İYİ Parti 3. Olağan kurultayı vardı. Kurultayda Meral Akşener’in konuşması gündeme damga vurdu.
Hiç beklenmedik bir çıkışla ne 6’lı masa bıraktı, ne de Millet İttifakı...
.
Son zamanlarda artan ve içlerinde kurucuların da bulunduğu istifalar aslında bu günler için bir işaretmiş meğer.
.
Akşener kurultay konuşmasında şu başlıklara vurgu yaptı:
“Önce kurultayda iki kere blok liste yaptım, itiraz ettiniz.”
“Sonra hiç insan işaret etmeden çarşaf yaptım. Çarşaf listede anahtar listeler çıktı, seçilemeyenler su koy verdi, itiraz etti.”
.
“Anladım ki o gün benim görevim insan seçtirmekmiş, benim başka bir hakkım, hukukum yokmuş.”
.
“20 Eylül 2020’de döndüm, 100 kişilik diğer başka insanların da aday olabileceği bir yarı çarşaf yaptım. Onda da kimseyi mutlu edemedim, orada da çok ağır çirkinlikler yaşadım.”
.
“Kurultaylar herkesin hesap verme yeridir.”
.
Peki Meral Hanım o halde neden ısrar ettiniz?
Yok, çarşaftı, yok bloktu?
.
Ya bırakacaktınız,
Ya da Demokrasi istemeyenlerle yollarınızı ayıracaktınız…
.
İYİ Parti’ye gelenler (ona buna, itiraz edenleri kastediyorum) ne için geldi sanıyorsunuz?
MHP’den kopanlar,
Merkez sağdan kopanlar,
AKP’ye yanaşamayanlar,
Siyasette yer kapamayanlar…
.
Siyasette adam ayırma olmaz.
Herkesin oyuna muhtaçsınız.
“1 oy 1 oydur” sözü siyasetin anayasasıdır.
.
Kusura bakam Meral Hanım,
Kürsüyü boş buldunuz “Salla babam salla.”
Bana göre tabi.
Prtinin ayarını yapamadınız…
.
Nasıl Erdoğan sallıyorsa,
Nasıl Bahçeli sallıyorsa,
Nasıl Kılıçdaroğlu sallıyorsa,
Nasıl F. Erbakan sallıyorsa,
Nasıl Babacan sallıyorsa,
Nasıl Davutoğlu sallıyorsa,
Siz de sallayın…
.
Sosyal medyada adam yazmış;
Meral hanım, “CHP’den 15 milletvekili istedik, hayatımın en büyük pişmanlığıdır... O gün bugün 15 milletvekilinin bedelini ödeyemedik. Ömer Seyfettin’in diyetine döndü bu iş...” dedi.
.
Sonra sormuş;
15 Milletvekilini kim istedi?
-“15 milletvekili istedik...” diyen Meral hanım,
.
Yerel seçim işbirliğini kim istedi?
-“Kılıçdaroğlu’ndan randevu aldım gittik. İki parti yerel seçimlere birlikte gitmeyi teklif ettik..." diyen Meral hanım.
.
6’lı Masa’da “Giderseniz gidin, biz 5 lider olarak imzalar devam ederiz” dedikleri halde, kırıp dökerek kalktığı masaya iki belediye başkanını Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak kabul ettirip geri dönen kim?
-İYİ Parti sözcüsü Kürşad Zorlu’nun “Akşener, İmamoğlu ve Yavaş'a cumhurbaşkanı yardımcısı olma önerisini iletti, Kılıçdaroğlu'na da iletecek...” ifadesinde yer alan Meral hanım.
.
Diyet isteyen kim?
Hangi diyeti ödediniz?
.
Bu sorulara birisi cevap vermeli…
.
CHP 15 milletvekilini vermeseydi, İYİ Parti nerede olurdu acaba?
.
Merkez sağa yanaşma çabaları sonuç vermeyince tekrar Milliyetçi Muhafazakârlığa oynamak niye?
.
Son dakika ortaya çıkan Ümit Özdağ’ın sırf göçmenlerle ilgili sert konuşmalarının prim yapması üzerine mi bu karar alındı?
.
“Bir oy Kılıçdaroğlu’na, bir oy bana” diyerek bizden oy toplayan Akşener’in, bu konudaki fikri ne zaman değişti?
.
MHP ve HDP’nin gerisinde kalan Meral Akşener bunun hesabını vermek istedi mi?
Vermek isteseydi kurultayda bırakması ve tekrar aday olmaması gerekmez miydi?
.
Herkes oturup Erdoğan’ın seçimi nasıl kazandığını anlatıyor.
Böyle muhalefete böyle tıraş…
Türkiye kimlerin elinde, kalk da gör paşam!
…
Ümit Özdağ sosyal medyadaki hesabından şunu paylaştı.
Bilemem doğru, bilmem yanlış.
.
Ümit Özdağ:
Sayın Akşener, “CHP’den 15 milletvekili aldım. Bedel ödemekten bıktım” demiş.
Bu açıklama gerçekleri yansıtmıyor. CHP, 15 milletvekili karşılığında İYİ Parti’den bedel istemedi.
Şimdi olayların gelişmesini özetleyeyim.
İYİ Parti’nin seçimlere sokulmaması için Ankara’da gizli bir toplantı yapıldığı ve karar alındığı bilgisi bana ulaştı.
Bu bilgiyi Akşener ile paylaştım.
Akşener bunun üzerine Kılıçdaroğlu ile görüştü ve TBMM’de grup kurarak seçime girmek için 15 milletvekili istedi.
Kılıçdaroğlu çok istekli davranmamış.
