Kolay değil tabi.
Tam 20 sene.
Ülkenin başında tek başına iktidar olmak…
.
“Dediğim dedik, çaldığım düdük” diyerek.
Meclis çoğunluğu da elinde olunca “Ver coşkuyu…”
.
Mesela bu aralar “Kanal İstanbul Projesi”nden bahsetmiyorlar.
Neden?
Zira ülkece itirazlar dolu.
“Tam da seçim arifesinde bunun anlamı yok” şeklinde düşünmüşler demek ki.
.
Muhalefette uyuyor zaten.
.
Halk “Yapamazsınız!” dediğinde,
“İsteniz de istemeseniz de yapacağız!” diyerek ayak diretenlerin sesi çıkmıyor şimdi.
Haydi çıkın meydanlara ve aynı sözü söyleyin milletin yüzüne;
“İsteseniz de istemeseniz de…”
.
İnsan 20 sene iktidarda olunca ülkeyi de sahipleniyor demek ki.
“Ben ne dersem o olur” der.
“Ben devletim” der ve kendisini devletle eş değer görür…
.
İşte seçim.
İktidarı kaybederlerse “Kim devlet, kim parti görülecek…”
.
Son aylarda Çanakkale’de tartışılan şu:
“Eski Devlet Hastanesi ve etrafındaki Karayolları ile Tarım İl Müdürlüğüne bağlı müştemilatın yıkılıp yerine Kamu Kampüsü yapılması.”
.
İktidar diretti de diretti.
“Ben yaparım” dedi.
Kimseye sormadı.
STK’lara sormadı,
Halka sormadı.
“Ben yaptım oldu” ya getirdi ve ihaleye çıkacak.
.
Hatırlarsanız Prof. Dr. Türkan Saylan Sosyal Tesisleri de Mehmet Akif Ersoy Kütüphanesi ile beraber yıkılacak ve tamamına bir kültür merkezi yapılacaktı.
.
Proje Kültür Müdürlüğü ve Belediye ile birlikte ortak yapılacaktı.
.
Bu şehre “Opera Binası lazım” diye bir çıkış oldu.
Proje askıya alındı ve sonunda “Opera binası” yerine eğreti bir otoparkımız oldu.
Sosyal tesisler de yıkılmadı…
.
Zaten Opera nire, bu iktidar nire…!
.
Şimdi de Çanakkale’nin böğrüne yakışmayacak, yeşillikleri mahvedecek, trafiği altüst edecek, şehri sıkıntıya sokacak bir Kamu Kampüsü projesi çıktı başımıza.
.
Aynı proje için Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu şu ifadeleri kullandı:
“15.400 m² inşaat alanına sahip Hükümet Konağı’nda sadece çalışacak kişiler ve hizmet almaya gelecek vatandaşları düşündüğümüzde bile şehrin var olan trafik ve otopark sorununun ne kadar artacağı malumunuzdur. Allah vergisi doğası ve güzelliklerini kul eliyle bir çırpıda böyle kolayca bozmak, bu şehre yapılabilecek en büyük kötülüktür, günahtır, yazıktır. Turizm şehri adayı Çanakkale’mizin kalbine saplanmış bir hançerdir. Proje doğrudur,  amacı güzeldir ancak yeri çok yanlıştır! Planlanan yer, olduğu gibi tamamı halkın kullanımına açılmalı, Halk Bahçesi genişletilmelidir.”
.
Şu günlerde yangından mal kaçırır gibi apar topar ihalesi yapılacak…
.
Geri dönüş olur mu bilemem.
.
Ancak tek kurtuluş;
Bu iktidarın değişmesi ve projenin iptal edilmesi gibi duruyor…
 
NEDEN KAYBEDER?
2018 seçiminde Erdoğan yüzde 51,5 oy almıştı.
Bunun üzerinden gidelim sonuca.
.
Genel soruyla başlayalım:
“Bu oyunun üzerine oy koymuş mudur?”
.
Cevap:
“Yeni gelen genç seçmen ve göçmenler haricinde pek oy gelmemiştir…”
.
Soru:
“Yeni gençlerden Erdoğan lehine büyük bir fark oyu bekleniyor mu?”
Cevap:
“Hayır”
.
Soru:
“Göçmenlerden ne kadar gelir?”
Cevap:
“Oy kullanacak göçmen sayısına bakınca pek etkisi olmayacak gibi… Zira sayıları:113 bin 654”
.
Soru:
“Bu seçimin 2018’den farkı ne?”
Cevap:
“O tarihte 1 dolar 4 liraydı, şimdi 20 lira civarı. Halk ekonomik zorluklar yaşıyor. ‘Tencere, tava hükümet’ üçlüsünün götürüsü olur, getirisi olmaz… Ayrıca enflasyon ile birlikte elektrik, doğalgaz, akaryakıt, ev kiraları vatandaşın belini büktü…”
.
Soru:
“2018 ile 2023 arasında seçmende değişim oldu mu?”
Cevap:
“Kesinlikle. Misal Kürt seçmenlerden gelecek olan oylar Demirtaş’a yapılanlardan sonra HDP ile kaybedilirken, HÜDA-PAR’a bağlandı. Bu Erdoğan’a oy veren Milliyetçi oyların kaçmasına sebep oldu. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile ATA İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan bu oyları topluyor. Ancak İYİ Partinin de etkisi var.”
.
Soru:
“Başka?”
Cevap:
“AKP İçinden Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan başkanlığında 2 tane parti çıktı. Bu partilere oy verenler daha önce AKP’ye oy veriyorlardı. Ayrıca Temel Karamollaoğlu’nun başkanlığını yaptığı parti de Erdoğan’a oy vermeyecek…”
.
Soru:
“Başka sebep var mı?”
Cevap:
“Elbette var. Sosyal medyada sürekli yayınlanan videolarda Devlet-Siyaset ve Mafya üçgeninde gelişen olayları izliyor halk. Ama doğru, ama yanlış. Ancak şu ortada: Kimse çıkıp bu iddiaları yalanlamıyor… Bunlar da oy kaybına sebep oluyor…”
.
Tüm bunlar bir araya gelince “Kaybedeceği konusu” ağır basıyor.
.
NEDEN KAZANIR?
Size şunu söyleyeyim mi?
İnsanlar artık aynı yüzleri görmekten sıkıldı.
Bence “Değişim” istiyor.
Meşhur laf vardır:
“Değişmeyen tek şey değişim…”
.
Bir başka sebep ise bu:
“Başkanlık Sistemi…”
İnsanlar buna alışamadı bir türlü.
Alelacele hazırlanıp uygulanan sistemin bir dolu açığı var.
Denetlenmesi yok.
Sadece nemalananların sevdiği bu sisteme insanların çoğu tepkili.
Çoğu şöyle düşünüyor:
“Bu sistem gitsin de, ne olursa olsun…”
.
Bir başka sebep ise Erdoğan ve ekibinin ayrıştırıcı dili.
Halk bunu pek sevmedi.
Yüzyıllar boyunca bir arada yaşamış olan halkların ayrıştırılmasının getireceği çöküntüyü herkes görüyor.
Hele son günlerde kaybetme korkusuyla söylenen: “Ya şampanya patlatıp kutlayanlar olacak ya da alnını şükür için secdeye koyup Rabb’ine hamd edenler olacak” söylemi insanların ciğerine dokundu.
Böylesi bir ayrımcılık çok iticiydi.
.
Kısaca halk şöyle diyor:
“Gitsinler de kim gelirse gelsin…”
.
Yapılan anketlerin çoğunluğunda da zaten kaybettiği görülüyor.