Bugünler arılar ve arıcılar için kritik günler. Hububatta ve meyve bahçelerinde ilaçlı mücadeleler yoğunlaşmaya başladı.
Arıların başı ilaçtan kurtulmuyor. Son yıllarda geliştirilen hormon terkipli ilaçlar, arılara daha fazla zarar veriyor. Toprakta kalma süreleri uzun olan ilaçların önemli bir kısmı çiçekli bitkilerin kökleriyle birlikte alınıyor ve polen veya nektar vasıtasıyla arıları öldürmeye devam ediyor.
Doğal yaşam alanlarında dahi böcek türlerinin hızla tükenmeye başladığı dünyada, tarım alanlarının önemli bir kısmı zehirli çorbaya döndü.
Hemen bütün bölgelerde ilaçlamalar nedeniyle arı kayıpları ortaya çıkmaya başladı. Özellikle kiraz, elma ve şeftali bahçelerinde yapılan ilaçlamalarda arı kayıpları dikkat çekiyor.
Bundan dört sene önce Brezilya’da yoğun arı kayıplarının yaşanması üzerine yapılan çalışmalarda ölüm sebeplerinin ana unsurunun tarım ilaçları olduğu konusunda ortak mutabakata varıldı. Ancak bu konuda farklı görüşler de ortaya çıkıyor.
Brezilya’nın dört büyük eyaletinde meydana gelen arı ölümleri arıcılar birliklerini ayağa kaldırmıştı. Rio Grande do Sul’deki arıcı birliklerinin hazırladıkları raporda, kovanlarda bazı hastalık belirtileri ortaya çıktıktan 48 saat gibi kısa süre içinde kovanların söndüğü belirtiliyordu. Arı ölümleriyle ilgili yakın takipte olan arıcılar, uzmanlarla birlikte, ölen arıları taşıyan arıların da hastalandığını ve kısa süre sonra onların da öldüğünü fark etmişlerdi.
Yapılan laboratuvar araştırmaları, neonikotinoidler ve fipronil içeren pestisitlerin ölen arıların bünyesinde fazla çıkması olayın yönünü zirai ilaçlara çevirmişti. Neticede gelişmiş ülkelerde yasaklanmış olan çok sayıda ilacın Brezilya’da halen kullanıldığı ortaya çıkmıştı.
Koloni çöküşü bozukluğu 2006'dan beri ABD’de arı popülasyonlarını etkiliyor. Her yıl zirai ilaç zehirlenmeleri nedeniyle binlerce kovan çöküyor. Daha önce kullanılmış ilaçlar da toprakta uzun süre kalabiliyor ve bitki kökleri tarafından alınıp polen ve nektara taşınabiliyor.
Netice itibariyle arıların başı ilaçlarla dertte. Yabancı ot ilaçlarının arılar üzerindeki etkileri memlekette de biliniyor. Özellikle ilkbaharda hububat alanlarında kullanılan ilaçların arıları etkilediği aşikar.
İlaç kullanımı esnasında kovanların kapatılması veya farklı yerlerde tutulması yakın gelecekte işe yaramayacak gibi görünüyor. İlaç etken maddeleri uzun süre kullanılan alanlarda, toprakta, su kaynaklarında bozulmadan kalabiliyor ve sürekli birikiyor. Ya ilaç kullanımını azaltmanın bir çaresi bulunacak, ya da eğri büğrü meyve yenecek.
Tarımda zirai ilaç kullanımı sürekli artıyor. İlaç atmadan neredeyse ürün almak mümkün olmuyor. Dolayısıyla arıcıların tarım alanlarından uzaklaşması gerekiyor. Ancak tozlaşma ve meyve tutumu için arı faaliyetine ihtiyaç duyulan meyve sayısı az değil. Kritik dönemlerde ilaç kullanımından uzak durmaktan başka çare görünmüyor. Zirai ilaçlara toleransı artıran peynir altı suyu ile şurup kullanımı gibi alternatifler var ama kesin çözüm olarak kabul etmek mümkün değil.