Yeni bir haftaya girdik. Dün fıkralarla başlayan hafta, seçimle bitecek.

Hani Meral Akşener’in dediği gibi “Şu yaşıma geldim, böylesi bir seçim öncesi de hiç görmedim…”
.
Hayır, seçim heyecanı yaşayan gençler ortalığa bakıp; “Ne seçimmiş ama” diyebilirler.
.
Çocuklar gibi “Oh, oh” çeken bir bakan,
Belki de Cumhurbaşkanı olacak karşısındaki adaya ‘Bay bay’ diyen biri.
İstiklal Marşını kağıttan bile okuyamayan başbakan…
Seçim mitingini taşlayan bir grup.
.
Nedir bu yahu?
2023 yılındayız.
Elalemin uzaya gidip te döndüğü bir devir,
Uzaya turist taşıma yarışına girilmiş bir çağ.
Yapay zekaların havada uçuştuğu bir dönem ve bizim durumumuz şöyle:
“Oh! Oh!”
.
Tam arabesk usulü.
Bu ciddiyet ile muhasır medeniyetleri yakalayacağız siz düşünün artık.
.
Bu arada yine seçim öncesi yayınlanan videolarda bir takım kirli işler ortaya dökülüyor.
.
İnansan bir türlü, inanmasan bir türlü.
Eğer doğruysa ki Savcılıklar harekete geçip derhal araştırmalı. Doğruysa yapanı, doğru değilse iftira atan hakkında dava açmalı.
.
Devlet ihalelerinde, üst kademelerinde neler olmuş neler?
İddialar yenilir yutulur gibi değil.
.
Haftaya başladık gidiyoruz dedik ya, sadece siyaset değil, Fenerbahçe’nin durumu da konuşuluyor.
.
Lideri kovalıyorsun ve maça çıkıyorsun.
Arkandaki takım rakibini yenmiş ve sana biraz daha yaklaşmış.
Ama bu, Fenerbahçeli futbolcuların umurunda değil.
Oynadıkları takım ligin alt sırasında.
Milyonluk bütçelerine kafa tutmayı bırak, yanlarından bile geçemez.
.
Eze eze yenip şampiyon adayı olduklarını ortaya koymaları lazım.
Sonuç?
1-1.
Liderle arasındaki puan farkı açtılıyor.
Onu sıkıştırıp strese sokacağına “Buyur kardeş, ben yiyemedim sen ye” diyerek resmen ikram ediyor.
.
Takımda bir problem olduğu kesin.
Ama ne?
Bunu da milyonları harcayanlarla, milyonları alanlar düşünsün.
.
Gelelim Çanakkale Belediye Meclisine.
Her dönem olduğu gibi yine gerginlik had safhadaydı.
.
Yine,
Ülkenin gidişatını beğenmeyip, verileri ortaya koyanlarla,
Dünyanın kıskandığı bir ülke olduğumuzu iddia edenler arasında yaşandı…
.
Ekonominin ön plana çıkarıldığı muhalefet konuşmasına karşılık, iktidar tarafından “Savunma Sanayi” kondu.
.
CHP Grup Başkanvekili Erdal Gezen konuşmasında, “Geçen sene ne dedim? Ne söylemişim diyor? Notlarıma bakıyorum. Değişen bir şey yok.” şeklinde başlıyor konuşmasına.
.
E doğru.
Yine un, şeker, soğan alamıyoruz,
Maaşımız yine asgari ücretin altında,
Arabamızı yenileyemiyoruz,
Pahalılık had safhada.
.
Cevap:
“Ama biz SİHA yaptık.”
.
Gezen diyor ki: “Sınır tanımayan gazeteciler birliğinin açıklamasına baktığımız zaman, 180 ülke arasında 165. sıradayız. Geçen sene 16 basamak yukarıdaymışız…”
“Şu andaki verilere göre 31 gazeteci ve 1 medya çalışanı şu anda hala tutuklu…”
.
Cevap geliyor;
“Ama bizim SİHA’mız var…”
.
Erdal Gezen diyor ki: “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en sıkıntılı, en zor ramazanı ve bayramını geçirdik. Enflasyonun açıklanan tabii TÜİK enflasyonu yüzde  %44 ama enflasyonun %105 olduğu bir dönemde evlere baklava giremedi, et giremedi. Emekliler maaşlarla torunlarına bir harçlık veremedi, babalar çocuklarına ayakkabı alamadı.”
.
Cevap geliyor;
“Ama biz TOGG ürettik!”
.
Gezen anlatıyor: “Lokantacılar Odası Başkanı'nın bir açıklaması var orada. ‘Biz eskiden sekiz çeşit, altı çeşit et yemeğini bütün lokantalarda çıkarttırdık. Çeşitli kuzu eti, dana eti vesaire şudur, budur. Şu anda iki tanesini çıkartan lokanta sayısı sayılı’ dedi. Bir Kilo kıymanın 400 lira olduğu, etin 500 lira olduğu bir kentte firenin yüzde 40 olması halinde tencereye girdiği zaman kendine göre kaybı var. Bir de bunun girdi maliyetleri, iş yeri maliyetleriyle beraber satılmasının mümkün olmadığını ‘zaten tezgâha koyduğumuz zaman dahi satılmadığını’ ifade ediyorlar. Biz Çanakkale'de yaşıyoruz, böyle yoksulluk ve yoksulluğa alışık bir kent değiliz.” dedi.
.
