Üniversiteler bacasız sanayidir. Hemen bütün il ve ilçelerde fakülte ve yüksekokullar çoğu sanayi şirketlerinden daha fazla para kazandırır.

Üniversiteler bacasız sanayidir. Hemen bütün il ve ilçelerde fakülte ve yüksekokullar çoğu sanayi şirketlerinden daha fazla para kazandırır. Özellikle öğrenciler ev sahipleri ve esnafın göz bebeğidir. Özel üniversitelerin de çoğu yatırım amaçlı kurulmuştur.
Üniversite sınav sonuçları açıklandıktan sonra, Pazar kızışmaya başladı. Hemen bütün kanallarda farklı üniversitelerin reklamları dönüyor. Sosyal medya ortamlarında, gazetelerin internet sayfalarında adı duyulmayan üniversitelerin reklamları var. Yurt dışındaki üniversitelerin de aracı kurumlar vasıtasıyla reklamlarını izlemek mümkün.
Başarı düzeyi düştükçe, tercih kotası da sürekli genişletiliyor. Sınırlamalar azaltılıyor sürekli. Barajlar bile kaldırıldı. Neredeyse açıkta kalma korkusu yok. Her puana göre bölüm ve program var.
Yüz binlerce gencimiz ve bir o kadar anne baba tercih yapacaklar. Maşallah anne ve babalar gençlerimizden çok daha heyecanlılar. Daha fazla araştırıyorlar.
Son yıllarda tercihte bilinç yükseldikçe, üniversitelerde boş kontenjanlar artıyor. Özellikle meslek yüksekokullarında bazı programlar kapanma eşiğine gelip gidiyor. Birçoğu kapanıyor. Paralı eğitimde de istihdamı kolay olmayan bölümler az tercih alıyor. Malum özel üniversitelerin ücretleri çok yükseldi.
Tercihlerden önce ülkenin önde gelen üniversitelerinden Hacettepe, ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi gibi üniversiteler bile bol bol reklam veriyorlar. Hele vakıf üniversiteleri gazetelere tam sayfa ilan veriyor. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi kontenjanların bir kısmı yine boş kalacak. Bu nedenle reklamlar daha ağırlıklı görünmeye başladı.
Eylülün ilk haftasında yapılacak kayıtlardan sonra açık kontenjanların artması kaçınılmaz görünüyor. Ek yerleştirme sistemiyle açık kontenjanların bir kısmına yerleştirme yapılır, ancak durum geçmiş yıllardakinden çok farklı görünmüyor. Kontenjan açığı çıkma olasılığı daha yüksek görünüyor. Hemen bütün illerde kiralar başta olmak üzere öğrenci masrafları çok arttı. Yaklaşık üç milyon gencimiz tercih yapabilme kotasında ve bir milyonun az üzerinde kontenjan var.  
Açık kontenjanlarda sorumluluğun öteki yüzünde de üniversiteler ve üniversitelerdeki yapılanmalar geliyor. Devlet üniversitelerinde ortaya çıkan kontenjan açıkları, bölge bölge tasnif edilerek yorumlandığında, ülke gençliğinin önceliklerinin hangi alanlar olduğu net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla mevcut yapılanmaların gözden geçirilmesi ve üniversitelerin yeniden stratejik plan hazırlaması gerekmektedir.
Tercihlerde dikkati çeken önemli noktalardan biri de, imalat ve üretimden ziyade hizmet sektörlerine hitap eden bölümlerin kontenjanlarını doldurmaları ve kontenjanlarını yüksek puandan kapatmalarıdır. Bir yerde gençler, geleceği olan, evrensel anlamda geçerli olan alanlara yönelmektedirler.
Emek isteyen, alın teri isteyen mesleklerden sürekli uzaklaşan gençler, meslek yüksekokullarına mecbur kalmadıkça tercih yapmıyor. İstihdamı zor bölümlere yapılan tercihlerde de ikinci üçüncü hakkını kullanan gençlerin açıkta kalmama düşüncesi etkili görünüyor.
Gidişata göre reklamını fazla yapan, kendini daha iyi tanıtan üniversiteler kontenjanlarını dolduracak gibi görünüyor. Sıra devletin kesenin ağzını açmasına kalıyor. Burs ve kredileri mutlaka iki üç katına çıkarması gerekiyor.