10 BİN KM Araba piyasası durgun vaziyetteyken, sarışının biri 250.000 km deki arabasını satışa çıkarmış. Haliyle bu külüstüre bir kişi bile talip olmamış.
Arkadaşına yalvarmış yakarmış;
-“Ne olur, bana yardım et, ne olur…”
Arkadaşı dayanamamış ve;
-“Sanayide şu adrese git. Orada Ahmet Usta’ya benim selamımı söyle... Arabanın kilometre saatini 10.000 km’ye ayarlasın.”
Sarışın kadın Ahmet Usta’yı bulmuş.
Al takke ver külah, anlaşmışlar.
Ahmet Usta, saati 10.000Km’ye ayarlamış.
Aradan bir hafta geçmiş…
Arkadaşı, yolda sarışına rastlamış.
Bakmış ki hala aynı külüstüre biniyor.
-“O ne yahu! Arabayı hala satamadın mı?”
Sarışın gururlu bir şekilde cevaplamış;
-“Deli misin sen? Daha 10 bin kilometredeki arabamı satar mıyım ben?”
İYİLİK
Avukatın biri ölmüş ve diğer tarafa geçmiş. Cennetin kapısında sorgu meleği avukatın günahlarını esneyerek dinlemeye başlamış:
1-“Çevreyi kirleten büyük bir şirketi suçlu olduklarını bildiğim halde savundum ve beraat ettirdim.”
2-“Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödediği için savundum ve idamdan kurtardım.”
3-“Birçok müşteriden fahiş fiyat aldım.”
4-“Parası olmayan kadınları savunmak için onlara ilişki teklif ettim.”
Ve liste uzadıkça uzar gider.
Günahlar bitince, avukat sorar;
-“Bu arada yaptığım iyiliklerde var, onları unutmasak!”
Bunun üzerine Melek, bir süre önündeki defteri karıştırır ve:
-“Haklısın. Bir tarihte dilencinin birine yüzlira vermişsin…”
-“Evet, evet!”
-“Bir başka tarihte de boyacı çocuğa ikiyüz lira bahşiş vermişsin...”
Avukat heyecanla cevap verir;
-“Evet, tabii ki…”
Melek yanında duran yardımcısına döner ve:
-“Buna üçyüz lirasını verin ve derhal Cehenneme atın”
MARKA OLMAK
Bir partide çok şahane bir kız gördünüz diyelim.
Hemen yanına gidip:
“Harika sevişirim!” derseniz,
Bu, ‘Doğrudan Pazarlama’dır.
.
Bir partide takılırken, arkadaşlarınızdan biri, bir kıza gidip sizi gösterip:
“Şu çocuk var ya, harika sevişir” derse,
Bu ‘Reklam’dır.
.
Partide şahane bir kız gördünüz…
Yanına gidip telefon numarasını aldınız.
Ertesi gün kızı arayıp;
“Merhaba, ben harika sevişirim” derseniz,
Bu ‘Telepazarlama’ dır.
.
Partide şahane bir kız gördünüz.
Hemen kravatınızı düzeltip ona bir içki verdiniz,
Ona salonun kapısını açtınız.
Çantası düşerse hemen davranıp yakaladınız ve kendisine verdiniz.
Dolaşmayı teklif ettiniz ve ona;
“Ha! Bu arada, harika sevişirim” derseniz,
Bu ‘Halkla ilişkiler’ dir.
.
Partide şahane bir kız gördünüz.
Kız yanınıza geldi ve:
“Duydum ki harika sevişiyormuşsunuz” derse,
Bu artık ‘Marka Olmak’ dır.
GÖRDÜMDA
Temel ile Dursun, köylerinde bulunan 70 yaşındaki Fadime Teyze’ye bir gün oyun oynamaya karar verirler.
Temel, Fadime Teyze’ye:
-“Şu minarenin tepesine bir toplu iğne dikeceğiz. Eğer görebilirsen seni evlendireceğiz…”
Fadime Teyze heyecanla bakmaya başlar.
Uzun bir zaman sonra Temel dayanamaz;
-“Ne oldu Fadime Teyze. Göremedin mi yoksa?”
