Altı şubatta sabaha karşı Pazarcık’ta başlayan depremler ne yazık ki Hatay’ın güneyinde devam edeceğini gösterdi.

Uzmanlar yer hareketleri sonrası yükün hangi tarafa yüklendiğini açıkça söylüyorlar. Ancak bu yüklenmenin ne zaman depreme neden olacağı konusunda tarih veremiyorlar.
Science dergisinde yayınlanan bir çalışmada, Texas Üniversitesinden araştırmacıların, fayların ne zaman ve nasıl şiddetle hareket ettiğini anlamada sürtünme olgusunun anahtar olabileceğini keşfettiği görülüyor. Araştırıcılar fay yüzeylerinin bir depremden sonra ne kadar hızlı birbirine bağlandığını veya iyileştiğini ortaya koyuyorlar. İyileşmesi yavaş olan bir kırılmanın zararsız bir şekilde hareket etme olasılığı daha yüksekken, hızlı bir şekilde iyileşen bir kırığın büyük, zarar verici bir depremde kırılıncaya kadar yapışık kalma olasılığının yüksek olduğunu belirtiyorlar.
Araştırmanın sonucu, fayların ne zaman ve ne kadar şiddetli hareket ettiğini anlamada anahtar olarak kabul ediliyor. Bu çalışma tek başına bilim adamlarının bir sonraki büyük depremin ne zaman gerçekleşeceğini tahmin etmesine yardımcı olmuyor. Çünkü büyük depremleri ortaya çıkaran kuvvetler karmaşık görünüyor. Bununla birlikte çalışma araştırmacılara büyük, zarar verici bir depremin nedenlerini ve potansiyelini araştırmak için yol gösteriyor.
Araştırmacılar, Yeni Zelanda kıyılarında iyi çalışılmış bir faydan gelen kayaları ve bir bilgisayar modelini birleştirerek tasarladıkları testlerde anılan fay içindeki kayaçların iyileşmesinin yavaş olduğunu gözlemlemişler.
Araştırmacıların test ettiği kaya örnekleri, Yeni Zelanda'daki bir fayda deniz tabanının yaklaşık yarım mil altından delinerek alınmış. Fay bölgesinden alınan kayalar hidrolik preste sıkıştırılmış ve çok yavaş iyileştikleri ve kolayca kaydıkları görülmüş. Kaya verilerini fayın bir bilgisayar modeline bağladıklarında, sonuç her iki yılda bir küçük şiddette deprem ürettiği ortaya çıkmış.
Araştırmacılar, birçok büyük fayda yaygın olan kil bakımından zengin kayaların, plakaların birbirini sessizce geçmesine izin verdiğini, stres oluşumunu sınırlayarak depremleri düzenleyebileceğini ifade ediyorlar. Buradan hareketle fay içerisindeki kayaç özelliklerinin belirlenmesinin büyük yarar sağlayacağı, en azından deprem üretme potansiyeli hakkında bilgi sahibi olunabileceği görülüyor.
Araştırma sonuçları depremi tahmin edebilme konusunda önemli bir adım olsa da bütün fay hatlarında çok yoğun çalışmalar yapılması, kayaç özelliklerinin daha detaylı çalışılması gerektiğini ortaya koyuyor.
Deprem oluş şeklini ve şiddetlerini tahmin edebilmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor. Bu amaçla uzmanlar büyük fay hatlarına sismograf yerleştirmek suretiyle hareketlilikleri daha yakından takip etmeye çalışıyorlar. Araştırmaya dayalı bilgi üretimi arttıkça beklenen depremlerin şiddeti hakkında daha yakın tahminler yapılabilecek.
Pazarcık depreminden sonra artçı sarsıntıların olabileceğini, ancak şiddetlerinin daha az olacağını belirtmişlerdi. Ancak dokuz saat sonra Elbistan’da ana deprem meydana geldi. Uzmanlar ikinci depremin sürpriz olduğunu açıkladılar. Demek ki daha çok çalışmak gerekiyor.