Dünya başta olmak üzere ülkemiz de kirlilik konusunda nasibini alıyor. Bu sadece atıklarla ilgili değil tabi.

Çevre kirliliği denilince akla hemen katı ve sıvı atıklar geliyor.
Ama bunun bir de “Ses” olanı var.
.
Dün akşam hava sıcak.
Balkona çıktık.
Ama sesten ne mümkün?
Sokak düğünü vardı herhalde.
Aman yarabbim!
Olamaz böyle bir gürültü.
.
Başka örnekleri de var:
.
Sünnet veya gelin konvoylarında korna çalarak bütün şehri ayağa kaldırma girişimi.
.
Askere giden gençlerin ve onları uğurlayan yakınlarının istedikleri her gürültüyü çıkarma hakları.
.
Evimizin önünden her sabah “Simitçiii” diye bağırarak geçen seyyar satıcı.
.
Megafonlarla dolaşan “Overlokçu”, “Karpuzcu”, “Patatesçi”, “Balıkçı” ise cabası,
.
Neyse gelelim asıl mevzuya.
“Türkiye’de açık havada düğün yapılmasını yasaklayan bir kanun yoktur…”
.
Buna bağlı olarak Valilik dahil hiç kimse sokak düğünlerini yasaklayamaz.
.
Misal:
“3-20 Haziran 2009 tarihleri arasında Kırıkkale Valiliği şu açıklamayı yapmıştır: ‘İlimizde sokak, cadde, bahçe ve açık alanlarda yapılacak ev düğünlerine 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 22’nci maddesi doğrultusunda 3-20 Haziran tarihleri arasında izin verilmeyecektir. Bu kanunun aksine davranan kişilere ise cezai işlemler yapılacaktır.”
.
Bu açıklamada iki yanlışlık vardır:
1. Hukukumuzda düğün yapmak için kimseden izin almaya gerek yoktur. Dolayısıyla valiliğin izin verip vermeme gibi bir yetkisi olamaz.
.
2. İzin vermemenin hukukî dayanağı 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 22’nci maddesi olamaz. Söz konusu madde, yetkili makamlara gürültüye izin verip vermeme konusunda bir yetki değil, gürültü yapanlara uygulanacak idarî yaptırım kararının vermeye yetkili mercilerin kimler olduğunu belirlemektedir.
.
Özetle:
Ülkemizde düğün yapmak amacıyla açık havada insanların bir araya gelmelerini yasaklamak mümkün değildir.
.
“Gürültü yapmadıkça” da böyle bir düğünde “Hukuka aykırı bir yan” yoktur.
.
Ancak şunun açıkça bilinmesi gerekir:
“Düğün amacıyla insanların bir araya gelmesi” başka şey,
“Bir araya geldikten sonra çevreyi rahatsız edecek şekilde gürültü çıkarması” başka bir şeydir.
.
Sonuç şudur:
Bunlardan,
Birincisi serbest,
Ama
İkincisi yasaktır.
.
Zira ülkemizde gürültü çıkarmayı yasaklayan ve gürültü yapanlara müeyyide uygulanmasını öngören pek çok kanuni düzenleme vardır.
.
İzin konusu ise şöyledir.
Düğün yapacak kişilerin emniyete başvurarak “Bildirim” de bulunmaları, bunun üzerine emniyet yetkililerin düğün sahiplerine;
Düğün yaparken uymaları gereken hususları, özellikle düğünde içki verilmemesi, yol trafiğinin kapatılmaması, gürültü yapılmaması, düğünün saat 23’te bitirilmesi gerektiği vb. hususları belirtiyorlar.
.
Emniyet makamları ortada bir “İzin” değil, bir “Bildirimin” söz konusu olabileceğini belirtiyorlar.
.
Bu “Bildirimde” düğün sahiplerine düğünde özellikle bir gürültü çıkması durumunda bu gürültü nedeniyle, 30 Mart 2005 tarih ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 36’ncı maddesi uyarınca polisin veya belediye zabıtasının ve ayrıca 9 Ağustos 1983 Tarih ve 2872 Sayılı Çevre Kanununun 14’üncü maddesi uyarınca belediye zabıtasının gerekli yasal işlemi yapacağı hususunun belirtilmesi gerekir.
.
Zabıta ve polis ne yapmalı?
Belediye zabıtası kanunun kendisine verdiği yetki ile sokak düğünlerine (şikâyet üzerine veya resen) müdahale etmeli, gürültü yapan kişilere, “Kabahatler Kanunu” uyarınca idari yaptırım uygulanması için gerekli işlemleri yapmaları gerekir.
Düğünden çıkan gürültü “Kişilerin huzur ve sükûnunu, beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde ilgili yönetmeliklerle belirlenen standartlar üzerinde” ise belediye zabıtası, “2872 sayılı Çevre
Kanununun 14’üncü maddesi” uyarınca işlem yapması gerekir.
(Ancak zabıtanın yönetmeliklerle belirlenen standartların üzerinde bir gürültü olup olmadığını ölçmek için çevre denetim birimi kurmuş olması ve bu konuda denetleme yapma yetkisini Çevre Bakanlığından almış olması gerekir. Eğer ilgili belediyede bu birim yoksa, ölçümü Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne bağlı ekipler yapacaktır.)
.
