CHP Genel Başkanı oldukça sıkıntılı günler geçiriyor.
Yaşanan seçim sonrası koltuğu ile ilgili tartışmalar başladı.
Başlaması da normal.
Madem demokrasi var!
.
20 yıllık iktidarın karşısında yerel seçimler hariç bir başarısı olmayan genel başkanın artık kenara çekilmesi gerek deniliyor.
.
Haklılar mı?
Haklılar ki yüksek sesle de söyleniyor
Bunlara “Yalan, iftira” diyecek var mı?
Yok!
.
Olayı şöyle bir toparlayalım:
CHP’nin oyları 12 Eylül sonrasından bu yana yükselmedi ve hep yüzde 25 seviyelerinde gezdi.
Baykal sonrası genel başkanlığa oturan Kılıçdaroğlu bunun böyle yürümeyeceğini anlayarak ittifaklar kurmaya başladı.
.
Bundan 40 yıl önce kimsenin inanamayacağı şekilde yılların solcuları ile yılların sağcıları bir araya gelerek ittifak yaptı.
.
Kılıçdaroğlu bunu başarmıştı.
.
2 dönem cesaret edemediği seçime bu sefer “Ya herru, ye merru” diyerek soyundu.
.
“Herru” olmadı ve “Merru” oldu.
Sonuçta şapkasını alıp “Beyler ben artık misyonumu tamamladım, şapkamı alıp gidiyorum” demesi lazım ken, “Ben varım” deyiverdi.
.
Bu davranışı arkasında duran yüzde 48’i hayal kırıklığına uğrattı.
Zira ona “Dürüstlüğü, korkusuzluğu ve gururluluğu” için oy vermişler, başlarına gelebilecek en ufak bir aksilikte çekilmesini bilebilecek biri olarak bakmışlardı.
.
Hala koltukta oturuyor olması onun bu özelliklerinin üzerine bir kalem çizilmesine vesile oldu.
.
İnanıyorum ki, aynı seçim yaşansa artık bu kadar oy alamaz.
.
Parti içi oldukça karışık.
Herkes bir tarafta yer kapmaya çalışıyor.
“Ya kalırsa? Ya Giderse?” diye.
“Gelirse kim gelir?”
.
CHP kendi içinden bir genel başkan çıkaracak kadar köklü bir partidir.
Belki seçim aşaması oldukça sancılı geçer ama seçilen kişi koltuğa oturduktan sonra sesler kesilir.
.
Kılıçdaroğlu’nun büyük bir şansı vardı.
Zira arkasındaki kurmayları çok güçlüydü.
Faik Öztrak’tan başlayan, Özgür Özel ile devam eden onlarca güçlü isimler mevcut.
.
Ak Parti ile kıyaslandığında şöyle derim:
Erdoğan’ın yanında böylesi güçlü isimler olsa 60 sene daha iktidarı kimseye vermez.
.
O halde bu isimleri değerlendiremeyen bir yapı CHP’yi yönetiyor demektir.
Politikaları belirleyemiyor, yönlendiremiyor.
Hantal bir yapı ile idare ediliyor demektir.
.
Kurultay ve Yerel Seçimler takvimi sıkışmış olabilir.
.
Ancak böyle gidilirse “Önümüzde yerel seçimler var. Muhalefet ellerindeki belediye başkanlıklarını da ne yazık ki kaybedecek.” diyerek öngörüde bulunan Murat Ağırel’e hak vermemek mümkün değil.
.
Muhalefetin karşısında kuralına göre oynamayan bit yapı var.
Sizler bunu “Kurala uyarak kıramazsınız” demek yanlış olur mu?
.
Sıkıntı sadece CHP’de değil ki.
Diğer partilerde de var.
Onları da zamanı gelince yazarım…
SOSYAL MEDYADAN
Adalet Partisi Genel Başkanı Dr. Vecdet Öz, sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı.
.
Son zamanlarda oldukça fazla tartışılan “AKP bu kara oyu nasıl alıyor?” şeklindeki soruya cevap vererek şöyle açıklama yapmış.
.
İşte AKP seçmeni analizi:
“AKP, sosyolojik bir kinin dış destekli tezahürüdür.!” şeklindeki cümleyle başlıyor paylaşımına ve devam ediyor:
.
“Birikmiş varoş kininin ete kemiğe bürünmüş halidir “Reis” tiplemesi...
