Çanakkale'miz güzel bir şehir buram buram tarih kokan doğal güzellikleriyle eşsiz bir kent. İki kıtayı birleştiren iki nadide şehirden birisi.
Çanakkale’nin kentin büyük ölçekli bir kent oluşu insanlarının sakin sevecen güler yüzlü oluşu bu kente bir şekilde çalışmaya gelen ve emekli olduktan sonra da burada yaşamaya devam eden birçok kişiye de ev sahipliği yapıyor.
Şehrimize tarihi dokuyu görmeye gezmeye ziyarete gelenlerde oldukça fazla. Ama bu gelenlerin çevre hassasiyetlerinin de yeterli seviyede olmadığına da şahitlik ediyoruz.
Örneğin şehitliklerimizi gezmeye gelenlerin çevreyi kirletme konusunda birbirleriyle yarışmalarına şahitlik ediyoruz. Gelen ziyaretçilerin çöplerini çöp kutuları yerine çevrede olur olmaz bir yere atmaları şehitliklerimin çevre güzelliği ve manevi hassasiyetleri açısından çok üzücü. Ziyaretçilerin çöplerini çevreye atmaları bir yana alanda gezerken de çevre kirliliğinden de şikâyet etmeleri de ayrı bir enteresanlık. Genel olarak halkımızda bu durumu görürken, yabancı turistlerdeki hassasiyetin üst seviyede oluşuna da çoğunlukla şahit oluyoruz.
Kentte yaşayanların ise genel olarak eğitim ve kültür seviyeleri oldukça da yüksek buna ne kadar sevinsek azdır. Belirli bir eğitim ve kültür seviyesindeki bu insanlarda da çevre duyarlılığı oldukça yüksek. Ancak her ne kadar vatandaşların genelindeki bilinçli toplum olduğu kadar maalesef bir sepet elma içindeki kutlu elmalar gibi içleri çürük olanları da var.
Birkaç gün öncesiydi çevre yolunu kullanarak Cezaevi önünden şehir içine aracımla giriş yaptım. Az önümde gitmekte olan 17 SJ 39* plakalı gri renkli Renault Clio bir araç 116 jandarma komutanlığı hizasına geldiğinde kaldırıma yaklaşarak arka camını açarak dışarıya önce bir plastik meyve suyu kutusunu attı. Yetmedi arkadan başka çöplerini atmaya devam etti. Hatta öyle ki orta şeride geçtiğinde bile arka camından muhtelif çöplerini atmaya devam etti. Araç içindeki arka koltukta oturan şahıs Yeni Çanakkale Emniyet Müdürlüğü binası önündeki ışıklara gelinceye kadar ve araç en sol şeritte durduğu anda bile yola çöplerini atmaya devam ettiler. Benim, arkalarından korna çalarak protesto etmeme, tepki göstermeme rağmen çöplerini yere atmaya devam ettiler. Maalesef araç kullandığım ve o an hazırda cep telefon kamerasının açık olmaması nedeniyle olayı kaydedemedim ama olaya bir fiil şahit oldum. Tam yanlarından geçerken yüksek sesle ‘’yollar çöplük değil yollara çöplerinizi atmayın’’ diye seslenmeme rağmen hiç umursamadan yol kenarına ve yola çöp atmaya devam ettiler. Ben sağa dönerek yola devam ettiğim için daha sonra çöp atmaya devam edip etmediklerini bilmiyorum. Ama o ana kadar yola, çevreye attıkları çöpler bile insanı kızdıracak kadar çok ve iğrençti.
Evime gelip aracımı park eder etmez eve çıkmadan bir an evvel bu durumu kime şikâyet edebilirim, bu duyarsız insanlar nasıl cezalandırılmalı diye aklımdan geçirdim. Aklıma Çanakkale Belediyesi Whatsapp şikâyet hattı geldi. Hemen durumu özetleyerek aracın plakasını, rengini, markasını modelini, çevreye çöp attıkları noktaları ve şikâyet sebebini yani bu çevreye zarar veren şahısların cezalandırılmasını, belediyenin yetkisi dışında ise Çevre Şehircilik Müdürlüğü, Trafik Şubesi ya da hangi kurum yetkili ise buraların bu şikâyet ile haberdar edilmesini talep ettim.
Sonuç mu? şikayetimden sonraki gelen whatsapp mesajında Sevgili Belediyemizin bu çevre teröristlerinin pislediği alanları temizlendiği ve duyarlılığımdan dolayı bana teşekkür ediliyordu. Çanakkale Belediye’sinin temizlik konusunda gösterdiği ilgiden ve görevlerini iyi yaptıklarından dolayı gerçekten çok teşekkür ederim.
Ancak Belediye Whatsapp hattına yaptığım şikâyet ve talebimin karşılanmadığına inanmıyorum. Zira bana gönderilen mesajda kirletilen güzergahın temizliğinin yapıldığının yanında, ilgili araç hakkında yasal işlem başlatıldığı ya da yetki dışı olduğu için bu şikâyetin Örneğin Çevre Şehircilik Müdürlüğüne bildirildiği (bilgilendirme tarih ve sayısı ve bilgi alabileceğim telefon numarası) hakkında bilgi verilmeliydi. Ya da bu tür olaylarda herhangi bir yaptırımın cezanın olmadığı herkesin kafasına göre yollara fazlasıyla çöp atabileceği şikâyet olsa bile durumun değerlendirilmediği ifade edilebilirdi. Bundan sonra bende böyle olaylara şahit olsam bile olaydan rahatsızlık duymamayı duyarsız davranmayı herkesin istediği gibi çevreyi kirletebileceği ve buna kızıp tepki göstermemeyi öğrenmiş olurdum.
Maalesef biz evimizde temizliğimizle övünürken çevreyi temiz tutmada aynı hassasiyeti göstermeyen bir milletiz. Avrupa yaşayanlarımız bile Türkiye ye gelirken bir kibrit çöpünü dahi yollara atmamakta imtina gösterirken Vatana adım attıkları Kapıkule den içeri girer girmez yol kenarlarına rast gele attıkları çöplere çok defa şahit olmuşuzdur. Bu gurbetçilerimize neden böyle yapıyorsunuz diye sorduğumuzda ama Avrupa da çöpleri rasgele atarsak, çöp kutularına atmazsak ağır para cezaları var diye karşılık verdiklerini bilirsiniz.
O halde çevre konusunda Japonlar gibi çevre temizliği konusunda ilk okuldan başlamak gerek. Lakin bu da bizim için çok zor. Zira ilkokul sınıflarına girdiğinizde sınıflar oldukça pistir genelde zira aileler çocuklarına bulundukları yerleri temizlemeyi öğretmek ve öğütlemek yerin okul hademelerinin işine onlar temizlesin diye çocukların bilinç altlarına bu durumu aşılamaktalar. Böylece çocukluktan itibaren çevre temizliği hep başkasından beklenilir hale gelmekte.
Bu durumun çözümü için eğitim şarttır. Hem de tüm eğitim süreçlerinde çevre duyarlılığının üzerinde durularak insanımız bilinçlendirilmelidir. Bu duyarlılığa sahip olmayan ve çevreyi kirletmekte ısrarcı olanlar da caydırıcı para cezalarıyla cezalandırılmalıdır.
Daha güzel bir çevre ve Türkiye için lütfen daha bilinçli bireyler olalım. Güzel bir çevre için el ele verelim. Saygılarımla