Eskiden insan mahallenin büyüklerinden öğrenirdi. Anne baba kadar sokakta yaşayanlar da insanı eğitir topluma kazandırırdı.

Okul dönemi yine insanların hayata kazandırılmasında, gelenek ve göreneklerin benimsetilmesinde önemli rol oynadı ve oynamaya devam ediyor. Bununla birlikte son zamanlarda sosyal medya kanalları da insanın eğitiminde, gelişiminde öne çıkmaya başladı.
Bir gurup sosyal bilimci, sosyal medya algoritmalarının işlevlerinin, büyük ölçekli kutuplaşmaya ve yanlış bilgilendirmeye yol açabilecek iş birliğini teşvik etmeyi amaçlayan insan sosyal içgüdüleriyle nasıl yanlış hizalandığını yaptıkları araştırmalarla açıklıyorlar.
Hem Twitter hem de Facebook'ta yapılan kullanıcı anketleri, çoğu kullanıcının gördükleri siyasi içerikten yorulduğunu gösteriyor.
İnsanlar, tipik olarak iş birliğini ve toplu problem çözmeyi teşvik edecek şekilde başkalarından bir şeyler öğrenmeye her zaman eğilimlidirler. Bu nedenle, kendi gruplarının bir parçası olarak algıladıkları ve prestijli olarak algıladıkları kişilerden daha fazla şeyler öğrenmeye çalışırlar. Hemen herkesin sosyal medya alanlarında sürekli takip ettikleri birileri vardır.
İnsanların öğrenme önyargıları ilk evrimleştiğinde, ahlaki ve duygusal olarak yüklü bilgilere öncelik vermek önemliydi. Çünkü bu bilgilerin grup normlarını uygulamak ve kolektif olarak hayatta kalmayı sağlamakla daha alakalı olması gerekiyordu.
Günümüzde internet ortamları genellikle reklam gelirini artırmak için kullanıcı katılımını artıran bilgileri seçiyor. Bu durum, algoritmaların, insanların öğrenmek için önyargılı olduğu bilgileri güçlendirdiği ve içeriğin doğruluğundan veya bir grubun görüşlerini temsil etmesinden bağımsız olarak, sosyal medya akışlarını araştırmacıların Prestijli, Grup İçi, Ahlaki ve Duygusal olarak adlandırdığı bilgilerle aşırı doyurabileceği anlamına gelir. Netice itibariyle, aşırı siyasi içeriğin veya tartışmalı konuların genişletilmesi öne çıkar ve kullanıcılar, dışarıdan gelen görüşlere maruz kalmazlarsa, kendilerini farklı grupların çoğunluk görüşü hakkında yanlış bir anlayışla karşı karşıya bulabilirler.
Sosyal medya maymunları garip davranışlarda bulunmak suretiyle arkalarında geniş bir izleyici kitlesi oluşturabiliyorlar. İzleyicilerini bilerek veya bilmeyerek yönlendirebiliyorlar. Özellikle Twitter siyasi ortamlarda çok kullanılıyor. En küçük bir siyasi aktörün binden fazla izleyicisi bulunuyor. Çeşitli siyasi ve ekonomik konularda görüşlerini aktaran siyasi aktörler aslında yorulmadan izleyicilerini yönlendirebiliyorlar. Hatta hemen bütün siyasi aktörlerin sosyal medya çalışanı olduğu için paylaşımlar tek bir kanalda da kalmıyor. Diğer kanallarda ve izleyicilerin bloglarında paylaşılarak geniş kitlelere ulaşılabiliyor.
Aslında sosyal medya guruplarını verimli, öğretici ve eğitici olarak daha fazla kullanmak gerekiyor. Sıkıcı olmadan, ilgi düzeyini artıracak zengin içeriklerle eğitim aracı olarak kullanmakta yarar var. Halen şaklabanlıkların yoğun olduğu ortamlara nitelikli çalışmaları da yüklemek gerekiyor.