Ezeli kinin intikam hissine dönüşmesi ve birikerek sıçramasıdır AKP iktidarı...
.
“İtildim kakıldım, cahil bırakıldım artık güç bende” diyebilmenin neticesidir 21 yıllık safahat…
.
Görmezden gelinen kitlenin, kendinden yüksek gördüğü güruha had bildirmenin dış destekli tezahürüdür olanlar…
.
Saray’da oturan Erdoğan ailesi değil ezilmişlerin tümüdür…
.
Binlerce dolarlık çanta Emine hanımın değil, eziklik duygusu içindeki tüm kadınların kolunda takılıdır...
.
Ekonominin kötüye gitmesi, eğitimin kevgire çevrilmesi, adalet duygusunun yok edilmesi zerre kadar umurlarında değildir onların…
.
Aristokratlara mal olmuş Atatürk kompleksi karşısında “Artık bizim de bir Atatürk’ümüz ve kahramanımız var, bizimde kurtuluş mücadelemiz var” demenin fırsatı olmuştur 15 Temmuz..
.
Bu imajı güçlendirme çabalarıdır “Ey Amerika!” söylemleri, sınır ötesi faaliyetler ve içi boş kafa tutmalar...
.
Kendi Atatürk’lerini ve kurdukları kara düzeni öne çıkarma arzusudur Anıtkabir’e dil uzatmalar, yapılan Cumhuriyet düşmanlığı ve parantezi kapatma söylemleri…
.
Artık devir onların devri, sultan onların sultanıdır.!
.
Böylesi manevi bir tatmin bir daha geçer mi ele?
.
Böylesi bir atmosferi ve fırsatı yakalamışken işin peşini bırakır mı hiç emperyalizm…
.
Ne yapıp ne edip son seçimlere el koymaları ve deli gibi attıkları zafer çığlıkları bunun son göstergesidir…
.
Öyle şaşkın şaşkın bakmayın yazdığım yazıya…
Gerçek bu, artık kabullenin..!
O öyleymiş bu böyleymiş hepsi safsata, laf-ı güzaf.!
Bu gerçeği görmeyenler için tüm gayret ve söylemler yangını alevlendirmekten ibaret bir romantizm ve boş bir çabadır!
.
Lütfen oturup düşünün ve artık her türlü iç çekişmeyi ve ideolojik ayrışmayı bir kenara bırakın.!
Sonra da bu Sosyo-Patolojik vahim durumun barış ve kardeşlik içinde bilimsel çözümünü bilen biz akademisyenlere kulak verin.!
.
Öncelikle elde edilen %48’lik sonucu küçümsemeyin zira her türlü oyuna rağmen aradaki makas umdukları kadar açık değildir.!
.
Kısa bir süre sonra yapılacak olan yerel seçimde bu tabloyu tersine çevirmek ve ardında yapılma ihtimali çok yüksek olan erken bir genel seçimi alma olasılığımız yüksektir…
Umudu kesmek yok.!
.
Bu kez eksiksiz birleşerek milli bir ittifak kuracağız ve hep birlikte başaracağız…” diyerek sonlandırmış paylaşımını.
.
20 yıllık iktidara bir anlam veremeyenler bir de bu gözle baksınlar seçmen profiline…
Değişik bir bakış açısı…
HESAP MESELESİ
Turist İstanbul’daki Kapalı Çarşı’da alışveriş yaparken bir çanta beğenir.
Satıcı fiyatının 5500 lira olduğunu söyler.
Turist cebinden 250 dolar çıkarır ve verir.
Satıcı o anlık dolar kuru olan 21,63 den işlem yapar ve bu doların karşılığının 5400 lira olduğunu ve kendisine 100 lira daha vermesi gerektiğini söyler.
Turist 250 doları geri ister ve dükkândan çıkar.
Akşamüzeri tekrar gelir ve aynı 250 doları vererek çantayı almak istediğini söyler.
Satıcı o anlık dolar kuru olan 22.14 ile çarpar ve çıkan sonuç 5.535 liradır.
Turiste hem çantayı hem de para üstü olarak 35 lirayı verir.
.
İşte Türkiye’nin ekonomisi bu…
Bekle kazan…
Artık büyü bozuldu,
“Seçim Derdi” bitti,
Şimdi “Geçim derdi” başladı…
DÜZEN DEĞİŞMELİ
Hayvanları Koruma Derneği Başkanı horoz dövüşçüsü çıktı…