Dünyada uygulanmamış yeni yeni ekonomi modelleri icat ederek ülke yönetmeye kalkacaksınız,
Dünyada uygulanmamış yeni yeni ekonomi modelleri icat ederek ülke yönetmeye kalkacaksınız,
Sonra batışa geçince;
“Tasarruf edin” diyeceksiniz.
.
Ekonominin ayarları ile oynayarak, faizlerle dalga geçeceksiniz.
.
Merkez Bankasında döviz bırakmayacaksınız.
.
Dövize endeksli geçiş garantili köprüler, otoyollar,
Yatış garantili hastaneler yapacaksınız.
.
Günlük 18 Milyon gideri olan saraylarda yaşayacaksınız.
.
Ekmek almaya giderken 300 araçlık koruma konvoyuyla gideceksiniz.
.
Ülke batınca vatandaşa;
“Tasarruf edin” diye tavsiyelerde bulunacaksınız.
.
Hani Karadeniz gazı?
Hani Gabar petrolü?
Hani?
Hani?
.
Hani bizi kıskanan Avrupalı?
Neredesiniz?
.
Milletle dalga geçmenin başka boyutu bu olsa gerek…
DERDE BAK!
24 Temmuz Lozan’ın 100. Yıl dönümüydü.
Yurdun çeşitli bölgelerinde kutlandı.
.
Zira ülkenin tapusunun alındığı, Dünyanın Genç Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıdığı bir antlaşmaydı.
.
Atalarımızın kanlarıyla işgalden geri kazandığı bu toprakların senediydi Lozan.
.
Ama içimizde bunu istemeyenler, bunu anlamayanlar var.
.
İçimizde “Keşke Yunan galip gelseydi” diyenler var.
Bırakın demeyi, bunu alenen söylemeye cesaret edenler var.
.
100. yıl çok önemli bizim için.
Bir asırdır bu topraklarda barış içinde yaşamaya çalışıyoruz.
Ancak her zaman olduğu gibi yine içimizde bunu bozmak isteyen iç ve dış mihraklar dolu.
.
Dış mihrakları anlarım, ülkenin varlığı bile onlara rahatsızlık verebilir.
Peki ya içtekiler?
.
Şu haber ortaya çıkınca;
Kurtuluş Savaşında aldığı İstiklal Madalyası ile mezarında yatan canım dedemin kemikleri kesin sızlıyordur.
Benim de okuduğum haberde satırlar ilerlerken içimin sızlaması vatan sevgisidir.
.
Haberi mi merak ettiniz?
.
Buyurun okuyun:
“Bir araya gelen örgütler, dün yaptıkları açıklamada Lozan’ın hükümsüz kılınması için çağrıda bulundu.”
.
Kimdi bunlar?
“Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşil Sol Parti (YSP) ve Kürt örgütler…”
.
Açıklama şöyleydi:
“Öncelikle halkımızın temsil edilmediği ve iradesinin yok sayıldığı Lozan Antlaşması’nı ve bu antlaşmayı imzalayıp uygulayanları şiddetle kınıyoruz.”
.
“… İttihat Terakki’den gelen kadrolardan oluşan Kemalist Rejim, Osmanlı’nın 1850’lilerde başlattığı ve katliamlar eşliğinde sürdürdüğü Türkleştirme-Merkezileştirme siyasetini cumhuriyet döneminde de sürdürdü.”
.
“… Bizler, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin resmen ve Özerk Rojava Yönetimi’nin fiilen federal yapıda kurulmasını çok önemli kazanımlar olarak görüyoruz.”
.
“… İki federal yönetimin kurulması; halkımızın ulusal özgürlüğü ve Lozan 1923 Antlaşmasının aşılması hedefinde önemli hamlelerdir.”
.
“… Kürt siyaseti, ulusal özgürlüğün önündeki engelleri aşıp fırsatları kullanabilir ve Lozan Antlaşmasını hükümsüz kılabilir.”
.
“… Kürt halkının kendi ülkesi Kürdistan’da özgür ve onurlu bir şekilde yaşama hakkı vardır ve bu bölge barışı ve istikrarının da koşuludur…”
.
Açıklama böyle…
.
Dert şu:
“Lozan Antlaşmasını hükümsüz kılmak!”
.
Vay be!
Derde bak!
.
Dr. Naim Babüroğlu (Tarihçi, Yazar, Uluslararası İlişkiler, Stratejist) sosyal medyadaki mesajında diyor ki:
“*Türkiye’yi parçalayan Sevr hayalini yerle bir ettiği için, PKK terör örgütü Lozan’dan nefret eder.
*PKK, Türkiye’yi parçalayan Sevr’e dönüş için Lozan’ın tartışmaya açılmasını sürekli gündemde tutar.
*PKK, Şeyh Sait hayranları Lozan’ı felaket, Sevr’i kurtuluş olarak tanımlar.
*PKK, Şeyh Sait ve yandaşlarının hedefi parçalanmış bir Türkiye’dir, Sevr’dir.”
