Şu siyaset güzel yapılsa ne güzel olur. Çirkeflik, sertlik, gerginlik, sataşma, karalama, yalan söyleme ne kadar kötü.

İnsanın sosyal yaşamını bile etkiliyor.
.
Neyse ki az kaldı.
Mayıs sonunda bu badireyi de atlatmış olacağız.
Herkes rahatlayacak.
.
Kim kazanırsa kazansın;
Artık ayrıştırıcı değil,
Birleştirici olsun.
.
Zehirli dili bıraksın,
Tatlı dile dönsün.
.
Bu vatan için herkes kol kola girsin.
.
Kılıçdaroğlu’nun sürekli “Hesap verecekler, paraları geri alacağım” gibi konuşmalar birilerini fena ürkütüyor.
Bu sebeple gerginleşmeler artıyor.
.
Devlet Bahçeli’nin dili ise çok fena.
Sürekli bağırarak sanki yenilmiş (veya yenileceğini anlamış) gibi bir ruh içinde.
.
Reis’e ise laf söylemeye gerek yok.
O hep aynı.
“Ezerim, geçerim” havalarında.
.
Ancak anketler öyle demiyor.
.
Siz “Hep muhalefetin yaptırdığı anketlere bakıp konuşuyorsunuz, bir de bizimkilere bakın” diyenleriniz vardır.
.
Ama işte onlardan biri.
Salı günü Merdan Yanardağlı şöyle bir twitt attı:
“Saray, Genar Araştırma’ya özel anket yaptırdı.
Ankette Kılıçdaroğlu’na %53,
Erdoğan'a %42,
Diğer adaylara %5 oy çıktı.
Yalanlarlarsa belgeleriyle, araştırmanın kendisiyle ortaya koyarım.”
.
Ancak Genar sahibi İhsan Aktaş bir twitt atarak şöyle dedi:
“Bugün Kiralık bir TV kanalı pis bir yalan haber ortaya attı.
Yargı önünde hesabını verirler. 25 yıllık kurumuz.
Kamuoyuna açıkladığımız sonuçlar elimizde olan sonuçlardır. Yalan söylemek için dahi bize muhtaçlar…”
.
Ve şirketinin son yaptığı anketi açıkladı:
Recep Tayyip Erdoğan: % 52
Kemal Kılıçdaroğlu: % 47,7
.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, katıldığı bir televizyon programında son 3 haftada 3 araştırma yaptıklarını, araştırmalar neticesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oy oranın yüzde 53 seviyesinde olduğunu söyledi.
.
Peki diğer anketler ne diyor?
.
Mart ayı raporlarına göre şöyle sonuca varmışlar:
MAK Danışmanlık’a göre:
Kılıçdaroğlu yüzde 47;
Erdoğan yüzde 42 oy alıyor.
Arasında Muharrem İnce'nin de olduğu “Diğerleri” nin oyu yüzde 3.
Kararsız seçmenin oranı ise yüzde 8.
.
AR-G Araştırma’nın 14 Mart’ta açıkladığı son ankete göre seçim ikinci tura kalıyor. Kılıçdaroğlu yüzde 46,2
Erdoğan yüzde 43,1 oy alıyor.
AR-G’nin anketine göre,
Muharrem İnce yüzde 7,6;
Sinan Oğan ise yüzde 3,1 oy alıyor.
.
Aksoy’un anketine;
Kılıçdaroğlu yüzde 55,6 oy
Erdoğan yüzde 44,4 oy alacak.
.
PİAR'a göre;
Kılıçdaroğlu yüzde 57,1
Erdoğan yüzde 42,9 oy alıyor.
.
Son seçimi tahmin eden ORC’ye göre oy dağılımı şöyle:
Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 56,8
Recep Tayyip Erdoğan yüzde 43,2.
.
ALF’nin anketine göre fark 10,2 puan.
Kılıçdaroğlu yüzde 55,1
Erdoğan yüzde 44,9.
.
EuroPoll'un anketi şöyle;
Kemal Kılıçdaroğlu: Yüzde 56,8
Recep Tayyip Erdoğan: Yüzde 43,2
.
Mart ortasında anket çalışmasını yayınlayan Türkiye Raporu’nun araştırmasına göre ise Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasında 9 puan olduğu görülüyor.
.
Ankette kararsızlar dağıtıldığında;
Kılıçdaroğlu yüzde 54,5 oy alırken,
Erdoğan’ın oyu yüzde 45,5’te kalıyor...
.
Bir dolu anket firması sahada veya masada çalışıyor.
Yüzlerce, binlerce kişiyle anket veya mülakat çalışması yapıyor.
.
Öyleyse soru şu:
Neden aralarında böylesine bir fark çıkıyor?
.
“En büyük anket seçimdir” diyenler oldukça fazla olup, anketlere pek inanmazlar…
Çünkü durum ortadadır.