Akşener’in bana söylediğine göre “Basına bu talebimi anlatır ve sizin reddettiğinizi açıklarım” demesi üzerine Kılıçdaroğlu kabul etmek zorunda hissetmiş.
En azından Akşener bana böyle anlattı.
Üstelik Kılıçdaroğlu 15 vekil ile desteği ittifak şartı olmaksızın vermişti.
CHP’li vekillerin katılmasının üzerinden kısa bir süre geçti.
Akşener bir gün divana gelerek,
“KK ile el sıkıştık. Seçime ittifak ile giriyoruz, ne diyorsunuz” diye sordu.
2 genel başkanın el sıkışması sonrasında söyleyecek bir şey kalmamıştı.
CHP-İYİ Parti ittifakı, AK Parti’den İYİ Parti’ye gelen yüzde 7 civarında oyun MHP’ye gitmesine neden oldu.
CHP-İYİ Parti ittifakı kararı, İYİ Parti için iyi olmamıştı.
2019 Yerel seçimleri öncesinde İYİ Parti divanında, Akşener ve bütün divan üyeleri “CHP ile yerel seçimlerde ittifak yapalım” görüşünü savundular. Ben tek başıma “CHP-HDP ittifakı üzerinden saldırıya uğrarız, üstelik biz CHP ile ittifak yaparsak, ayrılmış olan AK Parti ve MHP tekrar bir araya gelirler, Cumhur ittifakı tekrar kurulur” görüşünü savundum.
İttifaka karşı çıktım.
Reddedildi.
Dikkat edin, yerel seçimlerde CHP İYİ Parti’ye değil, İYİ Parti CHP’ye ittifak teklif etti.
İYİ Parti tarafından bedel ödense tam tersi olurdu.
Üstelik yerel seçimler sonrasında Sayın Akşener ve yakın çevresinin CHP’ye “Nasıl bedel ödettiğini” hepimiz biliyoruz.
Sonuç olarak, olayları en yakından yaşayan 5 kişiden birisi olarak Akşener’in bugün yaptığı açıklamanın doğru olmadığını biliyorum.
CHP, hiç bir zaman, “Biz size 15 vekil verdik, buyurun kasaya” tavrı içinde olmadı.
Eğer olsaydı en çok ben yeri göğü inletir, CHP’yi sert şekilde eleştirirdim.
Hele Akşener ile en son konuşmamızı yaptığımız İstanbul’daki ofisindeki konuşmada CHP ile yolları “CHP’yi suçlayarak” bitireceğim dediğini çok iyi hatırlıyorum.
Akşener, Sözünü tuttu, suçlayarak bitirdi. Peki, bunları neden yazdım?
Çünkü aynen böyle yaşadım ve dostluk da mertçe olmalı rekabet de…
.
Buna da verilecek bir cevap vardır herhalde.
.
Peki ben bunları neden yazdım?
BU ülke aldatılmaktan bıktı artık.
Özdağ ne diyor?
“… dostluk da mertçe olmalı rekabet de…”
KIZAMIK KONUSU
Ümit Özdağ başka bir paylaşımında şunları söylüyor:
“Sığınmacı akımının sağlık sistemimizi hırpalandığını ve kaybolmuş hastalıkların tekrar ortaya çıkacağını 3 yıl önce yazmıştım.
Nitekim oldu.
Kızamık vakaları son 3 ayda özellikle 3 Büyükşehirde olmak üzere artış göstermiş durumda.
Hastaneler tarafından halk sağlığı müdürlüklerine bildirim yapılmasına rağmen net vaka sayıları açıklanmıyor gizli tutuluyor.”
.
“Düzenli ve kontrollü aşılama programı ile Türkiye’de neredeyse hiç kızamık vakası ile karşılaşılmazken düzensiz ve kontrolsüz göç nedeni ile hastalık ile başa çıkılamaz hale gelindi.”
.
“Takip zinciri kırılır ise aşılama yapılan vatandaşlarımızın bile hastalığın olumsuz etkilerinden kaçmaları mümkün olmayabilir.
Hasta olan bireyler ve çevresi erken dönem ve geç dönemde zatürre, beyin enfeksiyonu, sakatlık hatta ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kalıyorlar.”
.
“Nitekim büyükşehirlerdeki hastanelerden her gün kızamık nedeni ile yoğun bakım yatışı ve ölümü olduğu ile ilgili bilgiler geliyor.
Özellikle bebekler, hamileler, yaşlılar ve bağışıklığı düşük bireyler risk altında.
Tüm sağlık çalışanları, hastaneler ve halk sağlığı müdürlükleri durumun farkında iken; acilen vaka sayıları açıklanmalı, halk bilgilendirilmeli, vaka yayılımına karşı tüm önlemler alınmalı, aşılama zinciri tekrar kurulmalı.
Göçler devam ederken bu mümkün değil…”
.
“Üstelik şimdiye kadar Hastalıklar Suriyelilerden kaynaklanıyor.
Afganistan kaynaklı salgınlar henüz kuluçka aşamasında.
Ve ben bunları uluslararası bir kuruluşun temsilcisinden dinleyeli 4 sene oluyor. Erdoğan’ı iktidarda tutanlar ülkenize nasıl bir kötülük yaptığınızı bilseydiniz keşke…”
.
Bu söylemlere Sağlık Bakanının çıkıp cevap vermesi gerekmiyor mu?
.
“Ne kızamığı, ne bulaşması?” diyerek rakamlarla, istatistiklerle cevaplaması gerekmiyor mu?
.
Cevaplamıyorsa Özdağ doğru söylüyordur.
.
Doğru söylüyorsa geleceğimiz tehlikededir…