Millet, çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluk olarak tanımlanır.
Genel olarak bir toprak, vatan üzerinde yaşayan homojen insan topluluğunu kastetmek için de kullanılan Millet kavramı değişen dünya düzenine bağlı olarak da değişebilmektedir. Fransız ihtilaliyle yükselen ulus mantığı, millet kavramını bünyesine katmıştır. Millet kavramı Arapça, ulus Türkçedir. Millet kavramı ile ilgili olarak milliyetçi yorum kadar dini yorumlar da bulunmaktadır. Fransız İhtilali ile beraber daha çok etnik temelli bir millet kavramı (ulus) ortaya çıkmıştır.
Bir topluluğun ulus olarak adlandırılabilmesi için, toplulukta ortak bir dilin konuşulması, topluluğun tarihsel geçmişe sahip olması, gelecek için bir arada yaşama inancında olması, bireylerin birlik ve beraberlik içinde, ortak duyguları paylaşması ve kültürel ortaklık bulunması gerekmektedir.
Millet olgusunu geliştiren önemli faktörler vardır. Milli bayramlar, dini bayramlar millet duygusunu geliştiren en önemli günlerdir. Doğal felaketler, vatana karşı yapılan saldırılar, salgınlar millet olma, birlik ve beraberlik içinde olma duygularını geliştirir. Ortak paydaları güçlendirir.
Yakın geçmişte korona salgına karşı alınan önlemler, millet olarak yeterli düzeyde sayılabilirdi. Bu tedbirlerle salgın vakasının yaşanmaması gerekirdi. Ancak başına buyruk davranışlar salgını hemen her tarafa yayıverdi. Millet duygusunun zayıf olduğunu gösteriverdi.
Virüsün ortaya çıkmasıyla millet olma özelliklerimizin kaybolmaya yüz tuttuğu ortaya çıkıverdi. Marketlerde bazı ürünlere ulaşmak zorlaştı. Marketler yağmalanmadı ama insanımızın çoğunluğunun ihtiyacından fazla gıda ve temizlik maddesi aldığı ortaya çıktı. Çölyak hastaları için özel hazırlanmış unlar raflarda kalmadı. İnsanlar bu unları alırken, çölyak hastalarını düşünmediler. Glüten alerjisi olan bu insanların normal un kullanmaları imkânsız. Kendini düşünen, egosu güçlü insanlar milletin bir ferdi olamazlar.
Millet olmanın zayıfladığı yerlerden biri de eczanelerden toplanan maskelerdi. Normal zamanlarda maskenin adını bilmeyen insanlar tomarıyla alıp götürünce, kemoterapi gören hastalar maske bulmakta güçlük çekmeye başladı. Millet olmak yine sınıfta kaldı.
En son yaşadığımız deprem felaketinde yüzlerce hırsız ortaya çıktı. Millet olma vasfının yine dip yaptığı yüzümüze vurdu. Hala oturulmaz raporu olan evlerden eşya çalınmaya devam ediyor. İnsanımız hatıra için bir fotoğraf ararken.
Millet olmak için iyi yetişmiş olmak gerekiyor. Kendi hesabının ahlaksızca peşinde olanlar elbette bu milletin bireyi olamaz. Sosyal medya paylaşımlarında ne güzel örnekleri paylaşıyor insanımız. Ancak belli ki bir şey anlamıyor. Anlamak için de yine iyi bir insan eğitimi almak gerekiyor. Diploma sahibi olmak sorunu çözmüyor.
İşine erken gelen Japon memurların geç kalanlar kapıya yakın park etsin, zamandan kazansın diye arabalarını uzağa park ettikleri milyonlarca izlenme alıyor. Ancak AVM’lerde engelliler için ayrılan park alanlarına hala sağlam olduğunu düşünenler park ediyor.