Her zaman derim: Ekonomiden anlamam. Onun profesörleri var bu ülkede.
Futbol gibi, siyaset gibi her daldan anlayan bir ülkenin çocuğu olarak ne yazık ki bu konuda eksiklerim var.
O sebeple uzmanını dinlerim ve anlamaya çalışırım.
.
Şimdi; Kime oy verirseniz verin ama twitter’da Dr. M. Murat Kubilay (@mmkubilay) adı ile ekonomiyi anlatan bu kişiyi muhakkak takibe alın.
.
Bakın anlattıklarına:
.
1- Seçimlerde ilk tur geride kaldı.
Rezervler tarihi dipte.
Döviz alımında kısıtlamalar mevcut.
Ancak Kapalıçarşı ve bankalar arası piyasa arasındaki döviz kur farkı da azaldı.
Dolar kuru resmi olarak sadece 19,80.
Öyleyse neler oluyor?
Herkesin anlayacağı şekilde açıklayalım.
·
2- Uzun hikayenin merkezinde yine rezervler ve örtülü döviz satışları var.
Ancak bu sefer başrolde KKM (Kur Korumalı Mevduat) var.
KKM'ye hem dövizden hem de TL'den geçiş olabiliyor. Ancak son dönemdeki artış çok büyük ölçüde dövizden. Veriler açıklanmıyor ama döviz mevduat hacmindeki düşüş ima ediyor.
.
3- 6 Ocak 2023 kapanışı itibarıyla toplam KKM 73,2 milyar dolardı. 12 Mayıs kapanışı itibarıyla toplam hacim 119,9 milyar dolara ulaştı.
Yani yaklaşık 4 ayda 46,7 milyar dolar yükseldi.
KKM ile döviz bozanların dövizi swap ve zorunlu karşılıklarla TCMB'ye geçti.
.
4- Böylece TCMB elindeki yeni kurşunları da sonuna kadar kullandı. İhracatçıdan toplanan dövizler ise etkisiz.
.
5- İhracattaki döviz geliri karşılığı sağlanan reeskont kredilerinin de önemi ihmal edilebilir düzeye düştü.
İkinci ana faktörse Rusya.
Yani Türkiye'deki seçimlere hala dolaylı müdahale söz konusu. Hatırlayalım, önce Akkuyu için önden para gelmiş ardından oligark paraları akmıştı
.
6- Bu seferki ise BOTAŞ ile Gazprom arasındaki doğalgaz sözleşmesiyle ilintili. Resmi veri yok, çünkü Rusya bize kıyak geçmiş ve bunun karşılığında hangi ulusal çıkardan feragat ettiğimizi açıklamak istemiyorlar.
İddia edilen miktar 24 milyar dolar.
Bu kadar borcumuz ötelenmiş.
.
7- Geride kalan kış ılık geçti ancak yine doğalgaz yaktık ve alımlarda Rusya ana oyuncu oldu.
Elektrik santralleri ve sanayi de doğalgaz yakıyor. Peki bu sürede BOTAŞ’a TCMB’den satılan döviz ne kadar?
Tamı tamına 0.
Hemen söyleyeyim Kapalıçarşı, BOTAŞ'ın dişinin kovuğuna yetmez.
.
8- Sırada rezervler var.
Brüt altın ve döviz toplam rezerv 105,1 milyar dolar.
Net rezervler sadece 2,3 milyar dolar.
En son bu düzeye düştüğünde 21 yıl önce IMF anlaşması imzalamıştık.
Şimdi farklı mı?
Katar’dan 15, BAE’den 5, Çin’den 6 ve G. Kore’den 2 milyar dolar swap aldık.
.
9- Suudi Arabistan’dan 5, Azerbaycan’dan 2 ve Libya’dan 1 milyar dolarlık mevduatı da unutmayalım.
Yaklaşık 36 milyar dolarlık swap ve mevduat anlaşması var.