Fadime Teyze gözünü minareden ayırmadan;
-“Ula uşağum, iğneyü gördümda minare nereyedur ona pakayrum…”
BADEMLER
Tur otobüsü şoförü, omzuna dokunulunca hafifçe başını çevirip bakmış.
Ön sırada, elindeki bir avuç bademi kendisine uzatan yaşlı bir kadın.
Teşekkür ederek almış bademleri ve yemiş…
15 dakika sonra yaşlı kadın tekrar şoförün omzuna dokunup bir avuç daha badem vermiş.
Bu ikramı 5 kere daha yapınca şoför;
-“Zahmet ediyorsunuz efendim. Hep bana yedirdiniz. Biraz da kendiniz yesenize…”
Kadın eğilerek konuşmaya başlamış;
-“Bademleri çiğneyemiyorum evladım… Dişlerim yok…”
Şoför şaşırmış ve;
-“Niye satın alıyorsunuz o zaman?”
-“Evladım ben sadece üzerindeki çikolatayı emmesini seviyorum!...”
BÖYLE DAVRANMA
Eve zamanından erken dönen koca karısını yatakta en iyi arkadaşlarından biri ile yakalamış.
Adam hiç bozuntuya vermeden ve soğukkanlılıkla silahını çekmiş ve arkadaşını vurmuş.
Kadın yatakta şöyle doğrulmuş sitemkâr bir tavırla;
-“Bana bak! Bu şekilde davranmaya devam edersen hiç arkadaşın kalmayacak.”
İYİ FİKİR!
Ufak tefek yaşlı bir kadın iki plastik torba taşıyarak caddede yürüyormuş.
Torbalardan biri delinmiş ve 20 dolarlıklar havada uçuşmaya başlamış.
Polisin biri kadını durdurup;
-“Hanım efendi torbadan paralarınız dökülüyor.” demiş.
-“Kahretsin! Uyardığınız için sağolun. Ben şimdi dönüp toplarım onları.”
-“Bir durun bakalım! O kadar para nereden geliyor? Çaldınız mı yoksa?”
-“Yok canım! Benim bahçe stadyum parkına bakıyor. Arada sırada oradaki araçlarda parti veriyorlar. O partilerden çıkan adamlar çoğunlukla benim çiçek tarlalarımı tuvalet olarak kullanıyor. Ben de elektrikli kesiciyle çalıların arkasında bekliyorum. Onlar işlerini görmeye hazırlandığı anda benim kesiciyi çalıştırıp; 'Ya 20 dolar verirsin ya da senin ki uçar gider!' diyorum.”
“Vay be!” demiş polis gülerek;
-“İyi fikirmiş. Baksanıza 20 dolarlıklarla iki torba doldurmuşsunuz?”
Yaşlı hanım cevap vermiş;
-“Yok canım. O torbada ödemeyenlerin ödemeleri var…”
MERHABA!
Bir gemici geç vakit otele gelmiş.
Yer olup olmadığını sormuş.
Resepsiyon görevlisi;
-“İki kişilik bir odada tek yatağım var. Ancak pek tavsiye etmem. Çünkü öteki yatakta fena halde horlayan bir delikanlı yatıyor.”
-“Ziyanı yok. Verin bana o yatağı...”
Ertesi sabah gemici hesabı ödemeye indiğinde otelci sormuş;
-“Nasıl rahat uyuyabildiniz mi?”
-“Çok güzel uyudum.”
Resepsiyon görevlisi merakla sormuş.
-“Yanınızdaki müşteri hiç horlamadı mı?”
-“Yooo…”
-“Ama nasıl olur?”
-“Odaya girince yanağından ‘Merhaba güzel çocuk’ diye bir makas aldım. Sabaha kadar gözlerini kırpmadan yatakta oturdu...”
TRAFİK!
Kadın doktora gittikten sonra eve gelmiş ve kocasına müjdeyi vermiş.
-“Hamileyim!”
Adam şaşkınlık içerisinde içinden; “İmkânsız! Ben hep dikkat ederim” demiş ve almış doktorun yanında soluğu.
-“Anlayamıyorum doktor, o kadar dikkat etmiştim hâlbuki…”
Doktor sakin bir tavırla:
-“Bakın bayım… Bu araba kullanırken dikkat etmeye benzer. Siz dikkat edersiniz ama başkası gelip çarpar!”