği bir video açılıp önüne konduğunda, hıçkıra hıçkıra ağlayan bebekler adeta dut yemiş bülbüle dönüyor. Mama yemede nazlanıyorsa yine bir çizgi film açılıp anlamadan karnı doyuruluyor. İnternet adeta çocuk bakıcısı gibi kullanılıyor. Bağımlılığın iki yaşında başladığı bir neslin gelecekte ne hale geleceği ise bilinmiyor.
İnternet ve sanal dünya insan yaşamının bir parçası haline geldi adeta. Özellikle iletişimde sağladığı kolaylıklar ve sosyal paylaşım siteleri insanları bilgisayar ve cep telefonlarına tamamen bağladı. İnternetin sağladığı kolaylıklar saymakla bitmiyor.
Cep telefonları hızla değişiyor. Teknolojinin nereye gideceği çok belli değil. İnternet erişimine uygun olan cep telefonları daha çok tercih ediliyor. Tuşlu telefonlar tedavülden kalkalı yıllar oldu. Akıllı telefonlar iki yılda bir yenileniyor. Telefon çöplüğü bir yana telefonun yetenekleri arttıkça bağımlılık düzeyi de sürekli artıyor. Telefonu unutma veya telefonun şarjının bitme korkusu olarak tanımlanan nomofobi hastalığı iyice yaygınlaşmış durumda.
İnternet bağımlılığını uzmanlar hastalık olarak değerlendiriyorlar. Sürekli zihnin takılı kalması, dikkat eksikliği veya dağınıklığı gibi belirtilere işaret ediyorlar. Dolayısıyla tedavi edilmesi gereken bir durum olarak nitelendiriliyor. Birçok ülkede bağımlılığın azaltılması veya ortadan kaldırılmasına yönelik tedavi merkezleri kurulmuş durumda.
Uykusuzluk, dikkat dağınıklığı ve elindeki telefonla sürekli internette bir şeylere bakma eylemleri gençlerde sıklıkla görülen bir durum. Özellikle sosyal paylaşım sitelerine girmek ve arkadaşlarını takip etmek en önemli davranışları arasında yer alıyor. Doksanlı yılların başında hesap makinası gibi oyun makinaları vardı gençleri esir alan. Ders aralarında dahi oyun oynadıkları brick gameler tarih oldu. Daha bundan 30 yıl öncesinde internet kullanıcısı çok az sayıda idi. İnternet artık cep telefonlarına girdi. Dolayısıyla potansiyel müşteri Türkiye için hesaplanacak olursa 70 milyona yakın. Ev ve işyerlerinde de çoğunlukla internet bağlantısı olunca hayatın tüm alanlarında interneti görmek mümkün. Lokanta, kahvehane, çay bahçesi gibi sosyal etkinlik alanlarının tamamında kablosuz erişim sistemi bulunuyor zaten. Otobüslerde uzun süredir internet kullanımı mevcut. İnsan kaçmaya çalışsa kaçacağı yer yok neredeyse. Hele sosyal paylaşım sitelerinde adresleri de varsa facebookda, twitterda, whatsaapda, Tiktokda neler oluyor sürekli takip etme güdüsü, insanların hem iş ortamlarında hem de sair programlarında aksamalara neden olmaktadır.
Sanal sosyal alanlar, insanımızın çok fazla emek harcamadan uzun zaman geçirdiği alanlar. Cep telefonunda Avrupa rekorlarını alt üst ettik. İnternet kullanımında da alt üst ediyoruz. İnsanın interneti yararlı işlerde kullanması en güzeli. Zamanını boşa harcaması ise, tedavilik bir durum olmalı. Bu meyanda psikolojik danışmanlık ve terapi merkezleri dolup taşacak gibi görünüyor.