Zaman su gibi akıp geçiyor. Programlar nasıl gidiyor pek belli değil ama millet kandırılmaktan keyif alıyor olmalı ki, iktidar sahipleri meydanlarda esip gürlemeye devam ediyor.
Bundan iki yıl önce uydu fırlatırken aya da gideceğimiz söylenmişti. Elon Musk da memlekete davet edilmişti ve gövde gösterisi yapılmıştı. Uzayda liman kurma çalışmalarından da epey bahsedilmişti. En yetkili ağızlardan çıkan cümleleri hatırlamakta yarar var.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank, Türkiye’nin Milli Uzay Programı çalışmalarının devam ettiğini belirterek, “Türk mühendis ve teknisyenlerinin tasarladığı araçla Ay’a sert iniş yapma hedefine yönelik çalışmalarımızı hızlandırdık. Uzayda ateşleyeceğimiz hibrid roket motorunun testlerini sürdürüyoruz. Türkiye Uzay Ajansı’nın asıl misyonu Milli Uzay Programı’ndaki projelerin koordinasyonunu sağlamaktır. Bu kapsamda belirlediğimiz hedeflere yönelik çalışmalar, 1,9 milyar liralık bütçeyle yatırım programına dâhil edildi” ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan benzer şekilde 2023 sonunda yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz demişti.
Eleştirenleri projelere karşı gibi gösterip vatan hainliğine kadar götüren iktidar sahipleri, proje aşamaları hakkında bilgi vermekten kaçınırken, konuyu başka mecralara da götürüveriyorlar.
Geçtiğimiz cumartesi günü Ziraat Mühendisleri Odası eski Genel Başkanı Doç.Dr. Gökhan Günaydın’ın güzel bir konferansı vardı. Günaydın ilginç bir benzetme yaptı. Aya sert iniş yapmak için önce kendi gıdamızı üretebilmemiz lazım dedi.
Konuyu açmakta yarar var. Uzay araştırmalarında ABD ve Rusya neredeyse yarış içindeler. Çin de son zamanlarda yarışa dahil oldu. Aynı zamanda Hindistan başta olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri de uzay araştırmalarında epey mesafe aldılar.
Türkiye halen Rusya ve Ukrayna’dan buğday ve ayçiçeği ithal ediyor ve neredeyse göbeğinden bağlı hale geldi. ABD’nin mısırı ve soyası olmasa hayvanlarımız aç kalabilir. Stratejik ürünlerde uzay araştırmalarında en ileri ülkelerden temel gıda ve yem hammaddeleri ithal ediyoruz. Aya insan gönderen ülkeler neredeyse dünyayı besliyor.
Gıda ve yem hammaddeleri üretiminde Türkiye her geçen gün geriye gidiyor. Üretimi azalırken ithalatı artıyor. İthalatın artması bir yana gıda güvenliği riski de büyüyor.
Uzay araştırmaları ve teknolojilerinde iyi olan ülkelerde gıda güvenliği tam tesis edilmiş görünüyor. Hal böyle iken aya sert iniş yapacağız diye millete gaz vermenin bir anlamı kalmıyor.
Aya sert iniş yapmamız gereken senedeyiz. Şimdiye kadar roket denemelerinin, uzaya insansız araç gönderme testlerinin başlaması gerekiyordu. Ancak Türkiye Uzay Ajansı müşavirliğine sebze teknikerinin atanması daha çok gündeme gelmişti.
Bir zamanlar en çok ihraç ettiğimiz buğday, arpa, mercimek, nohut ve fasulye gibi ürünleri uzay araştırmalarında en ileri olan ülkelerden ithal ediyoruz. Garip ama gerçek.