Memlekette ot, et, gıda, yem birbirine girdi ithalat lobileri yüzünden.

İthalatçılar milyar dolarlar kazanırken memleketin kalender üreticileri ne yapacağını şaşırdı. Yem üretimi gıda üretiminden daha fazla kazandıran bir memleket yoktur dünyada.
Kurak ve yarı kurak bir coğrafyada yer alan Türkiye’de yeterli kaba yem üretimi olmayınca, gelişigüzel hayvan ithal edilince, saman fiyatları bile aldı başını gitti.
Eskiden samanı tarlada toplayana verirlerdi. Şimdi tarlayı kazıyıp balya yapıyorlar. Yonca fiyatları neredeyse fenni yemlerin fiyatına yaklaştı. Saman para kazandırdıktan sonra yoncanın elbette daha fazla kazandırması gerekir. Ülkemizde kaba yeme olan talebi, son yıllarda kontrolsüz bir şekilde yapılan ithalatlar adeta patlattı.
Arzın talebi karşılamadığı yerde her ürünün fiyatı artar. Haliyle yonca da tarlada alıcı buluyor ve iyi fiyat görüyor. Zaten alıcının tarladan toplaması ürünün olmadığının bir kanıtıdır. Normal bağlanmış bir balyanın 20-25 kg arasında geldiği hesap edilirse yonca kuru otunun kilogramı 6 lirayı geçiyor. Fabrika yemi de bu fiyatların biraz üzerinde seyrediyor. Samanın kilosu bile 4 lirayı bulunca normal görünüyor.
Genel olarak hayvancılık yapan işletmeler için kuru ot ve silajını kendin yetiştirmen gerekir diye önerilerde bulunurken, ticari olarak da yonca yetiştirmenin karlı bir bitkisel üretim şekli olduğu ortaya çıkıyor. Hatta yoncasını hayvanına yedirmek yerine satan üretici daha çok parar kazanıyor. Yapılan hesaplamalara göre, yoncanın uzun yıllardan beri zarar ettirmeyen tek ürün olduğu söylenebilir.
Yonca ekim yılında masrafı biraz yüksek olmaktadır. Tohumluğun 200 lira civarında olması, ekim hazırlıklarının biraz daha özen istemesi dışında diğer tarla bitkilerinden çok fazla farkı yoktur. Dolayısıyla hemen herkes ticari olarak, domates, biber gibi yonca yetiştirebilir.
Yonca tarımında desteklemeler ekim masraflarının az da bir kısmını karşılamaktadır. Genellikle serpme ekimlerde dekara 4-5 kg tohumluk yeterli olmaktadır. Mazot, toprak analizi ve diğer desteklemelerle birlikte ekim yılında masrafları karşılanabilmektedir. Hal böyle olunca yonca üretiminde sadece biçim, sulama, balyalama ve toplama masrafları kalmaktadır. Yılda 6-7 defa biçim, 10 defa sulama ve 6-7 defa balyalama ve toplama giderleri üretim maliyetlerini oluşturmaktadır. Bunun yanında her biçimde bir miktar azotlu gübre kullanımı da masraflara eklenebilir. Kendi arazisinde üretim yapan bir çiftçi yıllık 4000 TL gibi bir masrafla dekara 80-100 arasında balya alabilmektedir.
Ekim yılında her ne kadar 50-60 balya alınsa da, izleyen 4-5 sene ortalama verim, gübreli topraklarda 100 balyayı, diğer bir deyişle 2 ton kuru otu bulmaktadır. Elbette yaz döneminde 25-30 günde biçime gelen yonca oldukça meşakkatli bir üretim şekline sahiptir.
Her geçen gün domates, biber, mısır, çeltik, pamuk gibi ürünlerin üretim maliyetlerinin yükseldiği, piyasa fiyatlarına göre zarar etme riski bulunduğu hesap edilirse, sulanan alanlarda ticari yonca üretimi de önemli bir alternatif haline gelmektedir.