Bir de Rusya’dan 24 milyar dolarlık doğalgaz limiti. Hepsi büyük ölçüde kullanılmış.
Yani ülke zaten IMF’lik halden beter.
·
10- Hadi bunları düşelim.
Sizin ticari bankalarda durduğunu sandığınız döviz mevduat hesaplarının da bu bankalarca yine TCMB'ye swapla ödünç verildiğini hatırlatalım.
Hazine'nin dış borç ve döviz ödemeler için ayırdığını düşelim.
Kalan bakiye EKSİ 72 milyar dolar.
.
12- Sıra altın rezervlerinde.
Çünkü Kapalıçarşı ve bankalar arası piyasadaki kur farkı bu nedenle kapandı. Olağan şartlar altında yurt içindeki altın satılamaz.
Çünkü işlemi yapacak platformlar Londra, New York ve İsviçre'de.
.
13- 2022 sonu itibarıyla rezervlerin bir kısmı Londra'da İngiltere Merkez Bankası'nda. Hala orada mı, yoksa satıldı veya ipotek mi verildi bilmiyorum. Her şey olabilir, ancak spekülasyon yapmayalım.
Sorunun cevabını Mart 2024’te veya iktidar değişirse ara denetimde alacağız.
.
14- Şubat sonunda mal mukabili altın ithalatına engelleme geldi. Dolar alamayan altın alıyor ve bu da rekor düzeyde altın ithalatına neden oluyordu. TCMB nasıl kamu bankalarıyla piyasaya döviz satıyorsa, bu sefer de Kapalıçarşı’ya doğrudan altın satmaya başladı.
.
15- Bu esnada altın fiyatları da yükselince bu çok fazla dikkat çekmedi. Zaten altınlar dolar karşılığı satılıyordu. Alınan altın bankalar üzerinden piyasaya veriliyordu. Fakat Ramazan Bayramı bitince TL karşılığı altın satılmaya başlandı.
.
16- Yani yeni bir müdahale yöntemi geliştirilmiş oldu. Tabii bunun neticesinde altın rezervleri hızla tükenmeye başladı. TCMB kasasındaki 844 ton altın 687 tona düştü.
TCMB'nin bizzat kendine düşen altınlarda ise düşüş 558 tondan 414 tona geriledi.
Bu veriler 12 Mayıs kapanışı.
.
17- TL karşılığı altın satılınca banka ile döviz büfeleri arasındaki kur farkı epey azaldı. Tabii başka önlemler de var.
Misal döviz alımlarını sözlü yönlendirme ile engelleme. Nedense TCMB yöneticileri ıslak imza ile tebliğe cesaret edemiyor.
Çünkü suç işliyorlar.
.
18- Sadece bu mu?
Bir de TCMB TL karşılığı vadeli döviz satıyor.
Yılbaşında 700 milyon dolar olan açık pozisyon, şu anda 8 milyar dolar.
Bu taahhüt KKM'ye benzer. Kur artarsa TCMB aradaki farkı aynen ödüyor.
Fakat KKM'deki döviz olarak geri ödeme yok, TL cinsi veriliyor.
.
19- Elde bir silah daha var, kamu bankalarını açık pozisyona düşürmek.
Pandeminin ilk aylarında kamu bankaları 12,2 milyar dolara kadar açığa düşürülmüştü.
Hep bir ağızdan yapmayın, bankalardan kaçış başlar, aleni ihanet olur dedik.
Korkup kapattılar.
.
20- Neyse ki bunu yeniden kullanmadılar ama deneyebilirler.
Bu arada o açık pozisyonlar nasıl kapandı?
Hazine'ye aktarılarak. 5 yıl vade ile o yükü de sırtımıza aldık ve 3 yılı geçti. Tabii kısa vadede piyasaya etki etmeyince umursamadık.
.
21- Son olarak TL likiditesi sıkıştırıldı.
Yani TL'nin miktarı azaltılarak değeri artırılmak istendi.