Cevap geliyor;
“Altay Tankı, Kızıl Elma gibi savunma sanayimizi güçlendiren uçaklar yaptık…”
.
Erdal gezen devam ediyor konuşmasına:
“… Eskiden parlamenter sistemdeyken İçişleri Bakanı Adalet Bakanı ve Ulaştırma Bakanı görevlerinden ayrılır. Siyasi etik gereğince özgür ve bağımsız olarak karar verecek, yönlendirecek parlamento dışında kişiler atanırdı. Liyakat sahibi kişiler atanırdı. Bağımsız olurlardı ve bu seçimleri o şekilde tamamlarlardı. Bu bakanlar hem milletvekili adayı, hem seçim yapıyorlar, hem de mevcut olan seçim sonucu hakkında manipüle edici söylemlerde bulunuyorlar.”
.
Cevap geliyor:
Ankara Sivas hızlı tren açıldı. En sonunda TCG Anadolu büyük denizlerimize indi.”
.
İşte durum bu.
Birileri ne diyor,
Diğerleri ne diyor.
Ülke bu haldeyken seçime gidiyoruz, haydi hayırlısı bakalım…
 
***
KAMU KAMPÜSÜ
Hani “Kamu Kampüsü” adıyla bir girişim var ya?
Hani 15 tane kamu idari binası ve Hükümet Konağı bir araya getirilerek eski Devlet Hastanesi ve Karayolları’nın bulunduğu alana kampüs yapılacağı açıklanmıştı.
.
ÇTSO ve Belediye ve Basın gibi şehir önderleri bu projeye karşı çıkarken, son itiraz Kent Konseyi’nden geldi.
.
Çanakkale Kent Konseyi “Kentine Sahip Çık Çalışma Grubu” bir süredir kentte tartışılmakta olan ve “Kamu Kampüsü” olarak da nitelendirilen “Çanakkale Hükümet Konağı Projesi” ile ilgili bir açıklama yaptı ve şöyle görüş bildirdi:
“Projeyle ilgili ihale sürecinin tamamlandığı, Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan proje ile ilgili olumlu görüş alındığı ve ruhsat aşamasına gelindiği de bilinmektedir…”
.
Olumsuzlukları sayıyor Konsey:
Endüstri Meslek Lisesi,
Eski Devlet Hastanesi,
Halk Bahçesi gibi Karayolları alanı için geliştirilen bu kararın kentin yaşam kalitesini son derece olumsuz etkileyeceği açıktır.
.
“Merkezdeki (ve kentsel alandaki) her boşluğun yapılaşmaya açılması acil durumlarda etkin müdahale şansını yok etmektedir.”
.
“Yapı ve nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu kent merkezinde kamuya ait bu alanın mutlaka açık ve yeşil alan olarak kullanılması gerekmektedir.”
.
“Böylelikle proje alanı, hem kent merkezindeki yeşil alan ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlayacak hem tarihi çevreye zarar vermeyecek hem de olası bir deprem felaketinde toplanma alanı olarak önemli bir işlev görecektir.”
.
“Karayolları arazisi çevresinde mevcutta yer alan okul yapıları ve kamu yapıları düşünüldüğünde bugün bile özellikle sabah ve akşam saatlerinde ciddi bir trafik sorunu yaşandığı bilinmektedir.”
.
“… kent merkezinde 15 il müdürlüğünü tek bir binaya toplayan bu proje bölgeye ciddi bir ek trafik yükü getireceği gibi, ne çalışanların ne de hizmet almaya gelen kentlinin otopark ihtiyacının projede yeterli düzeyde dikkate alınmadığı da görülmektedir.”
.
“Merkezde yapı ve kullanıcı yoğunluğu getiren bu karar bir süredir izlenen kamu kurumlarının (Devlet Hastanesi ve Adliye gibi) merkez dışına taşınmasına yönelik kararları da anlamsızlaştırmaktadır.”
.
“Proje ile ilgili karar sürecinin şeffaf yürütülmemesi, kentlinin değil görüşünü almak hiçbir aşamada bilgilendirilmemesi, Çanakkalelilerin belleğinde yeri olan bu kıymetli alanın sadece inşaat yapılacak alan olarak görülmesi de kabul edilemez.”
.
“Son olarak; projenin karar süreçlerinde yer alan seçilmiş ve atanmış tüm bürokrat ve yöneticilerin işlenmekte olan kent suçundan şahsen de sorumlu oldukları ve olabilecek kamu zararının kendilerine rücu edilebileceğini de belirtmek istiyoruz.”
.
RedKit’i bilmeyeniniz yoktur.
Orada bir cenaze levazımatçısı vardır.
Suçlu yakalandığında bu levazımatçı ellerini ovuşturur ve ağzından şu laf çıkardı:
“Asalım…!”
.
Bu iktidarla beraber yeşil alan gören politikacılarda ellerini ovuşturarak şunu diyorlar:
“İnşaat yapalım…”
.
Halkın neredeyse tamamının karşı çıktığı güzelim yeşil alana ısrarla inşaat yapmak neyin nesi?
.
Tam da seçim arifesinde “Türkiye’nin Yüz Yılı”nı geçmişte olduğu gibi yine inşaatlarla dolduracağız belli.
.
Kanal İstanbul için söylenen; “İsteniz de, istemeseniz de yapacağız” mantığı hale devam ediyor.
Demek ki bu iktidara 5 sene daha yetki verirsek ne olacağı belli.