.
Peşinden ekliyor Babüroğlu:
“*Sevr’de, yaklaşık 200 bin kilometrekare bırakılır,
*Lozan’da, 736 bin kilometrekareye çıkarılır,
*Hatay’ın katılmasıyla, Türkiye’nin yüzölçümü 783 bin kilometrekare olur.
*Sevr'de bırakılan yaklaşık 200 bin kilometrekarede sömürge ve tutsak bir coğrafya olacaktı. Türkler, bu bölgede asimile politikasıyla yok edileceklerdi.
Lozan imzalandığında, Mustafa Kemal Paşa 42; İsmet Paşa 39 yaşındaydı.
*Özgür bir vatanı bize emanet eden üç Mustafa'yı Mustafa Kemal, Mustafa İsmet ve Mustafa Fevzi’yle vatandan başka sevgili bilmeyen kahramanları saygı ve minnetle anıyorum.”
.
Üzerine laf söylemek bize yakışmaz…
Ç3
Birileri bu ülkede tiyatro oynanıyor dese hemen itiraz edersiniz:
“Haydi oradan!” diye.
Üzerine de eklersiniz:
“İktidarı bilmem ama muhalefet işini iyi yapar” diye de ısrar edersiniz.
.
Ama şu andaki durum öyle mi?
Muhalefete inanan kaç kişi var.
.
Bunu millet durup dururken uydurmuyor, muhalefetin tamamının yaptıklarına bakarak inanmıyor.
.
Bakın en son yaşanan olaya:
TBMM Genel Kurulu, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ile Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti milletvekillerinin imzası ile “Bazı vergilerdeki artışlarla ilgili genel görüşme yapılması” maksadıyla olağanüstü görüşmeye çağrıldı.
Amaç;
MTV vergisini iptal ettirme, zamları konuşmak ve gerekirse geri aldırmak v.s.
.
Ve Meclis toplandı.
.
Toplantıda yapılan oylamada muhalefetin vergi zamları önergesi (234 kabul 257 ret şeklinde) AKP ve MHP oylarıyla reddedildi:
.
Peki kaybedeceği biline biline bu işe neden kalkıldı?
.
Çünkü yaz dönemi dolayısı ile İktidar partili vekiller memleketlerine dönmüştü.
Düşünceye göre Ankara’ya gelmeleri zor olacaktı.
Bunu fırsat bilen muhalefet, iktidara gol atacaktı.
.
Sonra ne oldu da gol olmadı?
.
Çünkü sadece iktidar vekilleri değil, muhalefet vekilleri de rehavete kapılmıştı.
Bir hesap hatası yapıldı.
.
Oylama;
234 Kabul oyuna karşı
257 Red oyuyla kabul edilmedi.
.
Çünkü:
İYİ Parti’den 10,
CHP’den 7,
DEVA Partisi'nden 2,
DP’den 1,
YSP’den 24 milletvekili oylamaya katılmadı.
.
Bunlar muhalefet görevlerini yerine getirip halkı inleten zamlara karşı Meclisteki yerlerini alsalardı durum şöyle olacaktı:
İktidar 257,
Muhalefet 278…
.
Yahu kendi verdikleri önergeye bile sahip çıkamayan bir muhalefet ile karşı karşıyayız.
.
Bunları;
“Bizi kurtarsınlar! Memleketi kurtarsınlar!” diye umutla bekliyoruz.
.
Kimse kusura bakmasın.
Bu muhalefeti bekleyeceğime;
Gidip hiç gelmediği söylenen Ç3’ü beklerim daha iyi…
EY HÜKÜMET!
“Ey! Hükümet!” diye başlıyor söze Adalet Partisi Genel Başkanı Dr. Vecdet Öz, sosyal medyadaki hesabından.
.
Sonra devam ediyor:
“Söyleyeceklerimi not et.!”
.
“Emekliler olarak himmet, sadaka, seyyanen artış, keyfe keder zam ve laf kalabalığı istemiyoruz…”
.
“Bizler Medine dilencisi ve kapı kulu değiliz…”
.
“Bizler bu ülkeye yıllarca hizmet etmiş, vergisini vermiş, çürük raporu almamış ve hakkaniyetle vatani görevini yapmış, gerektiğinde şehit vermiş onurlu birer Türk Vatandaşıyız…”
.
“Tek isteğimiz, yıllarca ödediğimiz primler ve hakkımız olan helal birikimin gerçek değeriyle geri ödenmesi ve ömrümüzün geri kalanını kimseye muhtaç olmadan insani koşullarda idame ettirebilmektir…”
.
“İtibardan tasarruf et ve bu birikimlerle yapılan lüks sarayları, hovardaca alınan milyarlarca dolarlık uçakları ve makam araç filosunu sat, çifte/ballı maaşlar ödemeyi durdur ve paramızı öde…”
Dr. Vecdet Öz
AP Genel Başkanı
.
Muhalefet dediğin böyle olur…