'İfade edilmemiş duygular asla ölmez. Diri diri gömülüp en kötü yollarla sonradan çıkarlar .”-Sigmund Freud.
"Hastalıklar söylenmemiş sözlerdir. " - Jacques Lacan "Sessizlikler, zamanla görülen fiziksel ya da psisik acılar, gün içinde seyreltilmiş, kökeni ile bağlantısını yitiren ve evde kalan duygusal toksinlere dönüşür. " -Macarini
Söyleyemediğiniz tek şey somatizasyondur ve bu depolanmış içeriğin baskısına katlanması hastalık şeklinde kendini gösterir.
"Hastalık kişilik ve ruh arasında bir çatışmadır.
Vücut ağlamadığında soğuk algınlığı çıkar.
Dertler iletilemediğinde boğaz ağrısı başlar boğazlar tıkanır.
Öfke dışarı çıkamayınca mide yanar.
Yalnızlık acı verdiğinde diyabet ortaya çıkar.
Memnuniyetsizlik vücutta başladığında, şüpheler arttığında baş ağrısı başlar ve depresyona girer.
Hayatın anlamı bitiğinde gönül vazgeçer.
Alerji mükemmeliyetçilik dayanılmaz hale geldiğinde başlar.
Savunmalar tehdit edildiğinde tırnaklar kırılır.
Kibir yükselince edince göğüs sıkışır.
Korku esir aldığında basınç yükselir.
"İç çocuk" zalimler olunca nevrozlar başlar.
Savunmalar bağışıklık sınırlarını aşınca ateş çıkar.
Gurur bükülmeyince dizler acır.
Affetmediğinde ve/veya yaşamaktan bıktığında kanser öldürür.
Peki ya sessiz acılar? Vücudumuz hakkımızda nasıl konuşuyor?
Hastalık kötü bir şey değildir, yanlış gittiğinizde sizi uyanır. "Ağız konuştuğunda vücut iyileşir. Söze dönüşmeyen her şey, semptom olur"..
Halıyı yukarı çek! Ve altını temizle
Altına süpürülen çözülmemiş sorunlarla yüzleşmek acı verebilir ama ancak "iç çocuk" zalimler olunca felç olur.
Peki, sevgili gönül dostum
Sizin halının altına attıklarınız var mı?
Kendimize ve çevrenize aşk ve sevgiyle bakın
Selam ve sevgilerimle
SİZİ SEVİYORUM…
SİZİ SEVİYORUM…
SİZİ SEVİYORUM…