.
Bu konuda birçok görüş var.
.
Mesela;
Uluslararası Siyasal Bilimler Derneği eski Genel Başkanı Prof. Dr. İlter Turan şöyle diyor:
“Kasıtlı olarak sonuçları saptıran firmalar var. Aslında bunlar belki elde ettikleri sonuçları partilere veriyorlar ama kamuoyuna farklı sonuçlar paylaşabiliyor. Bunun yanında işlerini geleneksel olarak iyi yapmaya çalışan firmalar da var. Bunların bir kısmı partilere çalıştığı için neticeleri kamuoyuyla paylaşamıyorlar. Nispeten güven telkin eden birkaç firma var, onlara bakmak lazım.”
.
Siyaset bilimci Prof. Dr. Murat Somer;
“Gördüğüm kadarıyla güvenilir firmaların sonuçlarında çok büyük bir fark yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı önde gösteren araştırma sonuçlara rastlamadım, tam tersi gerek anketlerde gerek psikolojik üstünlük muhalefet adayı Sayın Kılıçdaroğlu’nda gözüküyor.”
“…Görebildiğim kadarıyla metodolojisi güvenilir, geçmişte de güvenirliğini ispatlamış anketler açısından şu anda çok büyük bir fark olmamakla birlikte muhalefet adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu önde olduğu gözüküyor. Bunun dışında çıkan bulguların çok güvenilir olduğu kanaatinde değilim.”
.
Siyaset bilimci Doç. Dr. Can Kakışım;
“Televizyon programlarında kanaat önderi olarak hatta belirli bir siyasi angajmanın doğrudan temsilcisi gibi konuşuyorlar. Bunu da yaptıkları anket çalışmalarına yansıttıklarına ve dolayısıyla objektif davranmadıklarına dair çok ciddi şüphe var…”
“…Objektif davranmadıkları ve sonuçları manipüle ettiklerine dair insanlarda bir düşünce söz konusu. Özellikle iktidara yakın bazı firmalar, yaşanan büyük sıkıntılara rağmen iktidarı güçlü gösterme yönündeki çabaları tepkiye neden olduğu gibi dikkatlerden kaçmıyor…”
.
Anlatılanlar bunlar.
Yorumu siz yapın artık…
 
***
RAMAZAN GELDİ
Ramazan geldi hoş geldi…
.
11 Ayın Sultanı diye nitelendirdiğimiz, mübarek aylarımızdan Ramazan geldi.
.
Evlerde hazırlıklar tamamlandı.
Güllaç için malzemeler alındı.
Pişiler yapıldı.
Eğlence için organizasyonlar bitti.
Televizyonlar hazırlandı.
Teravih kılındı.
Gibi.
.
Çocukken “Biz de tutacağız” diyerek isyan ederdik.
Ama başladıktan sonra pişmanlık diz boyu olurdu.
.
Büyükler çocuklar için oruç uydurmuştu:
“Çocuk orucu” veya “Tekne Orucu…”
.
İster sabahtan öğleye kadar, ister öğleden akşama kadar tutulan oruçtu.
“Alıştırma orucu” da denirdi.
.
Anneler öğleden sonra iftar için mutfağa girer, akşama kadar yemek yaparlardı.
İftar yaklaştıkça sofralar kurulur, bereketi ile gelen Ramazan sofralarında eksik olmazdı.
.
Günümüzde hayat pahalılığı ile sofraların donatılması pek mümkün olmasa da, belediyelerin, kurumların ve yardım kuruluşları ile STK’ların verdikleri iftar yemekleri insanları bir nebze olsun rahatlatıyor.
.
Ramazanın gelmesi ile camiler Mahyalarla süslenir, geceleri ışıl ışıl olurdu (ki hala bu gelenek devam ediyor)
.
Ramazan ayının en büyük özelliği yardımlaşmanın ön plana çıkmasıdır.
.
İnsanlar yardıma muhtaç olan komşu veya tanıdıklarına yardım için birbirleri ile yarışırlar.
Sevabın kat kat arttığı bu mübarek ay içinde yardımlaşma kültürü gelişir ve alışkanlık haline gelir.
.
Osmanlı zamanında “Zimem Defteri” geleneği de varmış.
İnsanlar hiç tanımadıkları bir bakkala girerek, borç defterlerini alır ve buradaki insanların borçlarını ödermiş ve ismi saklı kalırmış.
.
Bir de top patlama geleneği vardır ki günümüzde hala devam ettiriliyor.
.
Hacivat-Karagöz ise vazgeçilmez eğlencelerden biri.
Her sene şehrimizde de sanatçılar bu eğlence için ramazan ayında gösteri yapıyorlar.
.
Bu sene 29 gün tutulacak ramazan orucu ile geçireceğimiz ramazan ayının hepimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum…