Sayın okurlarım ülkemiz çok ağır bir bedel karşılığı bizlere nasip oldu. Memurluktan ayrılalı emekli olalı 32 yıl oldu.

 

  1. Sağlık merkezimize sık sık ilk yeni tayinler gelirdi. Kendileri en küçük bir iş yapmağı gibi hizmetlilere boş ver çalışmayın bu paraya bu kadar parayla bu devlete bu kadar çalışılır. Yeni tayin genç doktorlar gelir daha sonra askere alınırlar. Her yeni gelen doktor bir arkadaş bir ruhsat vermiş. Dünyalığını kazanmış gibi yorumlar yaparlardı. Evrakların çoğunu kaymakama ben götürüp imzalatır postaneye götürürdüm. Bir ara batsın bu devlet denilmeye başlandı. Batsın bu devlet diyenler Atatürkçü oluyordu. Devletin yanında olanlar gerici yobaz hatta bir kaymakamı anlatırlar. Mesai zamanı denizde ita amiri imzasını atacak. Manav parasını alıp kabzımala ödeyecek. Öğretmen okuluna yemeklik yetişecek imza bekleniyor. Hizmetliler deniz kumsalında imza bekliyor. Merkeze 4 km o zaman belediye toplu taşıması da yok terzi Tahir üvey babasını anlatıyor. Müdür imzalatın diyor. Yemekler yetişecek fakat bunların hiç biri emekli yani görevli üst düzeyler dahi olamadı. Gökçeada tüm memurların sürgün yeri ayrıca yeni bir üst düzey personel atanacak. Güvenlik soruşturmasından geçiriliyor. Neler çektim. En alt seviye ile en üst seviye çık işin içinden. 11 sene içinde 9 hükümet değişti. Her hükümet bakanlıklardaki odacısına kadar değişiyor. Bir bakıyoruz sağlık merkezi için onarım ödeneği gelmiş genç Dr. Hanım hemen Necdet Bey hemen işi başlatalım. Kasım ayı başında gelmiş. Dr. Hanım mevzuatları bilmiyor Kaymakam Beye gidiyorum eh parayı emanete al diyor. Bir bakıyorsun gelen ödeneği tenkis yani geri çekmişler. Kurumlar arası en küçük dayanışma yok şöyle bir misal vereyim.
  2. Irak komşumuz Irak’ın Saddam Hüseyin’i Türkiye’yi tehdide başladı. Elindeki füzeler Ankara’yı dahi vuruyormuş. Öyle bir tehlikeli hal aldı ki her an savaş çıkabilir. Güneydoğuda sahra hastaneleri kurulmaya başladı. Tayinler başladı. Bir emir geldi başhemşire oraya göreve acele yazısı geldi. Küçük oğlu Melih var ağlayarak ayrıldı. Fakat eşi radarda görevli astsubay olduğu için geri geldi. Nihayet ortalık normale döndü. Bir tatil Pazar günü evden hastaneye çağrıldım. Acemi genç Dr. Bey Necdet Bey İl Sağlık Müdürlüğü’nden telefon geldi. 96 kalem tıbbi malzeme harp artığı ayniyat tesellüm bakanlık onaylı 6 sahife teslim alındı. Mühür imzalar olacak burada. 96 kalem teslim edilip malzemeler iskeleye boşalacak. Yarın gemi ile kamyonun geçebilmesi için yine devlet kuruluşu para talep ediyormuş. Eh gittik kağıt üzerinden teslim şoför ile ilgili iskeleye indirdik. Bana dediler bir şey olmaz bu gece hastanede kalıp biz yolumuza. Ben yağmurda olsa karda olsa iskelede sabahı bekleyeceğim. Biraz sonra bir sürü yine kutular indi. Ertesi gün gemi geldi. İşletmeci sorumlu 5 metrekare şu kadar para diyor. Uykusuzum açtım ağzımı bunlar harp malzemesi eğer bu gemi yoldan geri döner şimdi Vali Beye gidiyorum. Tamam dedi. Hep beraber ilaçlar kondu. Adaya geldik. Ambulans gelmemiş bir başıboşluk günüm dolmuştu hemen emekliliğimi istedim ve oldum. Sebep olundu.