TL'nin ana kaynağı banknot değil. Kredi/mevduat döngüsüyle; bankalar ve borçlananlar arasında; TCMB desteğiyle yaratılır. Herkes dövize kaçınca TL'yi azaltmaya başladılar.
.
22- İşte o yüzden kredi kartı nakit avans ve KMH gibi detaylara kadar girdiler.
Tabii bunun sonucu da tüketimin kısılması, iç ödeme sisteminin tıkanması ve ekonominin yavaşlaması. Yani yan etkisi olmayan tedavi güven oluşturmak harici şu anda yok.
.
23- Toparlayalım.
TCMB'nin kendi rezervleri -72 milyar dolar. Dış çıkarlardan feragatle borç alınıyor. Bizim bankalardaki dövizlerimiz bize geri satılıyor. Altınları da doğrudan veriyorlar.
120 milyar dolarlık KKM’nin yükü Hazine ve TCMB’de. Vatandaşlık ve araziler de satışta.
.
24- Gelelim kriz yok ve siz bu işten anlamıyorsunuz diyenlere.
Bugün savaş çıksa silah ithal edecek dövizimiz yok.
459 milyar dolar dış borç var.
Rekor.
203 milyar dolardan fazlası 1 yıldan kısa vadeli.
O da rekor.
Kur patlamasın diye ekonomi soğutuluyor, yani işsizlik de geliyor.
.
25- Ülkede neredeyse sermaye kontrolü uygulanıyor. Faizler artmasın derken konut fiyatları da dolar cinsi 2 katına çıkmış. Yani ortada bir kurnazlık veya finansal deha yok.
Ülkenin geçmişi ve geleceği satılmış.
Varlık fiyatları ile orta ve dar gelirli evsiz kalmış. Ama kriz yok!
.
26- Peki tüm bunlar nasıl mümkün oluyor?
Siz susarsanız işte böyle oluyor.
Paranızı KKM'ye koyarsanız, onları toplayıp size geri satarlar.
Altın rezervlerini takip etmezseniz onu da kuruturlar.
TL karşılığı döviz satışını anlamazsanız, milyarlarca dolar yükümlülüğü imzalarlar.
.
27- Rusya'nın bize neden kıyak geçtiğini sorgulamazsanız tabii ki olur.
Yüksek zekâya gerek yok. Varsayalım ki ülkedeki Hazine arazileri toplamı 150 milyar dolar ediyor. İktidar bunu 100 milyar dolar nakde Katar’a satsa döviz bulur mu bulur.
.
28- E öyleyse size soralım:
Siz bunlara ses çıkarmıyorsanız, onlar mı çok zeki, biz mi geri zekâlı yoksa sorun başka mı?
Bu soru da yakında yanıtlanacak.
İktidar değişmezse, ardından gelen ilk 6 ayda gerçeği göreceğiz. Bu twitler burada dursun. Dönüp 6 ay sonra beraber okuruz.
·
Haydi bakalım dursun da, yapılanların hesabını kimden soracağız?
Üsküdar’ı geçmeleri için atı vermezsek ne ala, ama atı alırda Üsküdar’ı geçerlerse işimiz var demektir.
AYI RÜSTEM
Birinci turda bitmeyen seçimin yansıması bizim kahvede oldu.
Taraflar neredeyse birbirine girdi.
Tabi söz olarak, yoksa fiziki bir müdahale yok. Zaten fiziki müdahale yapacak genç insan da yok.
Bizim yaşlı grubu kavga etmeye kalksa, yerinden kalkana kadar bir sonraki seçimler gelir.
.
“Oyları çaldınız”, “Saymadınız”, “Sandıklara sokmadınız”, “Yenildiniz kabul edin”, “ikinci turda sizi katlayacağız”, “Şimdilik ebenizi gördünüz, 28 Mayısta ebenizi göreceksiniz” gibi bir dolu sloganlaşan atışmalar.
.
Bir tanesi telefonunda 10 yıl marşını çalıyor, bir diğeri ona Mehter Marşı ile karşılık veriyor.