Polis ise sokak düğünlerinden çıkan ve çevreye rahatsızlık verecek düzeye ulaşan gürültüye polis, (saat 24’ten önce veya saat 24’ten sonra şeklinde) ayrım yapmaksızın müdahale etmeli, Kabahatler Kanunu uyarınca gerekli işlemi yapmalıdır. (Ölçüm için belediye veya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden yardım talebinde bulunmalıdır.)
.
Görüldüğü üzere sokak düğünleri için izin alma söz konusu değildir.
Polise bir bildirim (istenirse) yapılır.
.
Gürültü meselesi yukarıda anlattığım şekildedir.
Sesi tam gaz açınca zabıta veya polis gelecektir. Gelen kolluk kuvvetlerine mukavemet göstermek ise suçtur.
.
Az gelirli vatandaşlarımızın salonlarda düğün yapma lüksü yok.
Bugün yemekli bir düğün 50 bin liradan başlıyor. Yemeksiz olanı da 10-15 bin lira.
.
Bunun tek çaresi Çanakkale Belediye’sinin düğün salonu yapmasıdır.
.
“Hemen hemen her mahalleye yapılacak bir düğün salonu” insanlarımızı sokaklarda düğün yapmaktan kurtaracak, onlara kaliteli ve ucuza hizmet sınacak ve maliyet açısından da rahatlatacaktır.
.
2019 Belediye bütçesinde bu konuda pay ayrıldığı şeklinde bir açıklama olmuştu.
O tarihte haberlere yansıyan şekli şöyleydi:
“Çanakkale Belediye Meclisi’nde geçtiğimiz gün Belediye bütçesi görüşüldü. Belediye bütçesi içerisinde, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan Belediye Düğün Salonu için bütçe ayrıldığını vurguladı. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale’deki düğün salonu eksikliği için, ‘Proje hazır, yer bulundu. Esenler Mahallesi’nde 75 bin metrekare içerisine salon yapılacak’ vurgusunda bulundu.
.
AK Parti Belediye Meclisi grubundan, Çanakkale’de bir düğün salonu eksikliği olduğu belirtildi. AK Parti Belediye Meclisi Grup Başkanı Tülay Ömercioğlu, Çanakkale’de, düğün, kına gibi hizmetlerin çok pahalı olduğunu belirtti. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da bu görüşler karşılığında, 2019 Belediye bütçesinde düğün salonu için pay ayrımı yapılmıştır dedi.
Başkan Gökhan, ‘Düğün salonu için projemiz hazır. Yerimizi bulduğumuz an yağacağız. Düğün salonu yapmak kolay değil! Her yere pat diye düğün salonu yapılamıyor. Düğün salonu dediğinizde açık hava alanının da olması gerekmektedir. Düğün salonu dediğimizde bunun içerisinde kır düğünü de yapılabilmelidir. Şimdi 60 metrelik yol üzerinde 75 bin metrekarelik bir alanımız var. Dedik ki, o alana bir düğün salonu yapalım, hem kır bölümü olsun hem de salonumuz olsun. Düğün salonunun yanında taziye alanı da olsun dedik. Biz yeri bulduk. Yerde şimdilik hazır görülüyor. Kararı verildi, 75 bin metrekarelik alan içerisine düğün salonu yapılacaktır’ açıklamasında bulundu.”
.
Dün akşam evimin balkonunda duyup oldukça fazla rahatsız olduğum davul ve klarnet sesi kulaklarımı patlatırcasına çınlattı.
Ben de bunun üzerine birilerinin kulaklarını çınlattım.
.
O an aklıma benim başımdan geçen bir olay geldi.
Bunu daha önce köşemde de yazmıştım.
Tekrar yazayım da okuyun.
.
Bundan 15 sene önce Esenler Mahallesi’nde yaz mevsiminde evimin balkonuna yazımı yazmak için yerleşmişken, beynimin içinde patlayan davul sesi ile irkildim.
Bir müddet bekledim ama dayanılır gibi değildi.
Aradım 155’i (O zaman 155’ti).
Şikâyetimi bildirdim ve kısa süre sonra Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden bir memur gelerek ses ölçümlerini yaptı.
Standart değerlerin oldukça üzerinde çıkan değere göre düğün sahibine ceza kesildi.
(O zamanın parası 1000 lira civarıydı sanırım). Ses standartlara göre ayarlandı.
.
Bu olayı gazete köşemde açık açık yazınca düğün sahibi kadın beni gazetede ziyarete geldi.
“Neden beni şikâyet ediyorsun?” şeklinde başlayan hakaretvari tavırlarla bağırmaya başladı.
“Ben seni tanımıyorum ki seni şikâyet edeyim? Ben sesi fazla açarak önce beni, sonra etrafı rahatsız edenleri kolluk kuvvetlerine bildirdim.” dedim ama beni dinlemeden sordu:
“Ben kimim?”
“Bilmiyorum” dedim.
Bana, iktidar partisinden olduğunu elinde tuttuğu ceza makbuzunu göstererek ödemeyeceğini söyledi.
“Hanımefendi, cezayı ödeyip ödememeniz beni ilgilendirmiyor. Ben rahatsızlığımı bildirdim o kadar…”
.
Sonrasında bu cezayı ödediğini onu tanıyanlardan öğrendim.
.
İnsanları, mahalleliyi, komşuları birbirine düşürmeden bu işi çözmek için yapılacak tek şey var:
“Acilen düğün salonu yapmak…!”