İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili adayı Rıdvan Uz, gece gündüz demeden Çanakkale il merkezi başta olmak üzere köy, ilçe ve beldeleri karış karış geziyor.
Çiftçiler, esnaf ve vatandaşlar başta olmak üzere hemen herkesi ziyaret ediyor.
Gittiği hemen her yerde büyük ilgi gören Rıdvan Uz, gündemde seçim yokken de defalarca geldiklerini hatırlatarak memleketin içine düştüğü sıkıntıları ve İYİ Parti olarak yapacakları çalışmaları anlatıyor.
Rıdvan UZ, hemen her gittiği yere kalabalık bir ekiple gidiyor. Büyük özveri ile selam vermedik kimse kalmasın diye arı gibi çalışıyorlar gerçekten. Seçime çok az kaldı. Eğer kaybedilirse başka seçim olmayacak gibi görünüyor. Zaten iktidar sahiplerinin mitinglerinde de bunu görmek mümkün. Biz ne istersek o olur diyerek güç zehirlenmesi yaşayan iktidar sahipleri ve yandaşları ağızlarından zehir saçıyorlar. Kaybetme korkusunu da iliklerine kadar yaşadıkları için yalanlara başvurmaktan da kaçınmıyorlar.
İYİ Partinin en çok çalışan Genel Başkan Yardımcısı olan Rıdvan Uz, gittiği, ziyaret ettiği köy ve beldelerde, iktidar partisinin ekonomiyi nasıl batırdığını, üreteni nasıl cezalandırdığını, depremin altında nasıl kaldığını detaylarıyla izah ediyor. Sürekli buğday, arpa, mısır, bakliyat ürünlerini ithal ederek Türk çiftçisinin elinde malının fiyatını düşürerek zarar ettirdiğini dile getiren Rıdvan Uz, İYİ Parti iktidarında Avrupa ülkelerindeki gibi çiftçinin itibarlı hale getirileceğini anlatıyor.
1960’lı yıllarda tahta bavullarla Avrupa’ya binlerce insanımızın gitme sebebinin geçim sıkıntısı olduğunu söyleyen Rıdvan Uz, bugün on binlerce doktor ve mühendisin ise gelecek kaygısıyla Avrupa’ya kaçtığını dile getiriyor. Görevi gereği dünyanın dört bir tarafını dolaştığını, yurtdışında teşkilatlanma çalışmalarına devam ettiğini, yurtdışına kaçan gençlerimizin mesleklerini yapmadığını, garsonluk yapan doktor, bulaşıkçılık yapan mühendislerle görüştüğünü, bu acı durumun iktidarın tutumundan kaynağını aldığını anlatıyor.
Gerçekten iktidarın memleketi ne hale getirdiğini görmek için pırıl pırıl gençlerimizin kaçmasından anlamak yeterli. Çoğunluğu uzun süreli vize bile alamayan bu gençlerimiz kısa süre sonra kaçak durumuna düşüyorlar. Yine de adaletin, huzurun olduğu ülkelerde ne pahasına olursa olsun gelecek kurmaya çalışıyorlar.
Türkiye’nin canını yakan büyük depremlerde devletin liyakatsiz kadrolar elinde olduğu apaçık ortaya çıktı. Deprem için atanan ilave valiler bile çalışmaları organize edemedi. Memleket perişan oldu. On binlerce canımız müdahale edilemediği için toprak oldu, isimsizler mezarlığına defnedildi. Yüzbinlerce insanımız geç müdahale nedeniyle kolunu bacağını, su içemediği için böbreklerini kaybetti. Deprem sabahı Genel Başkan Meral Akşener’in organizasyonu ile bütün Genel Başkan Yardımcıları ve milletvekilleri ile il il, ilçe ilçe deprem bölgesine gittiklerini anlatan Rıdvan Uz, devletin ne kadar geç kaldığını, bunun tek sebebinin bu tek adam rejimi olduğunu da dile getiriyor.
İyilerin enerjisi yüksek. Dertleri de çözüm yollarını da biliyorlar. Ayaklarına taş değmesin.