Anlayacağınız bizim kahve resmen ikiye bölündü.
.
Bir de arada hiç konuşmayanlar var.
Kime oy attığı belli olmayan iki kişi.
Bunlar ne etliye, ne sütlüye karışırlar.
Biri Reji’den emekli (eski Tekel) Hüsamettin amca, diğeri de odacılık yaptığı Maarif’ten emekli Gayretullah amca.
.
“Ot musunuz siz?” diyerek üzerlerine gelen grubu “Siz et oldunuz da ne oldu?” diye savuşturan bu tarafsızlar, “Renksizler” diyerek üzerine gelen diğer gruba ise “Biz ne kırmızıyız, ne de yeşil… Biz Atatürk’ün Mavi gözlerindeniz.” dediklerinde resmen kapak oldu.
.
Hoş iki grubun “Biz de Atatürkçüyüz” demelerine aldırış bile etmediler.
“O halde ayrı, gayrı yoksa ikinci tura kadar hangi grup o güne kadar bize iyi bakarsa, o tarafa oy veririz” demesinler mi?
.
Allah!
Aldı bir ısmarlama yarışı.
.
“Yap ağabeylerime bizden demli bir çay”
“Çay olur mu? Sade kahve yap vatan sevdalılarına”
“Ne kahve mi? Tost yap bizden, bol kaşarlı”
“Sade kaşarlı olmaz, bizden sucuklu karışık olsun”
“Tost yakışmaz ağabeylerime, ben lahmacun alıp geliyorum. İkişer tane.”
“Ne lahmacunu be! Kuşkaş pide söylüyorum telefondan şimdi”
“Haydi be! Pideyi ne yapsınlar, şimdi Adana Kebap ısmarlıyoruz amcalarımıza… Dişler ancak keser bunları”
.
Bu ısmarlama yarışı o kadar ileri gitti ki sonunda bir grubun, “Sizin bir yıllık elektrik borcunuzu ödeyeceğiz” kısmına kadar geldi.
.
“Yok artık! Nereden bulacaksınız parayı?” şeklindeki itiraza şöyle cevap verdi arkadaş:
“Ulan seçim öncesi verilen emekli maaşına ses çıkarmazsınız, mamur maaşı zamlarına sesinizi çıkarmazsınız, bayram ikramiyelerine ses çıkarmazsınız, ödenen doğalgaz parasına sesiniz çıkmaz da bizim vereceğimiz elektrik parasına mı sesiniz çıkıyor?”
.
Ortalık bir sessizleşti.
“Siz ne veriyorsunuz çocuklar” şeklindeki Hüsamettin amcanın kısık sesiyle kendimize geldik.
Karşı grupta cam kenarında oturan işsiz, güçsüz sürekli yancılık yapıp geçinen Piç Hayri seslendi: “Ben en iyisi bunları eve götürüp ömür boyu bakayım…”
.
Bir anda hani “Şeytan geçti” derler ya.
O vaziyette sessizlik oldu ama sonunda bir kahkaha patladı sormayın gitsin.
.
Kahve kahkahalardan inliyor.
Sokaktan geçenler bize bakıyor, “Bunlar delirdi galiba” diyerek.
.
Gayretullah ve Hüsamettin amcalar sonunda şunu dediler:
“Gençler biz Soğan’a vereceğiz…”
“Nasıl oluyor öyle amcalar?”
“Nasıl olacak? Sinan’ın “S” si, ekle soyadını… S.Oğan. Oldu mu?”
Yine bir kahkaha başladı.
“Amcalar O ikinci turda olmayacak ki?”
“!”
Bir sessizlik yine.
Gayretullah amca bozdu sessizliği:
“Koskoca adamlarız, kime oy verip kime vermeyeceğimizi bilemeyecek miyiz yani? Haydi işinize bakın…”
.
Velhasıl bizim kahve hep aynı.
Gündemde ne varsa, bizde de o var…