Haftalardır konuşulan oldu ve Muharrem İnce adaylıktan çekildi. Merak edilen şu:

Oyları nereye gider?
.
“Muharrem İnce CHP saflarına katılacak mı?” sorusundan daha çok, “Memleket Partisi seçmeni şimdi nereye oy verecek?” şeklindeki sorunun cevabı daha çok merak ediliyor.
.
Anketçiler boş durur mu?
Hemen harekete geçerek yapmışlar araştırmalarını.
.
Muharrem İnce’ye oy vereceğini söyleyenlerin arasında yapılan araştırma sonucuna göre;
Kılıçdaroğlu, yüzde 49
Erdoğan ise yüzde 22 oy almış.
.
Belki çok büyük bir oy değil ancak, moral açısından Muhalefetin büyük bir atak yaptığı muhakkak.
.
Kararsızlar, muhalefetin kazanacağına inanırlarsa tercihlerini bu yönde kullanırlar.
Zira doğasında güçlüden yana olmak vardır insanın.
Şimdiye kadar kararsız kalmalarının sebebi de son dakikayı beklemektir.
.
Moral-motivasyon olarak öne çıkan muhalefet, yarın yapılacak olan seçime büyük bir üstünlükle girecektir.
.
Seçimin birinci turda bitmemesi için Sinan Oğan’ın oldukça yüklü bir oy alması gerekiyor.
Yapılan anketlerde bu da imkânsız görülüyor.
.
Tahminim seçim ilk turda bitecek.
Ancak seçim ikinci tura kalırsa;
İlk turu önde bitiren aday ikinci turu da rahatlıkla göğüsler…
Maç o saatten sonra dönmez…
 
 
KARNELER DAĞITILACAK
Evet, Pazar günü yapılacak seçimlerde Hükümetin başındaki Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri için karneler dağıtılacak.
.
Muhasır medeniyetler seviyesine çıkarmaya söz veren iktidar vatandaşı yeterince memnun etmiş mi?
Yoksa etmemiş mi?
Ülke kaynaklarını doğru kullanmış mı?
Ülkenin itibarını iyi temsil etmiş mi?
Hak, hukuk, adalet kavramları arasında nasıl hareket etmiş?
Vatan çıkarlarını, kendi çıkarlarının üzerinde tutmuş mu?
Göreceğiz.
.
Muhalefet ise beklenen muhalefeti yapmış mı?
Yoksa yan gelip yatmış mı?
İktidara hazır mı?
Projeleri göz dolduruyor mu?
Söylediklerinin içi dolu mu?
.
Bu Pazar 20 senedir iktidarda olan bir parti ile ona muhalefet eden partiler arasında geçecek.
.
Arada ise iktidar ile ittifak kurup, iktidarda olmayan bir parti daha seçime girecek.
Aynı Araf gibi yani.
Ne orada, ne burada.
.
Seçim sonuçları açıklandığından vatandaşa en çok değen kazanacak.
.
Söyledikleriyle,
İcraatlarıyla,
İnandırıcı olan kazanacak.
.
Partiler bu seçim sonrası,
5 senelik bir dinlenme veya çalışma hakkı kazanacak.
.
Bu Pazar seçim sandıkların kapanması ile Truva Atı’nın orada canlı yayında olacağız.
Seçim sonuçları alınıncaya kadar oradayız.
Konuklarımız,
Yorumcularımız ve partili başkanlar, Belediye Başkanları ve halk olacak.
Bizi Boğaz Medya’nın sosyal kanallarından canlı olarak seyredebileceksiniz.
.
Seçim sonuçlarını canlı olarak merak edenler bizi izlemeye devam etsin…
 
SÜLEYMAN DEMİREL
Siyasi hayatımızdan bir Süleyman Demirel geçti. Seçim öncesi onun söylediklerini bir hatırlayalım derim.
.
Gap'ı kimseye gap diye gaptırmam.
Demokrasilerde çareler tükenmez,
Yollar yürümekle aşınmaz,
Va mı bunun başka izah tarzı?
Memlekette benzin vardı da biz mi içtik? Verdimse ben verdim (İlksan skandalında usulsüzlüğe konu olan para için),
Açım diyene geber diyemezsiniz.
Çay'a yapılan zam değildir. Kalite ayarlaması yapıldı. Çayın kalitesi yükseltildi. (Çay'a yapılan zammı soran muhabirlere)
Ege bir Yunan gölü değildir. Ege bir Türk gölü de değildir. Binaenaleyh, Ege bir göl de değildir.
.
Dün dündür, bugün bugündür.
DYP'yi ben kurdurdum
Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz.
Mizah bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz.
Memleket meseleleri bir parkta oturarak halledilseydi, çok büyük bir park yaptırır hep beraber içinde otururduk.
Memlekette gaz vardır. (Gaz sıkıntısı için hükümet ne gibi önlemler alıyor diye soran gazeteciye)
MİT gizli saklı işler yapan bir teşkilat değildir.
Kendim için bir şey istiyorsam namerdim.
Kırk günde kabak yetişmez. (1978'de CHP'nin 40 günde Türkçe bilmeyen öğretmenleri alıp öğretmen yapması için demiştir.)
Kim ödeyecek 350 Milyar Lira zararı? Ben öderim diyen bir babayiğit çıksın göreyim, devlet öder diyen çıksın göreyim. Nereden öder devlet 350 milyar lira zararı? (24 Ocak 1980 tarihli basın toplantısından)
Kayserililer benden daha da uyanık. (Kayseri mitingi sonrası) Köprülerin altından daha çok su akar, dünyanın sonu değil.
Binaenaleyh, öküzün altında buzağı aramanın manası yoktur. (24 Ocak 1980 basın toplantısından.)
Binaenaleyh Türkiye'nin altı çürüktür, Türkiye'nin altı çürüktür diye bırakıp gidecek değiliz, bununla yaşamasını öğreneceğiz. (17 Ağustos deprem sabahı
Bize plan değil, pilav lazım. (CHP'nin planlı kalkınma önerisine verdiği cevabı.)
Benim şapkam tatilde de çalışır
Bu şapkayı millet yarattı gardeşim
Bu fötr şapkayla 6 defa gittim, 7 kere geldim
Bu şapka demokrasinin sembolü olmuştur
Şapkam nerede Nazmiye?
.
Süleyman Demirel'in lakapları:
Su Müdürü,
Barajlar Kralı,
Morisson Süleyman
Şapka,
Çoban Sülü
Bir Bilen
Baba
 
