Hepimizin hayatında zor zamanlar diyebileceğimiz günler vardır. Aslında bu zamanların bize verdiği mesaja neyi göstermek için geldiğine bakmak gerekir.

Hepimizin hayatında zor zamanlar diyebileceğimiz günler vardır. Aslında bu zamanların bize verdiği mesaja neyi göstermek için geldiğine bakmak gerekir.
Kriz saati, hayatın insanı kendi içine daldırdığı kutsal bir andır.
İşte o zaman seni yüzeysellikten çıkarıp derinlere çağırır. Bir kriz her zaman mistik ve aşkın bir fırsattır. Çünkü değerleri gözden geçirmeniz, yaralarınızı tanımlamanız ve kendi şifanızı aramanız gereken an.
Krizler çağrılardır... Sizi görevinize çağıran sesler.
Size kim olduğunuzu hatırlatmak ve yürüyüşünüzün ruhunuzun amaçlarıyla uyumlu olup olmadığını analiz etmek için ortaya çıkarlar.
Değerlerini, tavırlarını ve etrafını saran her şeyi sorgulatmaya geliyor. Her kriz, yaşamınıza yeni bir anlam vermenizi ister. Sadece silkinmek için gelmiyor, evrimi için artık orada ihtiyaç duyulmayan her şeyi temizlemek için geliyor. O, içsel başkalaşımına izin veren kozadır.
Hiçbir kriz can yakmak için gelmez, her kriz uyanmak ve uyandırmak için gelir. Anlamsız şeyler yapmaktan, hayatınıza hiç bir şey katmayan insanlarla birlikte olmaktan ya da sebepsiz yaşamaktan ruhun yorulduğu zamandır.
Maddiyat tarafından uyuşmuş, bilinçsizce yürümeye devam etmek isteyebiliriz. Ama bir gün kriz gelip bizi uyandıracaktır. Ve hiç kimse bir krizden kendini dönüştürmeden ve ışığını biraz daha parlatmadan çıkamaz.
Sizi derinlere götürürler ve daha güçlü çıkmanızı sağlarlar.
Artık ondan korkma. Ne zaman bir kriz gelse, iyiye doğru bir dönüşüm süreciyle karşı karşıya olduğunuzu bilin!”
Tabi görürseniz!
Şu anda hepimizin yaşadığı bu deprem durumunun bize gösterdiği nedir?
Kendinize ve sevdiklerinize, çevrenize sevgiyle bakın efendim
Selam ve Sevgilerimle
SİZİ SEVİYORUM…
SİZİ SEVİYORUM…
SİZİ SEVİYORUM…