AYI RÜSTEM
Nihayet seçim geldi.
Oylar kullanılacak ve biz de rahata ereceğiz.
Neden mi?
Anlatayım.
.
Efendim bizim kahvede televizyon var ama patron pek açılması taraftarı değil.
Ülkede çok önemli olay olduğu zaman açıyor, diğer zamanlarda kapalı duruyor.
.
Sebebini de, “Vatandaşların televizyon seyretme adaplarının olmaması” diye açıklıyor.
.
Maç olsa hemen kavga ediyorlar,
Siyaset olsa kavga,
Yahu haber bültenini seyretmeye kalkılıyorlar, daha ikinci cümlede kavgaya tutuşuyorlar.
.
“İnsanımız tahammül etmeyi unutmuş.
Tartışmayı unutmuş,
Birbirini dinlemeyi unutmuş” der patron…
.
Geçenlerde televizyonda haberlerde Rusya-Ukrayna savaşından bahsediyordu.
Biirisi çıkıp “Ulan bu Rusya da amma uzattı” demesiyle diğerinin “Ukrayna da rahat dursaydı” demesiyle kavga büyüdü de büyüdü.
.
Zamanında 6. Filo geldiğinde yaşanmış kılınan namazdan, “Komünistler Moskova’ya” şeklindeki slogana kadar gelindi.
.
Neredeyse kavga etmek için sebep kolluyorlar.
.
Bizim mahallede sefaleti dibine kadar yaşayan “Sefil Yaşar” var.
Adam sigara fabrikasında getir-götür işlerinde çalışıyormuş.
Derken özelleştirme olunca bunu başka bir kuruma vermişler.
Bir iş bilmediğinden yapamamış.
Oradan, oraya sürülürken kızmış ve istifa edip ayrılmış.
.
Babadan kalma bir evde yalnız başına yaşıyor.
Geliri filan yok.
Devletten birkaç kuruş yardım alıyor, ama aldığı yemeğine yetmiyor.
O sebeple çöp karıştırıyor sürekli.
.
Mahalleli olarak yardım etsek te yetemiyoruz kendisine.
Sefalet içinde yaşıyor.
.
Bir diğer kişi ise “Kovalak Kadir”
Babası müteahhit.
İktidarın ihale verdiği firmaların taşeronluğunu yapıyor.
Kendisi de baba parası yiyor ve ondan aldığı paralarla kıyafet, son model telefon, araba filan alıp bize hava yapıyor.
Parası hiç eksik olmaz.
Sürekli kovalak kovalak gezer durur.
Ortaokul terk olduğundan cehaletin de önde gideni.
Yaz-kış aynalı güneş gözlüğü takar, anlayın artık.
.
İşte bu iki zat geçenlerde ekmeğe gelen zammı konuşurlarken kavga ettiler.
.
Ama şöyle;
Bizim Sefil Yaşar Hükümeti,
Kovalak Kadir ise Muhalefeti savunuyordu.
.
“Ne var ulan ekmeğe zam geldiyse. Yemesin millet o zaman” diye lafa giren ve k.çında don olmayan Yaşar’a, “Yediniz yediniz bitiremediniz memleketi” diyen ve tüm mal varlığını iktidara borçlu Kovalak Kadir cevap verdi.
İnanılır gibi değil.
.
Yahu ülkenin çivisi çıkmış ta haberimiz yok.
.
Baldırı çıplak adamın muhalefet edeceği yerde iktidarı savunması, resmen akademisyenlere tez konusu olur.
Diğeri ise iktidar gitse belki de aç kalacak olan biri.
.
Onlar da haklılar ama.
.
Bu memlekette “Çoban Sülü” olarak bilinen Süleyman Demirel yıllarca sermayeyi savunurken,
Profesör çocuğu “Ecevit”, işçilerin ve ezilenlerin tarafındaydı.
.
Neyse fazla uzatmamayım.
Yarın seçim var.
Vatandaşlar tercihini yapacak.
“Yola devam mı?” diyecek,
Yoksa
“Değişim mi?” diyecek
Göreceğiz.
.
Unutmadan,
Bu gerginlikle nasıl olacak onu da anlamış değilim…